2000'lerin başından bu yana bilim insanları uydu verilerinde Güney Okyanusu çevresinde tuhaf parlak bir bölge görüyordu.

Antarktika'nın etrafını çevreleyen bölgedeki zorlu koşullar nedeniyle bu parlak ışığa neyin neden olduğunu bulmak bir hayli zorlayıcı olsa da artık ardındaki gerçeği biliyoruz.

Global Biogeochemical Cycles'da yayınlanan araştırmaya göre su, tek hücreli bir organizma olan silika açısından zengin diatomlar ve ışığı yansıtan kabuklara sahip bir tür deniz mikroalgi olan kokolitoforlarla dolu.

GİZEMİN NEDENİ NE?

Aslında araştırmacılar o dönem de kokolitoforların varlığından haberdardı ancak denizin kokolitoforlara ev olamayacak kadar soğuk olması bu konuda belirsizliğe düşmelerine neden oluyordu. Ancak araştırma sonucunda kokolitoforların gerçekten de bölgede yaşadığı ortaya çıktı.

Bilim insanları ilk kez şimdi bu sorunu doğrudan ele aldı. Hawaii'den yola çıkan R/V Roger Revelle gemisiyle yola çıkan araştırmacılar güneyden gelen suyun girdaba karıştığı noktayı gözlemlemek için kısa bir doğu rotası izledi.

Ekip o bölgede okyanusun rengini, kireçlenme ve fotosentez oranlarını ve inorganik karbon ile silika konsantrasyonlarını ölçtü. Son iki mineralin ışığı yansıttığını belirten araştırmacılar, bunların derin okyanusta karbon tutulmasında önemli bir rol oynadığını ifade etti.

"Uydular yalnızca okyanusun üst tabakasını görebiliyor ama biz farklı derinliklerde ölçüm yapabildik" diyen araştırmacılar bu sayede planktonların güneye doğru ilerlerken nasıl hareket ettiğini analiz edebildi.

FRÜSTÜLLER ETKİLİYMİŞ

Subtropik bölgedeki daha sıcak suların dinoflagellatlara yuva olduğunu gören bilim insanları, kokolitoforların ise kalsit kuşağına hakim olduğunu, en ilginci de Kutup Cephesi'nin güneyindeki soğuk sularda diatomların bulunduğunu tespit etti.

Araştırmacılara göre buradaki esas suçlu, diatomlar tarafından üretilen früstüller. Früstüller ışığı kokolitofor kabuklarıyla aynı şekilde yansıtıyor ancak aynı optik etkinin yaratılması için çok fazla früstüle ihtiyaç duyuluyor.

Bilim insanları uyduya yansıyan görüntülerin früstüllerin güney sularındaki yoğunluklarının ne kadar fazla olduğunun bir kanıtı olduğunu belirtiyor.