Avrupa kupalarının yeni formatı aslında büyük bütçeli takımların elenmesini çok zorlaştıran, daha fazla maç yapıp daha fazla gelir elde etme imkanı sağlayan, yeni bir düzen vadediyor.
✘ Galatasaray ile Fenerbahçe’nin şubat-mart aylarında maçlara çıkmış olması eski formattan kaynaklı bir başarı sanrısı yaratsa da 5 takımla, üstelik bir sürpriz yaşanmadan, ülkenin en büyük bütçeli 5 ekibiyle çıktığımız bu yolculukta bir çeyrek final bileti bile alamamış olmamız, kaynaklarımızın çok kötü yönetildiğine, odak noktasının istikrarlı bir takım ve başarı değil, anlık dürtüler ve yerel rekabet olduğunu gözler önüne seriyor.
✘ Kimisi daha çok kimisi daha az başarısız ama bütçesi seviyesinde bir derece alan hiçbir kulübümüz yok. Biz de kulüp kulüp, Avrupa maceralarını değerlendirerek bu konuya daha net ve derin bir bakış atmak istedik…
GALATASARAY: PLAY-OFF ALERJİSİ
✘ Şampiyonlar Ligi elemelerindeki fi yasko başarısızlığa karşın Avrupa Ligi’ne hızlı girip ilk 8 biletinin bir ucundan sürekli tutan Galatasaray; Malmö, Dinamo Kiev gibi maçlarda avantajını koruyamayıp derin bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Bunu da AZ Alkmaar’ın tempolu, organize oyununa karşı varlık gösteremeyerek yine bir play-off turunda başarısızlık yaşadı.
✘ Geçen sezonki Sparta Prag eşleşmesini de düşünürsek Galatasaray grup veya lig aşamasında puanlar toplasa da yüksek bütçeli, büyük hedef takımı görüntüsünü her yıl rövanşlı elemelerde yitiriyor ve bu hayal kırıklığının Avrupa çapında da yankıları oluyor.
✘ Galatasaray şampiyonluğa yakın gözüktüğü için Şampiyonlar Ligi’ne bileti de hazır gibi ancak böyle bir tabloda bir kabus yaşamaması için yeni çözümler üretmesi şart. 1-2 ay iyi işler çıkarmak bu sezonun da başarısızlıkla bittiği gerçeğini değiştirmiyor.
FENERBAHÇE: KÖTÜNÜN İYİSİ
✘ Hakkını teslim etmek gerekirse diğer Türk takımlarına göre daha oturaklı bir macera çıkaran Fenerbahçe, buna karşın eleme turlarına son saniyelerdeki birkaç pozisyonda şansı yaver gittiği için 24’üncülüğe son anda tutunarak kaldı.
✘ Fenerbahçe seviyesi bir bütçe için lig aşamasına başarı demek zor. Kaldı ki Fenerbahçe istikrarlı olarak Kupa 2’de belli bir seviyeye tutunarak 52’nci sıra ile 5 yıllık vadede en başarılı Türk takımı unvanına sahip.
✘ Rangers gibi kendisiyle direkt kıyaslanamayacak bir takıma berbat bir ilk maç çıkarıp ikinci maçta yoğun bir çabayla telafi etme noktasına getirse de Mourinho yönetiminde kendinden düşük seviye bir takıma elenmiş oldu. En başarılı takımımızın ilk 50 takım arasına girememiş olması da aslında bu alandaki yetersizliğimizin iyi bir özeti...
BAŞAKŞEHİR: EN BÜYÜK FİYASKO
✘ Ülkemizde Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’a odaklı bir bakışla Anadolu takımlarının Avrupa serüvenleri biraz göz ardı edilir ancak Başakşehir bu konuda bir istisna... Bu kulüp düzenli olarak Avrupa’da boy gösteriyor ve takım puanı bakımından Beşiktaş ve Trabzonspor’un bile önünde 62’nci sırada, Galatasaray’ın sadece 2 sıra gerisinde yer alıyor.
✘ Yeni formatıyla Avrupa Ligi’nden takımların gelmediği Konferans Ligi adeta bedava puan ve başarı vadederken, Chelsea istisnası hariç 36 düşük seviyeli takım arasında ilk 24’e giremedi. Halbuki Avrupalı yazarlar Başakşehir’i en iyi 8 takımdan birisi olarak gösteriyordu.
✘ Turnuvada şu anda çeyrek fi nal oynayan bazı takımlar Celje, Jagiellonia Bialystok, Djurgarden ve Legia Varşova. Şu takımların arasında olamamak ülkemiz adına en ciddi ülke puanı kaybına yol açtı.
TRABZONSPOR: İKİ ELEMEDEN ELENMEK
✘ Sadece birkaç sezon önce ligi tamamen sürklase edip şampiyonluk yaşamış, üstüne de transferde hiç elini sakınmadan, bolca oyuncu değiştirecek kadar maddi kaynaklara kavuşmuş Trabzonspor’un bu sezon Abdullah Avcı’yla hem Avrupa Ligi hem Konferans Ligi elemelerinde başarısız olması kabul edilebilir bir durum değil...
✘ Trabzonspor'un bütçesine denk ya da altında ekipler Kupa 2 ve Kupa 3’te devam ederken biz Trabzonspor’u lig aşamasında bile izleyemedik. Başakşehir kadar problemli bir performans...
BEŞİKTAŞ: KABUS GİBİ SENE
✘ Ligde ara ara seriler yakalayarak umutlansa da genel olarak Beşiktaş’ın sezonu kabus gibi geçiyor. Ancak Avrupa Ligi’nde kalite olarak kendinden alttaki takımlara karşı gösterdiği performans lig aşamasında istediğini alamamasına yol açtı.
✘ Bilbao, Lyon gibi favori takımları mağlup edip 6 puan almak tek başına 11 puan barajını aşmak için yeterli olmalıydı ancak özellikle Maccabi Tel Aviv’den alınamayan 1 puan Beşiktaş’ı saf dışı bıraktı.
✘ Beşiktaş, son dört sezonda ligde yaşadığı hayal kırıklığı varken Avrupa’ya daha konsantre, daha güçlü bir çizgi yakalaması iç huzuru için de daha iyi olabilirdi. Bu bakımdan Beşiktaş’ın performansı da üzücü.