CHP’nin katılmadığı Meclis açılış oturumu Numan Kurtulmuş’un konuşmasıyla başladı. Bence büyük zaman kaybı! Zaten milleti temsil eden Meclis’in geldiği nokta, noterden hallice...
Yasama yetkisi mi? Şaka gibi! Artık bir kararname çıkıyor, sabah kahvaltıda Resmi Gazete’den öğreniyorsun…
Vergi artmış, ithalat serbest olmuş, kurumların adı değişmiş… “Meclis’te görüşüldü mü?” diye soruyorsun, cevap belli; “Ne Meclis’i, gece yarısı imzalandı gitti!”
***
Eskiden Meclis, ülkenin kalbiydi. Kavga mı çıkardı? Çıkardı. Milletvekili birbirine mi girerdi? Girerdi.
Zira kavga bile Meclis’in içindeydi! Şimdi kavga televizyon ekranlarında, kararlar sarayda, Meclis’te ise sadece el kaldırma ya da telefonla oynama.
***
Koca binada 600 vekil var ama tek bir imzanın yanında yok hükmünde kaldı yapılan referandumla… Bir kişinin kalemi, 600 kişinin oyundan daha ağır…
Meclis’in hükümeti denetleme görevi vardı ya… O da artık yok! Bakanlar Meclis’e uğramıyor, soru sorulsa cevap vermiyor. Nitekim vermek zorunda değiller...
Gensoru tarihe karıştı, yerine “genel görüşme” geldi. O da bizim mahalle kahvesindeki sohbet kıvamında…
***
En basitinden yalandan yapılan bütçe görüşmeleri… Milletvekillerinin rolü ne ki? İtiraz etsen, ortalığı yıksan bile tek bir virgül değiştirilir mi? Değişmez! Boşuna yormasınlar kendilerini..
Farz edelim ki, Meclis sarayın hazırladığı bütçeye onay vermedi. Ne olur? Hiçbir şey!
Önce geçici bütçe çıkar, o da olmazsa geçen yılın bütçesi yeniden değerleme oranıyla şişirilip devam eder…
***
Yani Meclis’in bütçe onayı bile sembolik... Milletvekili dinleyici koltuğunda oturuyor, saraydan bir görevli gelip anlatmaya zahmet ederse dinliyor.
Peki gelmezse… Gelmez! Gelse de fıkra anlatır isterse… Paşa gönlüm öyle istedi der, çıkar gider… Kime ne! Yeni sistemde bu böyle…
***
Mesela bütçede belirlenen borçlanma limitleri defalarca aşıldı. Kanuna göre Hazine daha fazla borçlanmamalıydı… Kanunmuş, hakmış, hukukmuş hepsi boşuna… Keyfine göre borçlanıldı…
Oysa fazlasını borçlanmak için yasa Meclis’in onayından geçirilmeliydi... Gerek görülmedi. Meclis’e hatırın var mı diye bile sorulmadı...
***
Ülkenin kaderini tek bir insan ve onun tarafından atanan bir grup seçilmemiş insana bırakmanın tehlikesini görmemek imkansız... Köre sorsan gösterir derler ya o hesap…
Sahi “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” ve “milletvekilleri milletin adına oradadır” demiş miydim? Belli ki diyemedim!