10 Kasım öncesi Atatürksüz cuma hutbesi
Türkiye, 10 Kasım Pazartesi günü Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 87. yıldönümünde bir kez daha minnet ve özlemle anacak. 10 Kasım öncesi bugün tüm camilerde okunacak 'Vefa imandandır' başlıklı Cuma hutbesinde ise Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da kuran Atatürk’ün adı anılmayacak.
Tarık Işık / NEFES
Diyanet İşleri Başkanı’nın milli bayramlarda ve anma günlerinde Anıtkabir’e gitmemesi Ali Erbaş’ın görevde bulunduğu 2017-2025 yılları arasında “kurumun normali” oldu.
Ekim ayında Erbaş’ın ardından Diyanet İşleri Başkanı olan Safi Arpaguş’un makam odasına astığı Atatürk fotoğrafı “Diyanet’te yeni dönem” algısına araç olarak kullanıldı.
Ancak Arpaguş 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında Ali Erbaş gibi Anıtkabir’e gitmeyerek Diyanet’te değişen bir şey olmadığını gösterdi.
ATATÜRK'E VEFASIZLIK
Diyanet İşleri Başkanlığı'nı 3 Kasım 1924’te kuran Atatürk bugün Türkiye’nin bütün camilerinde okunacak Cuma hutbesinde de anılmayacak. “Vefa imandandır” başlıklı hutbede vefanın İslam’da insanı Allah’ın rızasına ve dünya mutluluğuna ulaştıran önemli bir özelliği olduğu vurgulanıyor. Hutbede özetle şöyle deniliyor:
“Vefa; sevginin, saygının, sadakatin ve fedakârlığın göstergesidir. Kişinin sözünde durması, iyiliğe iyilikle karşılık vermesidir. Düştüğünde elinden tutup kaldıranları, sevindiğinde mutlu olanları, üzüldüğünde gözyaşını silenleri unutmamasıdır.
Vefa; menfaatin değil muhabbetin, nefretin değil affın, zulmün değil adaletin yanında olmak, kardeşlik ahlakını ve hukukunu kuşanmaktır. Vefa; aynı zamanda ailemize sadakat, büyüklerimize hürmet, çocuklarımıza şefkat göstermektir.
Vefa bazen; kan vererek, organ bağışlayarak bir kardeşimizin derdine derman, yakınlarına umut olmaktır. Bazen de bir fidanı toprakla buluşturmaktır. Bunun yanında, İslam’dan neşet eden medeniyetimize ve kültürümüze sımsıkı sarılmak, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmak bir vefadır.
Cennet yurdumuzu bize vatan kılan aziz şehitlerimizi, ahirete göç eden kahraman gazilerimizi ve bütün geçmişlerimizi hayırla yâd etmek ecdadımıza bir vefa borcudur.
'VEFA İMANDANDIR'
Vefa duygusunun azaldığı, kadirbilmezliğin yaygınlaştığı yalan dünyada vefaya sahip çıkmak; ‘Ahde güzel bir şekilde vefa göstermek imandandır’ hadis-i şerifinde işaret edildiği üzere imanımızın bir gereğidir.
Bugün bir vefa muhasebesi yapalım. Yüce Rabbimizin bize verdiği sayısız nimetlere karşı vefa borcumuzu eda edebildik mi? Anne ve babamızın, eş ve çocuklarımızın, akraba ve komşularımızın gönüllerine dokunan iyi bir insan olabildik mi?
İçinde yaşadığımız topluma bir vefa borcu olarak yetim ve öksüzlerin başını okşayabildik mi? Bir hastanın, bir çaresizin derdine merhem olabildik mi, bir muhtacın yardımına koşabildik mi? Bir yaşlının yalnızlığına çare olabildik mi, engelli bir kardeşimizin hayatını kolaylaştırabildik mi?
Bir insan olarak sorduğumuz bu sorulara müspet cevaplar verebilmek temennisiyle hutbemizi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu mealdeki hadis-i şerifiyle bitirmek istiyorum: ‘Emanete riayet edenin imanı olgunlaşmıştır, ahde vefa gösterenin ise dini kemâle ermiştir.’”