Öncelikle Fenerbahçe basketbol takımını, yöneticilerini, oyuncularını kutluyorum.
Basketbolda Euroleague Final Four’da şampiyon olarak futbolda hayal kırıklığına uğrayan Fenerbahçe camiasını mutlu ettiler. Maç öncesinde Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’un AK Partili bir siyasetçinin elinden “okunmuş baklava” yerken çekilmiş görüntüleri sosyal medyada viral oldu.
Görüntülere bakınca spordan bağımsız bir fotoğraf gördüm.
Ali Koç’un iktidarla flört çabası artık tam olarak gün yüzüne çıktı.
Önce muhalefetin boykot ettiği bir kahveciye annesini götürerek poz verdirdi.
Ardından Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’ye forma hediye etti.
Şimdi okunmuş baklava yedi.
Ben bütün bu gelişmeleri izlerken ne yazık ki iktidarın KOÇ Holding’e yaptırımlarını anımsadım.
MİLGEM ve Altay Tankı projelerini hatırlıyor musunuz?
Merhum Mustafa Koç ölümünden önce aylarca o projelerin ellerinden alınmasının stresini yaşadı.
Kalamış Marina Koç Holding’den alındı ihale ile başka bir şirkete verildi.
Koç Holding’in otomobil şirketi Tofaş’ın Stellantis’i devralma anlaşması Rekabet Kurulu’na takıldı. Bu sorunlar aylarca süren bir mücadeleyle çözüldü.
TOFAŞ, ÖTV matrah düzenlemeleri nedeniyle ithal araçlar karşısında dezavantajlı duruma düştü.
TÜPRAŞ’ın başına gelenlerini yazmıyorum dahi.
Ali Koç şunu unutmamalı:
Koç Holding, geride bıraktığı 99 yılla, mali büyüklüğüyle, istihdamıyla, üretimiyle, ihracatıyla bu ülkenin en saygın şirketlerinden biridir.
Ali Koç’un iktidara yakınlaşmak için yaptığı bu hareketler iktidarın kendilerine olan baskıları bitirmez ama holdingin kamuoyundaki itibarını zedeleyebilir.
Benden söylemesi!
Vaiz mi Mafya Lideri mi?
Ahmet Mehmetalioğlu Çatalca müftüsüydü. Önce bir sucukçunun avukatlığına soyunup haklarını arayan işçilere saldırdı. Ardından kısa süre önce kaybettiğimiz Volkan Konak’ın arkasından küfretti. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine de Çatalca müftülüğünden alınıp Kocaeli Müftülüğü emrine vaiz olarak atandı.
Vaiz Mehmetoğlu, kendisine sert tepki veren CHP lideri Özgür Özel’e yanıt verme saikiyle sosyal medyada şu mesajı paylaştı:
“Ey Özgür Özel. Koruma zırhının arkasından atmak kolay. Koruma ordunu yanına almadan (Gerçi bir işe yaramıyorlar yine tokadı yiyorsun da) buyur gel Fatih’teyim. Nasıl yırtıyorsun ağzımı bi görelim.” diyen Mehmetalioğlu, “Sen ecza dükkanında fiş yırtmaktan bile acizsin. Kartondan başkan. Sen daha tokat yemedin. Sana tokadı ben atacağım, bekle.”
Bu nasıl bir hadsizliktir?
***
Böyle tipler türedi: Kimi YouTube imamı, kimi Tik Tok, kimi Instagram vaizi.
Sosyal medyada üç beş takipçi kasınca dünyanın kendi etraflarında döndüğünü sanan bir din adamı kitlesi oluştu.
Adamdaki cürete bakın ki Atatürk’ün kurduğu, Türkiye’nin kurucu siyasi partisi, hali hazırda Türkiye’nin birinci partisi olan CHP’nin Genel Başkanı’na “Sana tokadı ben atacağım, bekle” diyebiliyor.
Vaiz mi mafya lideri mi?
Diyanet vukuatları kendi boyunu aşan bu vaizi daha ne kadar izleyecek?
Yeni Şafak Şimşek’e neden çaktı?
Günlerdir yazıyorum söylüyorum:
“Mehmet Şimşek ile Hakan Fidan haklarında çıkan olumsuz haberlerin kaynağını dışarıda aramasın.”
Fidan’la ilgili diploma tartışmalarının da Şimşek’in ihale kralıyla ortaklığına dair belgeler de hep kendi mahalleleri tarafından muhalif medyaya sızdırıldı.
Nihayetinde Yeni Şafak öyle bir manşet attı ki benim günlerdir söylemek istediklerimi özetleyiverdi.
“Döviz yükseldi, Enflasyon azdı, üretim düştü, sanayi duruyor. Ekonomi politikasında iki yıl önce yaşanan keskin makas değişimi, Türkiye’yi yüksek faiz sarmalına çekti. İş dünyasının bir numaralı sorunu haline gelen yüksek faiz yükü ve finansman sıkıntısı nedeniyle üretim düştü, sanayide çarklar durma noktasına geldi.”
Altına imza atarım.
Yüzde yüz gerçek bilgiler.
Ancak iktidara bu kadar yakın olan bir şirket böyle bir manşeti niye atar ki?
Basit bir yanıt vereyim:
Ekonomik çıkarlar nedeniyle!
Malumunuz gazeteyi çıkaran şirket, kamunun şeker fabrikalarından bazılarını almış ve şeker işine girmişti.
İktidarın şeker ithalatını serbest tutması da bu alanda yaptıkları yatırımları verimli olmaktan çıkarmıştı.
Dün ilginç bir gelişme oldu. O manşetin ardından hükümet şeker ithalatını durdurdu.
Bugün gazeteye yeniden bakalım, dün bozulan ekonomi bugün düzelmiş mi?