Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) geçen hafta açıkladığı "Türkiye İnceleme Raporu"nun yazarları arasında yer alan Türkiye ekonomisti Sebastien Turban, rapordaki bulguları ve Türkiye ekonomisine ilişkin öngörülerini açıkladı.

Enflasyonun hâlâ yüksek olmasına rağmen düşüş eğilimini sürdürdüğünü dile getiren Turban, "Para ve maliye politikalarındaki uygulamalar, bizim öngörülerimizle uyumlu. Maliye ve para politikalarındaki sıkı duruş, enflasyon kontrol altına alınana kadar sürdürülmeli. Eğer hükümet, Orta Vadeli Program hedeflerine ulaşır ve uzun vadede bu seviyede bütçe açığını korursa, kamu borcu sürdürülebilir olacaktır" dedi.

Para politikasında erken gevşemeye yönelik bir risk olabileceğini ancak bunun temel beklentilerinin dışında olduğunu aktaran Turban, ana senaryolarının makroekonomik politikalara yönelik güçlü taahhüdün süreceği yönünde olduğunu anlattı.

Türkiye'ye yönelik uluslararası yatırımcı algısını da değerlendiren Turban, makroekonomik politikaların uygulandığı son dönemde yabancı yatırımcı algısının iyileşmeye başladığını ve bunun en önemli kanıtlarından birinin de kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımları olduğunu söyledi.

POLİTİKA DURUŞU SÜRMELİ

Turban, sıkı duruşun gerekli olduğunu ileri sürerek şunları kaydetti:

"Ama hala gidilecek bir yol var. Türkiye'ye gelen yabancı yatırımların, dalgalı sermaye akışları değil, ekonomide daha kalıcı olan doğrudan yabancı yatırımlar olması çok önemli. Bu yüzden, politika duruşunun sürdürülmesi gerektiğini savunuyoruz. Yatırımcı güveni, zamanla daha da artırılabilir. Son dönemde yaşananlara karşı, Merkez Bankası ve ekonomi otoritelerinin iletişiminden ve belirsizliklere karşı alınan kararlardan gördüğümüz, politikaları sürdürme taahhüdü mevcut. Böylece, Türkiye'ye güven artabilir ve bu yabancı yatırım akışları daha kalıcı hale gelir."

RAPORDA NELER VARDI?

OECD, geçen haftaki Türkiye İnceleme Raporu'nda, sıkı para ve maliye politikasının sürdürülmesi tavsiyesinde bulunmuş, mali disiplinin güçlendirilmesi, harcama verimliliğinin artırılması, vergi gelirlerinin genişletilmesi ve kapsayıcı büyümeyi teşvik etmek için yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğunu bildirmişti.

Türkiye'nin ekonomik yakınsamayı başarıyla sürdürmesinin yapısal reformları hayata geçirmesine bağlı olduğuna dikkat çekilen raporda, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,1 ve 2026'da yüzde 3,9 büyüyeceği, enflasyonun ise bu yıl sonunda yüzde 31,4 ve 2026'da yüzde 17,3 seviyesinde gerçekleşeceğini tahminine yer verilmişti.

OECD verilerine göre, Türkiye ekonomisi son 10 yılda OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri oldu ve yıllık ortalama yüzde 4,9 büyüdü.