İrlanda Başbakanı dedi ki: Toplumu ikna etmek önemli - Resim : 1

SEKİZ MİLLETVEKİLİ DUBLİN’DE IRA DENEYİMİNİ KONUŞTU:

‘Bu konuda liderlik önemli. Topluma anlatmak, toplumu ikna etmek önemli.”

IRA’yla müzakere sürecinin kilit isimlerinden dönemin İrlanda Başbakanı Bertie Ahern, iki gün boyunca Dublin’de ağırladıkları sekiz milletvekiline bu cümleyi kurdu. CHP’li Oğuz Kaan Salıcı’yla yaptığım sohbette bu cümlenin altını çizmekte fayda olduğunu düşünüyorum: “Toplumu ikna etmek.”

Evet; Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 8 üyesi, IRA örneğini yerinde inceledi. Milletvekilleri, Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (DPI) daveti üzerine Dublin’de düzenlenen toplantılara katıldı. AKP’den Abdurrahman Babacan, CHP’den Sezgin Tanrıkulu ve Oğuz Kaan Salıcı, DEM Parti’den Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Celal Fırat toplantının katılımcıları arasında yer aldı. Yeni Yol Partisi’nden Bülent Kaya, Mehmet Emin Ekmen, Mustafa Bilici ile 2013-2015 döneminde akil insanlar heyetinde yer alan Yılmaz Ensaroğlu da toplantıda yer aldı.

İki gün boyunca yapılan toplantılara, Kuzey İrlanda barış süreci döneminin İrlanda Başbakanı Bertie Ahern ve İrlanda Eski Dışişleri Bakanı Dermot Ahern gibi isimler konuşmacı olarak katıldı. Komisyon üyeleri, kurulduktan 36 yıl sonra silah bırakan IRA örneğini inceledi.

Dublin’deki toplantıya CHP adına katılan Oğuz Kaan Salıcı ve Yeni Yol Partisi’nden Bülent Kaya’yla sohbet ettim. Önce Oğuz Kaan Salıcı’ya kulak verelim.

CHP ADINA KATILAN OĞUZ KAAN SALICI:

Dirayetli liderlik vurgusu yaptılar

Oğuz Kaan Salıcı, “Toplantı Türkiye’de çok yanlış tartışıldı” cümlesini kurdu: “Birincisi; bu turistik seyahat değil. İkincisi; komisyonun bir parçası olarak gidilmiş değil. DPI davet etti. Yıllardır bu toplantıları düzenleyen organizasyon. Kuzey İrlanda’da o sürecin aktörleri, siyasetçileri, bürokratları kendi deneyimlerini aktardılar. Siyaseti bırakmış, üzerinden yıllar geçmiş konuda tanıkları dinlemiş olduk.”

Peki Salıcı’nın dikkatini hangi tespitler çekti? Dinleyelim:

“Dönemin İrlanda Başbakanı Bertie Ahern özellikle şunu söyledi: ‘Bu konuda liderlik önemli. Topluma anlatmak, toplumu ikna etmek ayrıca önemli. Dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair’in bize büyük katkısı olmuştur. Bunu kimse inkar edemez. Başka başka siyasi tavırlarını eleştirebilirsiniz ama IRA meselesinde önemli rolü oldu. Süreç başladığında Muhafazakar Parti iktidardaydı, sonra İşçi Partisi iktidara geldi İngiltere’de. Blair süreci devam ettirdi ve sahiplendi. Çok zorluk yaşandı. Toplumda istemeyenler vardı. IRA bölündü, saldırılar devam etti.’ İşte biz bunları yaşamış kişilerden dinledik.

CHP’li Salıcı konuşmacıların “Dirayetli bir liderlik ve toplumu ikna üzerinde çok durdular. Çok zorluklarla karşılaştıklarını, bütün bu zorluklar karşısında yaptıkları işin doğru bir iş olduğunu, topluma yararlı bir iş olduğunu düşünerek de süreci devam ettirdiklerini söylediler” değerlendirmesi yaptı.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı süreçle ilgili hep şu tartışıldı: Bir üçüncü göz var mı? Devlet yetkilileri de İmralı Heyeti de başka ülkelerin olmadığının altını çizdi. Peki İrlanda’da bu durum nasıl yaşandı? Oğuz Kaan Salıcı’ya kulak verelim: “IRA’yla ilgili süreç yaşanırken ülke dışından birilerinin süreci bozmaya yönelik tavır almadığını söylediler. Örneğin Amerika’da önemli bir İrlanda nüfusu var ve Amerika da bu sürecin destekçilerinden. Ya da komşu ülkeler bozmaya yönelik eylemlere girmiyorlar.

YENİ YOL PARTİSİ ADINA KATILAN BÜLENT KAYA:

İlk kural; Dublin’de Türkiye’yi konuşmamaktı

Yeni Yol Partisi’nden Bülent Kaya da şu değerlendirmeyi yaptı: “Çalışmanın amacı, genel format, konuyla sınırlı bir toplantı süreciydi. Orada geçmişte IRA sürecinde görev almış İrlanda Başbakanı, Dışişleri Bakanı, Adalet Bakanı deneyimlerini anlattı. Toplantının kurallarından biri de Türkiye’yi konuşmamaktı. Süreçlerde kendi deneyimlerini anlattılar.”

Peki Bülent Kaya ne gördü:

“Genel olarak süreçte yaşadıklarını anladık. İrlanda’nın kararlı tutumunun sonucunu bizimle paylaştılar. Partilerin kendi içlerinde yaşadığı tartışmalar, hükümetin içindeki tartışmalar, kamuoyunun yaklaşımı başlıklarını sundular. O dönemki atmosferi anlattılar. Tamamen şifahendi yani sözlü.” Yeni Yol Partili vekile “Türkiye’yle ilgili bir cümle kurulmadı mı?” sorusunu bir kez daha sordum: “Kurallardan bir tanesi konuşmamaktı. Türkiye’yle ilgili bir konu konuşulsaydı konu amacından sapabilirdi. Neler yaşadıklarını anlattılar. Metodolojiyi, tanıklıklarını bizimle paylaştılar.”

Soru şu: “Biz ne çıkarabiliriz bu toplantıdan?” Kaya şu yanıtı verdi: “Terörle mücadelede güvenlik politikalarının yanında hem bazı siyasi-sivil anlamda atılması gereken adımlar, inisiyatifler alındığını görmüş olduk. Tabii ki her ülkenin kendi hassasiyetleri ve kendi özel durumu var. En azından siyaset kurumunun güvenlikçi politikaları devam ettirilirken istihbarat örgütleriyle, devletle zaman zaman kapalı, ardından da belli bir olgunluğa eriştikten sonra açıklayacak şekilde nasıl görüştüklerini anlamış olduk.”

Bu arada dönemin İrlanda Dışişleri Bakanı Dermort Arhen’in şu cümleleri de çarpıcı: “Başbakan beni çağırdı, IRA’yla görüşmeler için beni görevlendirdiğini söyledi. Ancak bu görüşmelerin basına sızması durumunda, ortaya çıkması durumunda da inkar edeceğini ifade etti. Siyasi kariyerim için bir risk aldım.”

Peki Bülent Kaya bu toplantıyı nasıl okudu:

“Her ülkenin kendine has sorunları olsa bile sorun çözme metodolojisi anlamında önemli toplantılardı. Siyaset kurumunun da en az güvenlik bürokrasisi kadar vazifeleri olduğunu görüyoruz. Tamamen güvenlikçi bir yaklaşımla olmayacağını biliyoruz. Siyasetin de ne kadar önemli olduğunu deneyimlemiş olduk. Toplumsal hassasiyetleri de gözetmek gerekiyor. Yenilgi ya da zafer değerlendirmelerinin yapılmaması gerekiyor.”

Son olarak komisyonun İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşmesiyle ilgili ne düşündüğünü sordum Bülent Kaya’ya: “Böyle bir ihtiyaç varsa bunu iktidar partisinin gündeme getirmesi gerekiyor. O zaman değerlendirme yapılır. Nihayetinde kendilerinin bu konuda ne düşündüğü önemli. MHP lideri Devlet Bahçeli açıklama yaptı. O zaman iktidarın da bu konuda ne düşündüğünü bilmemiz gerekiyor. Sonrasında biz de düşüncelerimizi söyleriz.”