Gerizekalı, moron, mal, avanak, embesil, süzme, budala, alık, hödük, mankafa, gerzek, kafasız, ahmak ve en meşhuru
aptal…
Terminoloji hiç zayıf değil yani… Demek suç bunlar öyle mi?
Altı yıldır gündemimizden düşmüyor,
ahmak davası!
İstinaf mahkemesi İmamoğlu’na verilen cezayı onadı. Yargıtay da onarsa Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’na siyasi yasak gelecek, adaylığı düşecek, bu derece ağır suç yani “ahmak/aptal” demek!
Büyük suç olacak kadar bir aşağılama ise bu sıfat, size kışkırtıcı soru soracağım; bunlara ne demek lazım? Ne diyeceğiz aptallara?
Hayatımızda o kadar çok ahmak-aptal var ki, yaşamın her yerindeler ve sınır-engel tanımıyor zırvalıkları… Ülkemizde altın çağını yaşıyorlar...
Acı yanı kişi, aptal olduğu arızasını fark etmez; kendisinden, sözlerinden, yaptıklarından hiç şüphe duymaz, hep emindir kendinden. Aksine gurur duyar entelektüel kayıtsızlıktan! Zihni tembeldir.
Her şeye cüret eder. “Bilmiyorum” lügatında yok, hep “biliyor” o! Ahkam kesmekte üstüne yok. Kibirlidir, buyurucudur.
Aptal, hayatı zorlaştırır. Taktığı at gözlüğüyle sizi taciz eder, haklarınızı çiğner. Ki bunu hakkıymış gibi yapar…
Empati yeteneği bulunmaz. Acımasızdır. Bencildir, hep kendi menfaatini düşünür. Peki:
Suç ise ne diyeceğiz aptallara/ahmaklara?
Hakikati ifade etmek, durum tespiti yapmak nasıl ceza konusu olur?
İmamoğlu’nun hatası
İtalyan ekonomist Carlo Maria Cipolla, “İnsan Aptallığının Temel Yasaları” kitabında öğüt verdi:
-Bir aptalı ikna etmeye ya da onun fikrini değiştirmeye çalışırsanız kaybedersiniz! Dahası, aptalı ne kadar düzeltmeye çalışırsanız o kadar güçlenir. Kendini, başkalarını rahatsız eden bir kurban olarak görmekten mutluluk duyar ve bu yüzden haklı olduğuna inanır…
-Eğer aptalı düzeltmeye kalkarsanız, hem başarısız olursunuz hem de onu ve taklitçilerini cesaretlendirirsiniz. Eskiden bir olan aptal şimdi iki olur…
Aptallığın daha kötüsü, kolektif ahmaklıktır!
Yani, “uyuyan devi” uyandırmamak lazım, kişi/kişilerin canını yakar…
Peki şu soruyu da sormak gerek; neden bu kadar çok aptal var? Psikoloji, felsefe, nörobilimin araştırma konuları arasına girdi bu soru…
J.F. Marmion, “Aptallığın Psikolojisi”, Serge Ciccotti, “Aptallığın Bilimsel İncelenmesi”, E.D. Senkowska “Aptallık ve Bilişsel Yanlılık”, Pierre Lemaquis “Beyindeki Aptallık”, Y.A. Thalman “Kasıtlı Aptallık”, Boris Cyrulnik, “Mantıksal Hezeyan Olarak Aptallık”, Patrick Moreau “Aptallığın Dili”, Jean Cottraux “Aptallık ve Narsizm”, Sebastian Dieguez “Aptallık ve Hakikat Sonrası”, Emmanuelle Piquet, “Dallamaları Ne Yapmalı” gibi kitaplar, makaleler var bu soruya yanıt arayan…
Ortak görüş, aptalla diyaloğa girmeyin, hata yaparsınız. İşte
İmamoğlu’nun tek hatası bu oldu! Ve fakat davanın asıl maksadının ne olduğu bilinmiyor değil...
Aptal Başkan
Amerikan medyası elli yıldır Başkan Jimmy Carter’a, aptal (idiot, stupid, fool) diyor!
Carter, 1976 yılındaki başkanlık kampanyasında, “eğer başkan seçilirsem UFO görülmelerine dair tüm bilgileri halk ve bilim insanlarıyla paylaşacağım” dedi. Ekledi:
“Bence UFO diye bir şey var çünkü ben bir tanesini gördüm.”
Carter seçimi kazandı. Ve 5 Eylül 1977’de Voyager 1 uzay aracıyla uzaylı varlıklara dünyayı tanıtan bir mektup gönderdi.
-“(...) Kendi zamanımızda yaşıyoruz ve sizin zamanınızda da yaşamak istiyoruz. Umarım bir gün karşılaştığımız sorunları çözmüş olarak uzay medeniyetleri topluluğuna dahil oluruz…”
Bu mektubun ömrü bu yıl sonu bitecek, uzay aracı mesaj göndermeyi kesecek…
UFO var mı yok mu, uzaylılar var mı yok mu, bu yazının konusu değil bu sorular. Ancak:
Carter bu sözü ve eyleminden sonra Amerikan medyası tarafından elli yıldır ahmaklık ile itham ediliyor! Kimse de ceza almadı/almıyor. Çünkü:
ABD’de birine “ahmak” demek suç değil, ifade özgürlüğü kapsamında. Bunu, kişisel görüş olarak değerlendiriyorlar. 1791 Anayasasına göre, “sen ahmaksın!” demek suç değil…
Bu sebeple Donald Trump’a neredeyse her gün “aptalların imparatoru” deniyor, kimse de yargılanmıyor.
Ya bizde? İmamoğlu’na ömür boyu siyasi yasak getirilmek isteniyor!
Oysa bizde de “aptal/ahmak” gibi sözler kullanılıp, (delil yetersizliği, bağlamın eleştiri özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi, sözün bir iddia olması gibi) hukuki gerekçeler ile ceza verilmemiş davalar var. O halde, “ahmak davası” süreci niçin uzatılıyor? Sorunun yanıtını bilmeyen yok sanırım…
Anlamlı bir Çin sözü var:
Değişim rüzgarları esince, aptallar duvar örer, akıllılar değirmen inşa eder.