Kendra Scott, mücevher markasını 2002 yılında Austin, Teksas’taki evinin bir odasında kurduğunda ne yatırımcısı ne de perakende deneyimi vardı. Elinde yalnızca 500 dolar, bir masa ve yeni doğmuş bebeği bulunuyordu. Scott, yarı değerli taşlarla el yapımı takılar tasarlayarak işe başladı.
Kendisiyle yapılan bir röportajda o dönemi, “Boş bir odam vardı, işi orada kurdum. 500 dolar ve bir bebekle başladım. İlk koleksiyonumu hamileliğimde tasarladım, her bir parçayı kendi ellerimle yaptım” sözleriyle anlattı.
Scott, ilk satışlarını bebek arabasıyla dolaşarak Austin’deki butiklere birebir gidip sipariş toplayarak yaptı. İlk satış turunda elindeki tüm örnekleri satmak zorunda kaldı, çünkü siparişleri karşılayacak malzemeyi almak için paraya ihtiyacı vardı. Aracını sattı, kişisel krediler çekti ve kazandığı her doları yeniden işine yatırdı.
KRİZ VE DÖNÜM NOKTASI

2008’deki küresel finans krizi, işini neredeyse durma noktasına getirdi. O dönemde Scott’ın markası Dallas ve New York’ta showroom’lara sahipti ve büyük mağazalarla çalışıyordu. Ancak krizle birlikte toptancılar ortadan kayboldu, bankalar kredilerini geri çağırdı. Scott, yerel bir bankanın kadın başkanından aldığı destekle işini ayakta tuttu.
Bu dönem, markanın geleceğini şekillendiren bir dönüşümü de beraberinde getirdi. Scott, 2010 yılında Austin’de ilk perakende mağazasını açtı. Müşteriler mücevherleri camın arkasında değil, doğrudan deneyimleyebiliyor; yüzlerce taş ve model seçeneğiyle kendi takılarını tasarlayabiliyordu.
Bu yenilikçi konsept büyük ilgi gördü. 2010’da 1,7 milyon dolar olan gelir, 2013’te 24 milyon dolara ulaştı. 2016’da Berkshire Partners, şirkete ortak olduğunda Kendra Scott’ın değeri 1 milyar doların üzerindeydi. Scott, çoğunluk hisselerini koruyarak CEO olarak görevine devam etti ve ABD’de milyar dolarlık bir şirketin kadın kurucusu olan 16 kişiden biri haline geldi.
BÜYÜMENİN SIRRI VE PERAKENDEYE BAKIŞI
Bugün Kendra Scott Design, yaklaşık 150 mağazaya sahip ve 2024’te yüzde 20 büyüme kaydetti. Şirketin 2 bin 600’den fazla çalışanının yüzde 95’inden fazlası kadın. Ürün yelpazesi takının ötesine geçerek ev dekorasyonu, güzellik ürünleri ve “Yellow Rose” adlı Western esintili yaşam markasını da kapsıyor.
Scott, perakendenin geleceğine dair iyimser. “Perakende hâlâ çok canlı. Fiziksel mağazalar topluluk oluşturmanın ve marka bilinirliği yaratmanın merkezidir. İnsan dokunuşuna ihtiyacımız var” diyor.
Mücevher sektörünün kârlılığına dikkat çeken Scott, asıl mesajını ise kişisel iz bırakma üzerine veriyor: “Hayatta bir iz bırakın. Burada olmanızın bir nedeni var. Eğer bunu işiniz aracılığıyla yapabiliyorsanız, ne mutlu.”