Amerikan bayraklarıyla darbeci lider için sokağa döküldüler
Güney Kore'de geçen yıl başarısız sıkıyönetimi ilan eden Cumhurbaşkanı Yoon'un azil kararının ardından destekçileri yağmur altında protesto düzenledi. Protestocuların elindeki Amerikan bayrakları dikkat çekti.

Güney Kore'de Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol'ün 3 Aralık'ta ilan ettiği sıkıyönetimi "anayasaya aykırı" bularak görevden azline karar verdi. Bu da ülkenin 60 gün içinde cumhurbaşkanlığı seçimine gitmesi anlamına geliyor. Sıkıyönetim ilanının ardından orduyu şehre indiren Yoon'a tepkili olanlar bu kararı sevinçle karşılarken, ülkenin aşırı sağcıları tepki gösterdi.

Mahkemenin kararının ardından Yoon'un resmi konutunun önünde toplanan destekçileri ağlamaya başladı. Binlerce kişinin katıldığı protestoda yer alan 64 yaşındaki Won Bog Sil, BBC Koreceye verdiği demeçte "Kalbimde bir umutla geldim buraya, kazanabileceğimizi düşündüm... Çok adaletsiz" dedi.

Bu görüntüler sosyal medya platformu YouTube'da yüz binlerce insanın izlediği canlı yayında gösterildi. Yoon görevden alınmış olsa da geriye her zamankinden daha çok bölünmüş bir Güney Kore bıraktı.

Muhafazakâr bir lider olan ve iktidarı boyunca Kuzey Kore karşıtı politikalarda Biden yönetimi ve Japonya'yla işbirliği içinde olan Yoon, geçen aralık sıkıyönetim ilan ettiğinde muhalefeti "Kuzey Kore sempatizanı" olmakla suçladı. Şu anda muhalefette olan Demokrat Parti, Yoon yönetiminden önce iktidardaydı. O zamanlar Cumhurbaşkanı Moon Jae In, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile görüşmüş, iki lider arasında barış yönünde olumlu adımlar atılmıştı.

Şimdiyse Yoon'un aşırı sağcı destekçileri, sıkıyönetim ilanının "Kuzey Kore yanlısı siyasetçilere karşı ülkeyi korumak için gerekli olduğunu" öne sürüyor, Yoon'un muhafazakâr partisinin "seçim sahtekârlığı"nın kurbanı olduğunu savunuyorlar.

Bu durum, aşırı sağın sokağa taşarak daha hareketli bir hareket haline gelmesine neden oldu. ABD Başkanı Donald Trump'ın destekçilerinin yarattığı "Çalmayı Bırakın" sloganı, Yoon protestolarının olmazsa olmazı haline geldi.

Özellikle Yoon'un ocak ayında tutuklanması sonrasında, destekçileri Seul'deki adliyeyi basarak kendilerini durdurmaya çalışan polis memurlarıyla çatıştı.

Geçen ay yaşlı bir adam Seul Belediye Binası yakınlarında kendini ateşe vererek öldü. Söz konusu yaşlı adamın yakınında muhalefeti "Kuzey Kore yanlısı" olmakla suçladığı bir yığın bildiri bulundu. Bu bildirilerde "Eğer onlar burada kalırsa ülkemiz komünist olacak. Bu ülkenin geleceği olmayacak, gençlerinin geleceği olmayacak" yazıyordu.

Muhafazakârlar bile bu yeni doğan şiddet eğilimi karşısında kendi içlerinde bölünmüş durumda. Muhafazakâr gazetelerden biri olan Korea JoongAng Daily söz konusu yaşlı adam için "Çok fazla saçma YouTube videoları izlemiş. Taraflı YouTube içeriklerini takıntılı bir şekilde izleyenler, komplo teorilerinin hakim olduğu taraflı bir dünyaya hapsolabilir" diye yazdı.

Bu tip gazeteler Yoon destekçileriyle daha sık anlaşmazlığa düşse de Yoon'un kendisi aşırı sağcı YouTuberlara kucak açarak bazılarını 2022'deki yemin törenine davet etti. Yoon ocak ayındaki açıklamasında destekçilerinin protestolarını YouTube'daki canlı yayından takip ettiğini söyledi. Yoon'un partisindeki milletvekilleri de darbeci liderin kendilerine "taraflı" medyayı takip etmek yerine "bilgilerin iyi toplandığı YouTube videolarını izleme" talimatı verdiğini söylüyor.

Bu YouTube yayınlarında Demokratik Parti'nin Pekin'e yalakalık yaptığı ve Pyongyang'ın gözüne girmeye çalıştığı iddia ediliyor. Demokrat Parti'nin geçen nisan düzenlenen parlamento seçimlerini ezici bir üstünlükle kazanması sonrası bu kanallar muhalefeti "seçimi çalmak"la suçladı. Oysa Yoon da Washington ve bir zamanlar Güney Kore'yi sömüren ve işlediği savaş suçları için harekete geçmeyi hâlâ reddeden Tokyo yönetimiyle benzer bir yakınlığa sahip.

800 binden fazla takipçisi olan Young Perspective adındaki bir YouTube kanalı, kendini "özgürlüğe önem veren genç bir adam" olarak tanıtan bir Koreli tarafından yönetiliyor. Bu YouTuber iktidar partisinin muhalefeti yermeye çalıştığı meclis oturumlarının kliplerini paylaşıyor. Bir rahip ve evanjelik Hristiyan Liberal Parti'nin kurucusu olan Jun Kwang Hoon da kendi YouTube kanalında 200 bin takipçisini Yoon'u destekleyen protestolara katılmaya teşvik ediyor.

Bir din okulunda çalışan Nam Hyun Joo, BBC'ye verdiği demeçte "seçim sahtekârlığının arkasındaki ana aktörün" Çin Komünist Partisi olduğuna inandığını söylüyor.