HAŞİM KILIÇ/ANKARA
Sergi ile ilgili bilgi veren CerModern Kültür ve Sanat Programları Direktörü Zihni Tümer, “Biz burada, anlatısal ve kavramsal bir derinlik yaratmayı amaçladık. İzleyiciyi yalnızca bir seyirci olarak bırakmak değil, sürecin içine çekmek istedik." dedi. Tümer, serginin sadece eserlerin dijital ortama aktarılmasıyla sınırlı kalmadığını; Kandinsky’nin sanat pratiği ve bilimle olan ilişkisini de ele aldığını sözlerine ekledi.
Cermodern bünyesinden bulunan Flow Dijital Sahne’de sergiler, ileri teknolojiyle bütünleşen bir anlatıyla sunuluyor. 14 projeksiyonun tek bir ekran gibi kurgulandığı salon, ziyaretçilere dijital bir deneyim sunuyor. CerModern Kültür ve Sanat Programları Direktörü Zihni Tümer, Dijital Sahne’deki sergilerin mekan tasarımıyla da bütünleşen bir yapıya sahip olduğuna dikkati çekerek, "U şeklindeki salonu tek bir ekran gibi tasarlayarak izleyiciye bir bütün olarak sunma imkanı sağladık." diye konuştu. Dijital sanatın yalnızca görsel bir zevk olmaktan öteye geçmesi gerektiğini vurgulayan Tümer, "Bugün dijital sanat uygulamalarının çoğu, sadece görsel bir deneyim sunuyor. Oysa biz burada, anlatısal ve kavramsal bir derinlik yaratmayı amaçladık. İzleyiciyi yalnızca bir seyirci olarak bırakmak değil, sürecin içine çekmek istedik." dedi.
SANAT VE BİLİM İLİŞKİSİ
Flow Dijital Sahne’nin üçüncü sergisi olan ‘Kandinsky -Mavi Süvari’nin Yolculuğu’, yirminci yüzyılın ikonik isimlerinden Vasili Vasilyeviç Kandinsky’yi konuk ediyor. Sergi, sadece eserlerin dijital ortama aktarılmasıyla sınırlı kalmıyor; sanatçının sanat pratiği ve bilimle olan ilişkisini de ele alıyor. "Kandinsky’nin sanatında, mikroskobik düzeydeki moleküllerin amorf formlara dönüşümünü görebiliriz. O, bilimi ve teknolojiyi sanatına entegre eden öncü isimlerden biriydi." diye konuşan Zihni Tümer, sanatçının bilimle ve dönemin teknolojisiyle kurduğu yakın ilişkiye vurgu yaptı.
MAVİ SÜVARİ AKIMI
Kandinsky'nin 1911'de kurduğu ve soyut sanatın gelişmesinde büyük rol oynayan "Mavi Süvari" grubuna da odaklanan sergi, sanatçının bu akıma getirdiği bakış açısını derinlemesine ele alıyor. Tümer, "Mavi Süvari, bir sanat akımından öte bir düşünce sistemi olarak sanat tarihindeki yerini koruyor. Kandinsky’nin eserlerinde bu akımın etkilerini her zaman görmek mümkün. Biz de sergimizde, onun sanat pratiğini ve Mavi Süvari'yi bir yolculuk metaforu üzerinden ele aldık." dedi.
Serginin müzik kurgusu Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Genel Sanat Yönetmeni Cem-i Can Deliorman tarafından hazırlandı. Kandinsky'nin çağdaşlarından esinlenen müzikler, serginin anlatısına paralel olarak bir atmosfer yaratıyor. Zihni Tümer, müzik kullanımıyla ilgili olarak "Kandinsky'nin sanatını yalnızca görsellikle değil, müzikle de desteklemek istedik. Müzik, onun sanat anlayışında önemli bir yere sahipti ve biz de bunu sergide yansıttık." diye belirtti.
FARKLI ÇAĞRIŞIMLAR YARATIYOR
Serginin izleyicilerden büyük ilgi gördüğünü ve olumlu geri dönüşler aldığını belirten Tümer, "İzleyicilerin tepkisi olağanüstüydü. Sergi sonrasında bizlere ulaşan yorumlar, serginin düşündürücü ve öğretici bulunduğunu gösterdi. İzleyicilerin, Kandinsky’nin sanatına dair yeni perspektifler kazandığını gözlemledik. Özellikle tematik veya biyografik anlatımın izleyicilerde farklı çağrışımlar yaratması bizi çok mutlu etti. Hatta sergiyi gezenler için özel bir defter koyduk ve ziyaretçiler deneyimlerini bu deftere yazdı.” diye konuştu.
GELECEK PROJELER
Dijital sanat projelerinin devam edeceğini vurgulayan Tümer, gelecekte Hititler ve Atlantis temaları üzerine yeni dijital sergiler düzenlemeyi planladıklarını duyurdu. Tümer, "Sanat ve teknolojiyi birleştirerek farklı dünyalara kapı aralamaya devam edeceğiz. Önümüzdeki projelerimizde de bu anlatı biçimini daha da geliştirmeyi hedefliyoruz." dedi.
