5 maddede Trump-Putin zirvesinin sonuçları
ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Alaska’da gerçekleştirdiği üç saatlik zirve, Ukrayna’da barış için önemli bir adım olarak sunulmuştu. Ancak görüşmeden ne bir ateşkes ne de somut bir anlaşma çıktı. Görüşmeyi analiz eden BBC'ye göre zirvede öne çıkan beş ayrıntı şöyle:
1. Putin, kırmızı halıda dünya sahnesine döndü
ABD Başkanı Donald Trump'ın 7 yıl sonra ilk kez bir araya geldiği Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i kırmızı halı sererek karşıladığı anlar dikkat çekiciydi.
Putin’in 2022’de Ukrayna’ya başlattığı işgalin ardından Batı’dan büyük ölçüde izole edilmesinden sonra, böyle bir karşılama Kremlin açısından büyük bir zafer olarak değerlendiriliyor.
Normalde sadece Belarus ve Kuzey Kore gibi müttefik ülkelere seyahat eden Putin’in, ABD topraklarında bu denli sıcak karşılanması Rusya için sembolik bir kazanım oldu.
Dahası Putin protokol dışı bir jestle, kendi başkanlık aracını kullanmak yerine Trump’ın zırhlı limuzininde hava üssüne gitmeyi tercih etti. Görüntülerde Putin’in arka koltukta gülerek oturduğu anlar dikkat çekti.
2. Putin, alışık olmadığı sert sorularla karşılaştı
25 yıldır iktidarda olan Putin, Rusya içinde medyayı sıkı denetim altına alarak eleştirel sorularla nadiren muhatap oluyor.
Ancak Alaska’ya indikten dakikalar sonra bir gazeteci yüksek sesle “Sivilleri öldürmeyi bırakacak mısınız?” diye sordu.
Putin bu soruya herhangi bir tepki vermedi.
Daha sonra gerçekleşen kısa bir fotoğraf çekiminde de gazeteciler, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile üçlü zirve yapma ihtimalini sordular. Ancak Putin, bu soruya da yalnızca gülümsemeyle karşılık verdi.
3. Açıklamalarda söylenenler ve söylenmeyenler
Zirve sonrası beklenen basın toplantısı yerini yalnızca açıklamalara bıraktı; liderler soruları kabul etmedi.
Putin konuşmasına “karşılıklı saygıya dayalı yapıcı bir atmosfer” vurgusuyla başladı, ardından Alaska’nın geçmişine değindi. Ukrayna meselesine ancak konuşmanın sonlarına doğru yer verdi ve barış için “sorunun kökenlerinin ortadan kaldırılması” gerektiğini söyledi.
Bu ifadeler, Kremlin’in Ukrayna ile ilgili taleplerini yeniden gündeme getirdi. Bu talepler arasında Kırım ve dört doğu bölgesinin Rus toprağı olarak tanınması, Ukrayna’nın tarafsızlaştırılması, ordusuzlaştırılması ve dış askeri destekten vazgeçmesi gibi şartlar bulunuyor
Bunlar birçok kişiye göre Kiev için kabul edilmesi mümkün olmayan bir “teslimiyet”.
4. Trump’tan Ukrayna’ya dair belirsiz mesajlar
Trump ise açıklamasında Ukrayna’dan doğrudan hiç bahsetmedi. “Haftada 5-6-7 bin kişi ölüyor” diyerek dolaylı bir şekilde savaşa değindi ancak ateşkes ya da Zelenskiy ile üçlü görüşmeye dair somut bir gelişme paylaşmadı.
“Birçok konuda anlaştık, çok verimli bir toplantıydı” dedi, ancak detay vermedi. Ne bir anlaşma açıklandı, ne de yeni adımlar duyuruldu.
Ayrıca, daha önce Rusya’ya yönelik yaptığı “ciddi yaptırım” tehditlerini de bu açıklamada dile getirmedi.
5. Putin'den sürpriz İngilizce Moskova daveti
Zirve, her ne kadar barış adına bir ilerleme sağlamasa da, ABD-Rusya ilişkilerinde yumuşamanın simgesi olarak görülüyor. İki liderin samimi görüntüleri, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
Putin konuşmasının sonunda Trump’ın sıkça dile getirdiği bir iddiaya atıfta bulunarak “Eğer Trump başkan olsaydı, bu savaş hiç başlamazdı" dedi.
Rus lider son sözlerinde nadir görülen bir şekilde İngilizce konuşup gülerek Trump’a seslendi: “Next time in Moscow?” (Bir dahaki sefer Moskova’da mı?)
Trump da “Bu ilginç bir öneri… Bunun için biraz eleştiri alırım ama… Olabilir" yanıtını verdi.
Sonuç olarak Alaska’daki Trump-Putin zirvesi, beklentilerin altında kaldı ancak diplomatik semboller ve liderlerin söylemleri, gelecek aylarda ABD-Rusya ilişkilerinde yeni bir sayfa açılabileceğinin sinyalini verdi.