Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA), Çarşamba günü Avrupa Komisyonu'na sunduğu tekliflerde, AB'nin otomobil, van ve kamyonlar için CO2 azaltım hedeflerini gözden geçirmesini talep etti.

Komisyon, yıl sonuna kadar bu hedefleri incelemeyi planlıyor ve öneriler, sektörün ABD tarifeleri ile Çin'in elektrikli araç (EV) pazarındaki hakimiyetinden kaynaklanan zorlukları dikkate alıyor.

2035 HEDEFİNİN GERÇEKÇİLİĞİ TARTIŞILIYOR

ACEA, yeni otomobil ve vanlardaki CO2 emisyonlarını 2035'e kadar yüzde 100 azaltma ve 2030 ara hedeflerinin artık uygulanabilir olmadığını savunuyor. Otomotiv üreticileri, yetersiz şarj altyapısı veya düşük talep gibi kendi kontrolleri dışında kalan faktörler nedeniyle para cezalarıyla karşı karşıya kalıyor. AB'de yeni otomobillerin EV pazar payı yaklaşık yüzde 15,8, vanlarda yüzde 8,5 ve kamyonlarda yüzde 3,6 seviyesinde.

OTOMOBİLLER İÇİN ESNEK UYUM ÖNERİLERİ

Otomobiller için ACEA, 2030 hedeflerine uyumun 2028-2032 döneminin beş yıllık ortalamasına göre hesaplanmasını, küçük EV'lere süper kredi verilmesini ve plug-in hibrit ile menzil uzatmalı araçlara daha fazla rol tanınmasını öneriyor. Ayrıca, karbon nötr yakıt kullanan araçların EV'lerle eşit muamele görmesini ve yeşil çelik gibi karbonsuzlaştırma girişimlerine teşvikler verilmesini istiyor.

Vanlar için 2025 CO2 emisyon hedeflerine uyumun 2025-2029 dönemi üzerinden sağlanmasını ve 2030 için yüzde 50 azaltım hedefinin revize edilmesini tavsiye ediyor. Kamyonlar konusunda ise planlanan 2027 incelemesinin daha erken yapılmasını ve mevcut hedefleri kaçırmaları nedeniyle üreticilere kesilecek cezaları önleyecek acil önlemler alınmasını talep ediyor.

ÇEVRE GRUBUNDAN ELEŞTİRİLER

Ulaşım ve Çevre kampanya grubu T&E, ACEA'nın tekliflerinin delikler yaratacağını ve otomobil üreticilerinin 2035'te sadece yüzde 52 EV pazar payına ulaşmak zorunda kalacağını belirtiyor.

ACEA, bu değerlendirmenin çok erken olduğunu ve satılan araçların net çoğunluğunun elektrikli olacağını vurguluyor. Esneklik sağlanmasının dönüşümü yavaşlatmayacağını, aksine AB'nin ekonomik güvenliğini güçlendireceğini ifade ediyor.