Alman iç istihbarat teşkilatı, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisini demokrasiyi tehdit eden aşırılık yanlısı bir örgüt olarak sınıflandırdı.

Bu sınıflandırma, Şubat'taki federal seçimlerde ikinci olan AfD'nin güvenlik birimlerince muhbir ve gizli dinleme gibi yöntemlerle daha yakından izlenebilmesine olanak sağlıyor.

Gelişme hakkında konuşan Başbakan Olaf Scholz, teşkilatın çok detaylı gerekçeler sağladığını fakat partinin yasaklanmasına dair muhtemel sürecin aceleye getirilmemesi gerektiğini söyledi. Hanover'de konuşan Scholz, "Hızlı bir hamleye karşıyım, sınıflandırmayı dikkatli bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor" dedi.

AfD'nin bünyesindeki gençlik kolları gibi bazı gruplar daha önce aşırılık yanlısı olarak sınıflandırılmıştı. Partinin aşırılık yanlısı olduğu şüphesi 2021'deki bir davada da dile getirilmişti.

Sınıflandırmanın ardından parti üyelerinin kamu çalışanı olmalarının kısıtlanması ve sosyal olarak damgalanmak partinin yeni üye edinmesini zorlaştırabilir.

İstihbarat teşkilatı, yaptığı açıklamada AfD'nin Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerden gelen göçmen kökenli Alman vatandaşlarını Alman halkının eşit üyeleri olarak görmediğini belirtti.

Alman İçişleri Bakanı Nancy Faeser konuya dair yaptığı açıklamada, "AfD, özgür demokratik düzeni bozmaya çalıştığını kanıtladı" diyerek, partinin "aşırı sağcı" tutumunun göçmenlere ve Müslümanlara karşı "ırkçı" açıklamalarından anlaşıldığını belirtti.

Muhafazakârların lideri Friedrich Merz'in başbakanlık yemin törenine günler kala AfD'nin "aşırılık yanlısı" olarak sınıflandırılması parlamentonun işleyişine dair şüphe oluşturdu. Son seçimde parlamentoda rekor sayıda sandalye elde eden AfD'nin teorik olarak parlamentodaki birçok komiteye başkanlık etmesi muhtemel fakat bunun için diğer partilerin onayını alması gerekiyor.