Ülkede kriz bitmeyince, devletin giderlerine para yetmeyince yaratıcılıkları sınır tanımaz halde… Eskiden petrol bulan zenginleşirdi, biz vergi bulduk!

Her biri ilk başta “geçici”, sonra “kalıcı”, en sonunda da “vatan borcu” diye yutturulan yepyeni yükler!

***

Mehmet Şimşek ne diyor? “Tasarruf oranını artırmamız lazım…” Çok güzel… Ama kimin tasarrufu?

Kamu bütçesinde bir kuruşluk kısıntı yok. Lüks araçlar, inşaatları, yandaş projeleri devam ediyor. En son 500 bin konut yapmaya karar verdiler. Sorsan vatandaş için ama ihaleleri kim alacak, inşaatı kim yapacak acaba? Ne güzel dünya…

***

Son buluşları önceki gün resmi gazetede yayınlanıp 2026’da yürürlüğe girecek olan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi…

Adı hoş da kendisi hani “Bir kulağımızın arkası kaldı!” deriz ya, hah işte orası…

Bireysel Emeklilik yetmedi, şimdi maaştan yüzde 3 kesintiyle herkesi zorla “tamamlayacaklar” Üstelik işverene de yüzde 1 bindiriyorlar.

***

Devlet desteği mi? Yüzde 30 ama “destek” dedikleri aslında bir rakam… Yaz oraya alacak olarak. 10 yıla kim ölecek kim kalacak!

Peki nereden gelecek o para? Bütçeden! Yani yine bizden! Devletin bize verdiği katkının da kaynağı bizim vergilerimiz.

***

Eskiden “reform” denince akla yenilik gelirdi. Şimdi gelen kesinti! Zam, vergi, fon, katkı payı, aidat, hizmet bedeli…

Artık reform demek “yeni bir para toplama yöntemi” anlamını taşıyor. Bu son sistem, maaşlı çalışan için bir tasarruf değil, bir el koyma mekanizması olarak çalışıyor.

***

Yani devlet diyor ki… “Ben senin paranı senden daha iyi korurum, senin yerine biriktiririm, on yıl sonra görüşelim!”

Bu ülkede on gün sonrasını tahmin etmek mucize, kim on yıllığına para emanet etmek ister? Kimse! Bu yüzden zorunlu olarak maaşlardan kesecekler.

***

TES, tıpkı bir dönem BES gibi “otomatik katılım” adıyla başlayacak. İstemesen de “maaş kesintisi” kaçınılmaz. Yani sistem gönüllü değil, gönülsüz.

Kısacası, bordronuza yeni bir musluk takılacak, her ay akacak. Elli bin lira maaşınız mı var, 1.500 lirası devletin kasasına… Yılda? On sekiz bin lira!

***

Artık vergiyle toplanmayan her kuruş “fon” adı altında iç ediliyor. İşsizlik, BES, şimdi de TES… Ortak noktaları vatandaşın cebine uzanmaları…Devlet harcamayı kısmıyor, sadece halkın cebine hortum bağlıyor. İsrafa dokunmuyor, sonra da “kaynak lazım” diyor. Bu ülkeyi ekonomi politikasıyla değil, tefeci kafasıyla yönetiyorlar.

***

Çalışanın maaşından kesilen parayla oluşturulan havuz bir gün “kalkınma projesine destek” adıyla kullanılırsa şaşırmayın. İşsizlik fonu ile kamu bankalarını sulamadılar mı? Sonra o para yandaşa kredi olarak yollamadılar mı?

Zaten o yüzden sistemin adı tamamlayıcı. Devletin açıklarını tamamlayacak!