İsrail yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerdeki stratejisi ve kırmızı çizgileri hakkında hiçbir fikrinin olmadığı belirtildi.

Yedioth Ahronot gazetesine konuşan İsrailli bir yetkili, ABD'nin İran ile nükleer programına ilişkin imzalayacağı "kötü bir anlaşmanın" askeri saldırı seçeneğini Tel Aviv'in elinden alacağını vurguladı.

İsrailli yetkili, "Asıl endişe, (ABD'nin) kırmızı çizgilerinin ne olduğunu bilmememiz. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun kendisi bile gerçekten bilmiyor" ifadelerini kullandı.

İran'ın ABD ile nükleer programını sürdürebilecek bir anlaşma imzalamasının, İsrail'in "güvenlik çıkarlarına ciddi şekilde zarar verebileceğini" savunan yetkili, böyle bir anlaşmanın Tel Aviv'in gündemindeki askeri saldırı seçeneğini de engelleyeceğini öne sürdü.

ABD'DEN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMA

ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Fox News kanalına verdiği demeçte, İran'ın nükleer programının kapatılmasını müzakere etmediklerini duyurdu.

İsrail'in İran'ın nükleer programının tamamen sonlandırılması talebine rağmen Witkoff, müzakerelerin İran'ın nükleer programındaki uranyum seviyelerinin düşürülmesiyle ilgili olacağını belirtti.

İran'ın uranyum zenginleştirme seviyesinin yüzde 3,67 ile sınırlandırması gerektiğini dile getiren Witkoff, bu sorunun diplomatik yollarla çözülmeye çalışılacağını ifade etti.

Witkoff, buna uyulmaması durumunda, "hiç kimse için iyi olmayacak alternatifler aramak zorunda kalacaklarını" dile getirdi.

Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 üyesi ve Almanya, (P5+1) ile İran, 2015 yılında Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA) Anlaşması'nı imzalamış, bu kapsamda İran'ın yalnızca yüzde 3,67 oranında zenginleştirilmiş, 300 kilograma kadar uranyuma sahip olmasına izin verilmişti.

ABD Başkanı Donald Trump ise başkanlığının ilk döneminde, 2018 yılında JCPOA'dan tek taraflı çekilmişti.

Trump sonrasında 2021'de göreve gelen Joe Biden yönetimi ise İran nükleer anlaşmasına geri dönecekleri vaadinde bulunmuş ancak İsrail'in baskıları karşısında bu konuda adım atmamıştı.