İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 19 Mart operasyonunda gözaltına alınarak tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık iki kez kanser atlattı ve cezaevinde sağlığıyla ilgili sorunlar yaşıyor.
Çalık, bir süre hastanede tedavi görmüş, boynundaki kitle ameliyatla alınmıştı ve tedavi gördüğü hastaneden cezaevine elleri kelepçeli sevk edilmişti. Mahkeme de Çalık'ın tutukluğuna devam kararı vermişti.
"SON HAFTALARDA ÇOK SAYIDA CİDDİ VE KAPSAMLI TIBBİ TETKİK GERÇEKLEŞTİRİLDİ"
Murat Çalık'ın avukatları bugün ortak bir açıklama yaptı. Avukatların açıklamasında şöyle denildi:
- "Müvekkilimiz Beylikdüzü Belediye Başkanı Sayın Mehmet Murat Çalık hakkında, devletin tam teşekküllü sağlık kurumlarında son haftalarda çok sayıda ciddi ve kapsamlı tıbbi tetkik gerçekleştirilmiştir.
- Bu işlemler arasında kemik iliği biyopsisi ve patoloji analizi, CEA, CA19-9, AFP, beta-HCG, tPSA, fPSA gibi tümör belirteçleri, tam kan sayımı, biyokimya ve hematolojik testler, malnutrisyon ve kilo kaybı etiyolojisinin değerlendirilmesi, nötropeni ve bağışıklık sistemi zafiyeti saptamaları, boyun bölgesindeki kitleye yönelik radyolojik ve klinik takip, tüm bu bulgular doğrultusunda hazırlanmış Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporu yer almaktadır.
- Yukarıda sayılan işlemler sonucunda müvekkilin sağlık durumunun cezaevi koşullarına kesinlikle uygun olmadığı, lösemi nüksü riski ile birlikte bağışıklık sistemine ilişkin bozulmalar nedeniyle yüksek enfeksiyon riski taşıdığı açıkça ortaya konmuştur.
"BU TETKİKLERİN TAMAMINA YAKINI HALİHAZIRDA YAPILMIŞ VE SAĞLIK KURULU RAPORUNA YANSITILMIŞTIR"
- Ancak Adli Tıp Kurumu, bu kapsamlı tıbbi verileri yeterli bulmamış, kemik iliği biyopsisi dâhil olmak üzere birçok ileri tetkikin yeniden yapılmasını talep etmiş; müvekkilin yeniden hastaneye yatırılmasını ve tedavi sürecinin baştan başlatılmasını istemiştir. Üstelik bu kapsamlı tekrar taleplerinin tıbbi gerekçesi de net biçimde ortaya konmamıştır. Oysaki bu tetkiklerin tamamına yakını halihazırda yapılmış, belgelenmiş ve Sağlık Kurulu raporuna yansıtılmıştır.
- Müvekkilimiz yaklaşık 15 gün boyunca bu işlemler nedeniyle fiziksel ve psikolojik olarak tükenmiş; sürekli kan alınmış, izlem altında tutulmuş ve cerrahi girişim hazırlıklarına maruz kalmıştır. Şimdi yeniden benzer işlemlere tabi tutulmasının hem sağlık bütünlüğü açısından ilave riskler oluşturacağı hem de hastada ciddi bir yıpranma yaratacağı açıktır.
- Nitekim Adli Tıp Kurumu raporunda, 'Mevcut bulgularla hastalık dışlanamamaktadır' şeklinde bir ifade ile lösemi nüksü ihtimalinin halen dışlanamadığı, bu nedenle kesin tanı konmasa dahi müvekkilin yüksek riskli hasta olarak değerlendirilebileceği bizzat kurumun kendisi tarafından da kabul edilmiştir.
"YAŞANAN SÜREÇ, İNSAN HAKLARI İHLALİNE VE SİSTEMATİK BİR EZİYETE DÖNÜŞMÜŞTÜR"
- Öte yandan bilimsel literatür ışığında bilinmelidir ki; yoğun fiziksel ve psikolojik stres, lösemi hastalarında nüks riskini artıran önemli bir faktördür. Cezaevi gibi yüksek stresli, izole ve tıbbi imkanların kısıtlı olduğu bir ortamda tutulmak, müvekkil açısından sadece sağlık açısından değil, yaşam hakkı bakımından da telafisi imkansız zararlar doğurabilir.
- Ayrıca, müvekkilin hastalığının bu aşamasında psikolojik, fiziksel ve sosyal açıdan aile desteğine olan ihtiyacı hayati önemdedir. Cezaevi koşullarında bu desteğe erişememesi, hem tedavi uyumunu hem de genel iyilik halini ciddi biçimde zedelemektedir.
- Unutulmamalıdır ki müvekkil bir hükümlü değil, tutukludur. Tutukluluk yalnızca bir koruma tedbiridir. Bu tedbirin, mevcut sağlık durumu gibi istisnai şartlarda adli kontrol gibi daha hafif alternatiflerle değiştirilmesi, hem yasal hem de insani olarak mümkündür. Sonuç olarak, buradaki temel mesele; müvekkilin hastalığının kesin teşhisi değil, mevcut sağlık durumu ve mevcut bulgular ışığında cezaevi koşullarında kalıp kalamayacağı sorunudur.
- Ne yazık ki Adli Tıp Kurumu raporunda bu soruya doğrudan ve net bir yanıt verilmemiştir. Bu nedenle yaşanan süreç artık tıbbi ve hukuki bir değerlendirme olmaktan çıkmış, insan hakları ihlaline ve sistematik bir eziyete dönüşmüştür. Durumu kamuoyunun ve yetkili mercilerin dikkatine saygıyla sunarız."
"CİDDİ SAĞLIK PROBLEMLERİ OLAN BİR İNSANI CEZAEVİNDE TUTMAK, HUKUK DEĞİL VİCDANSIZLIKTIR"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık hakkında tüm sağlık kontrollerinin yeniden yapılmasına karar verilmiş. Ciddi sağlık problemleri olan bir insanı cezaevinde tutmak, hukuk değil vicdansızlıktır. Bu artık adalet değil, düşman hukuku uygulamasıdır" ifadelerini kullandı.
Sosyal medya fenomeni Çello Mustafa hayatını kaybettiHayat
Şarkıcı Metin Işık’a hapis cezasıKültür - Sanat