Haber acıydı. Keşke giden gitsin sen şarkılar söyle ardından demekle olsaydı. Türkiye’de üretim yapan en köklü tekstil devlerinden Colin’s, Aksaray Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasının kapısına kilit vurdu. Üretimi tamamen Mısır’a taşıdı.

Ama bu sadece bir yatırım kararı değil… Bu, Türkiye’nin sanayide yaşadığı güven bunalımının, sermaye kaçışının ve ekonomi politikasının duvara tosladığı anlardan biri…

***

Belli ki paraya sıkışıp “Bari şansımı Mısır’da deneyeyim” falan diye gitmedi. Ülkenin artık yatırımcı için cazip olmaktan çıktığını kabul eden uzun vadeli, stratejik bir hamle yaptı.

Zira şirket makine ve üretim ekipmanlarını fabrikadan kaldırılmadı. Hepsi yerli yerinde, fabrika binasının içinde çalışmaya hazır duruyorlar. Ne sattılar ne satılığa çıkarttılar.

***

Kimsenin bu kararı eleştirmeye hakkı yok. Adamlar vatansever ama keriz değil! Matematik biliyorlar.

Türkiye’de bir işçinin aylık toplam maliyeti, asgari ücret, sigorta, vergi derken 800-900 dolar civarında… Mısır’da aynı işçiye 200-250 dolar veriyorsun. Arada neredeyse dört kat fark var. Bu bile yeterli… Enerji maliyetini, hammadde fiyatını, lojistik giderini saymasam da olur sanki…

***

Colin’s ne yapıyor? Kot pantolon üretiyor. Maliyetler TL üzerinden, üstelik enflasyon her ay bir diş daha artırıyor.

Şirket ürünü yurt dışına satıyor, döviz kazanıyor ama o doları ülkeye getirince, baskılanmış bir kurdan TL’ye çevirmek zorunda kalıyor. Yani, dolarını bile gerçek değerinden bozduramıyor.

Bu durumda Mısır’a taşınmak bir “tercih” değil, hayatta kalma stratejisi… Vergi dengesi daha cazip, kur istikrarlı yeri neden seçmesin ki?

***

Fabrika kapanınca 1.500 kişi bir gecede işsiz kaldı. Mesela ben üzüldüm. Peki devletin umurunda mı? Değil elbette…

Sosyal medyada Aksaray’ın seçimlerde verdiği oyları gösterip “iyi oldu” diyen çokça insan paylaşım yaptı. Maalesef o kadar basit değil bu iş!

O 1500 kişi ve ailesi… Nakliyecisi var, kantincisi var, yemekhane tedarikçisi var. Bir fabrikanın kapanması domino taşı gibidir… İlk taş devrilir, ardından esnaf sarsılır, kasabın, manavın, bakkalın yüzü solar. Aksaray’ın ışığı biraz daha kısılır, sokaklar sessizleşir.

***

Colin’s’in gidişi bir sebep değil, sonuçtur. Yıllardır uygulanan bilim dışı, inatçı ve liyakatsiz ekonomi politikalarının ağır sonucudur.

Sanayicinin sırtına yük bindirip nefes aldırmazsan… Her sabah yeni bir vergi, her gece yeni bir kararname çıkarırsan… O sanayici bir gün çantasını toplar, fabrikasını da alır, gider. Sevgili müteahhitlerinle baş başa kalırsın ülkede…

“Makineler içeride, belki geri dönerler!” Tabii dönmek isterler de önce ülke dönüşmeli… Akla, bilime, hukuka, adalete… Olmayacağına göre… Bakalım şimdi gitme sırası kimde?