Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) konser soruşturmasının kronolojisine bakalım. Çünkü; kronoloji yaşananları anlamamıza yardımcı olur.
Konser iddianamesinde deniyor ki:
“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca 2021-2024 yılları arasında düzenlenen konserlere ilişkin hizmet alımlarının usulüne uygun yapılmadığı… Söz konusu konserlere ilişkin İçişleri Bakanlığı müfettişlerince düzenlenen raporlarda ve cumhuriyet başsavcılığımızca alınan 17 Eylül 2025 tarihli bilirkişi raporunda ABB Başkanlığı tarafından düzenlenen etkinlikler kapsamında 2021-2024 yılları arasında yapılan konserlere yönelik harcamaların usulsüz olduğu… Bilirkişi raporuna göre dosyada yapılan 32 konser hizmet alımı yönünden firmalara fazla ödeme yapılarak menfaat sağlanan miktarın 154.453.221.60 TL olduğunun tespit edildiği…”
Peki süreç nasıl başladı?
- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı haber siteleri ve sosyal medya platformlarında yer alan iddiaları ihbar kabul ederek ABB tarafından 2021-2024 tarihleri arasında düzenlenen konserler ile ilgili olarak 12 Kasım 2024 tarih ve 2024/15035 ihbar sayısı ile re’sen soruşturma başlatıldı ve hizmet alımlarının usulüne uygun olup olmadığı ve belediyenin zarara uğratılıp uğratılmadığı hususlarının araştırılması için İçişleri Bakanlığından talepte bulunuldu.
- Devamında… AKP Milletvekili Osman Gökçek’in İçişleri Bakanlığı’na vermiş olduğu şikayet dilekçesinde ABB Başkanı Mansur Yavaş hakkında; 2023 ve 2024 yıllarında ABB tarafından organize edilen konser ve etkinliklerdeki ödemelerin fahiş oranda yapılarak kamu zararına sebebiyet verdiği, Belediye Başkanı’nın konserlerle ilgili yaptığı basın toplantısında kamuoyuna yanlış bilgiler verdiği, organizasyonlarda çalıştırılan personelle ve irsaliyelerle ilgili sahte dokümanlarla kamuoyunun yanıltıldığı, seçim kampanyasını yürüten firmalara konser ihalelerini verdiği, gerek konser ihalelerini yapan görevliler, gerekse ihaleleri kazanan firmaları korumaya yönelik çabalar içine girdiği iddialarında bulundu.
Tanımlanan suç: Görevi kötüye kullanma
Sürecin devamında “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla soruşturma izni verildi. Yine kronolojiye bakalım:
- İçişleri Bakanlığı tarafından “Ankara Büyükşehir Belediyesince düzenlenen etkinlikler ile ilgili yukarıdaki iddialara istinaden ilgililer hakkında araştırma/ön inceleme yapılması” onayı verildi ve mülkiye müfettişleri görevlendirildi.
- Mülkiye Müfettişleri tarafından yapılan soruşturma sonucunda, 31 Ocak 2025 tarih ve 62/2, 119/5 sayılı Ön İnceleme Raporu ile 17 Şubat 2025 tarih ve 62/3,119/6 sayılı Tevdi Raporu düzenlenerek İçişleri Bakanlığına sunuldu.
- Mülkiye Müfettişleri tarafından 4483 sayılı kanuna göre düzenlenen ön inceleme raporu ile ABB tarafından 2021-2024 yılları arasında düzenlenen yüzlerce etkinlikler kapsamında gerçekleştirilen 32 adet konser ile ilgili olarak hizmet alımlarının mevzuata uygun olmadığı ve piyasa rayiçlerinin üzerinde gerçekleştiği iddiası ile olarak Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı, eski başkan vekilleri ve şube müdürlerinden oluşan 6 kamu görevlisi hakkında “görevlerini kötüye kullandıkları” kanaati ile soruşturma izni verilmesi talep edildi ve dosya Ankara Valiliği’ne gönderildi.
‘Nitelikli zimmet’ ve o ‘bilirkişiler’
Burada Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin itirazı var.
Neden mi?
ABB hukukçularına göre dosya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na (görevlerini kötüye kullandıkları) kanaatiyle gitti ancak savcılık suçun vasfının değiştiğini iddia ederek ilgililer hakkında “nitelikli zimmet”iddiası ile 8 Ekim 2025 tarihli iddianameyi düzenledi.
Bu noktada itirazların yoğunlaştığı “görevin kötüye kullanıldığı” iddiasından “nitelikli zimmet” sürecine ayrıntılı bakalım. Bu noktada atanan bilirkişilere de itiraz var.
ABB yetkililerinin bu noktada iddialarına bakalım:
- Esasen, mülkiye müfettişleri tarafından düzenlenen ön inceleme raporunda “görevin kötüye kullanıldığı” iddiası, kamu zararının oluştuğu gerekçesine dayanmakta.
- Kamu zararı oluştuğu iddiası ise, mülkiye müfettişleri tarafından bilirkişi olarak görevlendirilen “bir ilçe gençlik ve spor müdürü, bir defterdarlık muhasebe uzmanı ve bir il gençlik ve spor müdürlüğü memurundan” oluşan heyetin raporuyla vücut bulmuş. Oysa kanun ile bilirkişi, “çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde oy ve görüşünü sözlü veya yazılı olarak vermesi için başvurulan gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi” olarak tanımlanmış.
- Dolayısıyla adı geçenler, iddia konusunda görüş bildirecek nitelikte bilirkişi sayılamayacakları açık. Diğer yandan, adı geçen bilirkişiler, belediyemiz tarafından düzenlenen etkinliklerin niteliği, kapasitesi ve büyüklüğü dikkate alınarak benzer etkinlikler araştırılmadan rapor düzenlemiş olmaları raporun sağlıklı olmadığını göstermekte.
- Savcılık tarafından görevlendirilen, geçmiş dönemin kapatılan yolsuzluk dosyalarında da görev yapan bilirkişilerin ise, bu soruşturmada hiçbir araştırma yapmadan sadece mülkiye müfettişlerinin görevlendirdiği bilirkişilerin raporunu esas aldıkları anlaşılmakta.
- Hakkında ön inceleme yapılanların gerek ön inceleme aşamasında gerekse soruşturma aşamasında, belediye tarafından düzenlenen konser etkinliklerinin benzer büyüklükte ve kapasitedeki özel sektör tarafından yapılan Tarkan konseri ile Bakanlık tarafından yapılan Kültür Yolu Konseri maliyetleri ile karşılaştırılması talepleri göz ardı edilmiştir. Dolayısıyla soruşturma yapılanlar hakkında lehe deliller toplanılmamıştır.
YARIN: Hedefte Mansur Yavaş mı var? Yavaş bu soruşturmaya nasıl dahil edildi?