SONGÜL DALGIÇ BİLGİLİ
Ekonomik krizin sembollerinden biri haline gelen market alarmları kalıcılaştı. Raflarda kilitli kutular içinde satılan ürünler dikkat çekerken, bunların başında bebek mamaları geliyor. Hayat pahalılığı bebek bakım maliyetlerini hızla artırırken, genç çiftler çocuk sahibi olma konusunda giderek daha fazla tereddüt yaşıyor.
İktidar ise düşük doğurganlık hızına karşı nüfusun yenilenmesini teşvik etmek amacıyla bu yılın başında doğum ve çocuk yardımı teşviklerini hayata geçirdi.
MAMALARA KİLİT
İlk çocuk için tek seferlik 5 bin TL, ikinci çocuk için 5 yıl boyunca aylık 1.500 TL, üçüncü ve sonraki çocuklar için ise her biri adına 5 yıl boyunca aylık 5.000 TL destek verileceği açıklandı. Ancak üç çocuklu bir aile için aylık toplam 6.500 TL destek sağlansa da hayat pahalılığı, kreş ücretleri, bakıcı masrafları ve sağlık giderleri dikkate alındığında bu teşvikler çözüm olmaktan uzak kalıyor.
Özellikle 0-12 aylık bebeklerin mama ve bebek bezi ihtiyacı aile bütçelerini zorluyor. Bir bebeğin aylık ortalama 3-3.5 kilogram devam sütü (mama) tükettiği belirtilirken, güncel market fiyatlarına göre mama masrafı markasına bağlı olarak aylık 3.000 ila 5.000 TL arasında değişiyor. Öyle ki yüksek fiyatlı mamalar son 5 yılda bazı market raflarında kilitli kutularda satışa sunuluyor. Aylık ortalama 200-300 adet bebek bezi tüketimi baz alındığında ise bez masrafı en az 1.000 TL’den başlayıp 5.000 TL’ye kadar çıkabiliyor. Böylece yalnızca mama ve bez için yapılan aylık harcama 4.000-10.000 TL arasında seyrediyor.
EN AZ YÜZDE 14
Aylık 22.104 TL alan bir asgari ücretli, sadece mama ve bez giderleri için maaşının en yüzde 18 ile yüzde 45’ini ayırmak zorunda kalıyor. 28.075 TL olarak açıklanan yeni asgari ücrette ise bu oran yüzde 14 ile yüzde 36 arasında değişiyor. Ocak ayında gelecek yeni zamlarla beraber bu masrafların maaş içindeki payının da artması bekleniyor.
DOĞUM SAYISI ALARM VERİYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025’i “Aile Yılı” ilan ederek açıkladığı üç çocuk teşvikleri beklenen etkiyi yaratamadı. Artan hayat pahalılığı, yetersiz teşvikler ve gelecek kaygısıyla doğurganlık hızındaki düşüş hız kesmeden devam ediyor. TÜİK verilerine göre, 2001 yılında 2.38 olan doğurganlık hızı 2024’te 1.48’e kadar geriledi. Nüfusun kendini yenileyebilmesi için gerekli olan 2.10 eşiği son 8 yıldır aşılamıyor. 2001’de binde 20.3 olarak açıklanan kaba doğum hızı ise son yıllarda binde 11 seviyelerine düştü. 2025’in ilk 7 ayında doğum sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8.3 azalarak 503 bin 765 oldu.