Bahçeli'den yeni çözüm süreci çağrıları
MHP lideri Bahçeli, Meclis açılışında Erdoğan'ı boykot eden CHP'nin yalnızca Erdoğan'ı değil Türkiye'yi ve Türk milletini yok saydığını ileri sürdü. Bahçeli, çözüm sürecine ilişkin de yeni çağrılar yaptı, 'suça karışmayan PKK'lıların aileleriyle kavuşmaları gerektiğini' savundu.
MHP, yeni yasama döneminde ilk grup toplantısını gerçekleştirdi.
Genel Başkan Devlet Bahçeli, 1 Ekim'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı protesto eden CHP'ye yüklendi.
Bahçeli ayrıca TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un daveti ile siyasi parti genel başkanlarının bir araya geldiği görüşmede çekilen fotoğraf üzerinden süregelen tartışmaya dahil oldu.
MHP lideri, CHP ve Özgür Özel'e "Eminim ki bu seviyesizliğin demokratik sonuçlarına da eninde sonunda katlanacak" dedi.
Bahçeli, grup toplantısında şunları söyledi:
- CHP yine baltayı taşa vurmuştur, gafil cüretkarlığıyla bayağı gerekçelere sığınmayı ve bunlarla avunmayı tercih etmiştir. Kendi düşenin ağlamaya sızlanmaya hakkı yok. CHP'nin sadece Cumhurbaşkanımızı ve Meclisimizi değil esasen Türkiye'yi ve Türk milletini yok saydığı ortadadır. Eminim ki bu seviyesizliğin demokratik sonuçlarına da eninde sonunda katlanacaktır.
- Özel oturumun hemen ardından Kurtulmuş'un davetine icabet eden parti genel başkanlarının yan yana oturmaları cepheleşmeden muzdarip milletimizi umutlanmıştır. Tek kare fotoğrafa milli iradenin özlemleri yansımıştır. Görüşlerimiz farklı olabilir, siyasetlerimiz de başka olabilir. Ama hepimiz Türk milletinin evladıyız. Sesimizi değil yalnızca sözümüzü yükseltmeliyiz. Yapmak varken yıkmanın ne manası vardır. Diyalog köprülerini havaya uçurmanın getireceği ve sağlayacağı nelerdir. CHP'nin siyaseti sakat bir siyasettir.
"O FOTOĞRAF TÜRKİYE'NİN FOTOĞRAFI"
- Bu ağır siyaset kusurunun milletimize vereceği hiçbir şey yoktur. Özgür Bey'in Meclis'teki fotoğraf karesiyle ilgili temelsiz eleştirileri, bir kıskançlığın şifresidir. Samimiyetle ifade etmeliyim ki o fotoğraf Türkiye'nin fotoğrafıdır. CHP'nin sürüklendiği çıkmaz sokağı, içine girdiği korku tünelinin, rüşvet ve yolsuzluk çamurunun elbette sonuçları olmalıdır. Özgür Bey'in Sayın Cumhurbaşkanımız ilgili sözde meşruiyet sorunu imar ve icat etmek yerine partisinin ve şahsının ne kadar meşru bir çizgide durduğuna kafa yorması akıbeti açısından akla en yatkın seçenektir. Egemenlik ve meşruiyetin yegane kaynağı büyük Türk milletidir. Mandacı siyasilerin izini sürmek isteyen varsa tavsiyem CHP'yi kurcalamalarıdır.
"CHP'DE BÖLÜNME TABLOSU"
- Özgür Bey kendisine ve partisine yazık etmiştir. BM 80'nci Genel Kurulu'nda dünya Türkiye'yi konuşmuşken Özgür Bey yönetimi freni boşa almış, şarampole yuvarlanmıştır. Siyonist esaretin altına giren CHP'dir. Bu CHP'den hiçbir halt olmaz olamaz. CHP'yi kasıp kavuran siyasi kriz günbegün çıta yükseltmektedir. Mahkeme kararları, YSK'nın çıkışları, karşılıklı suçlamalar bölünme aşamasına doğru kayan bir CHP tablosunu gün yüzüne çıkarmaktadır.
İDDİANAME ÇAĞRISINI YİNELEDİ
- CHP'nin istikrarsızlığı, tarihsel çizgisinden derin kopuşu Türk siyasi hayatını olumsuz etkileyecektir. CHP'nin içinde bulunduğu kaos bu partinin geleneği ve geleceği açısından esef verici, yürek yaralayıcıdır. Özgür Bey'in savcı ve hakimlerimizle uğraşması, meydan meydan dolaşarak zehir aşılaması suçluluk psikolojisinin yansımasıdır.
- CHP'nin belediyelerde dönen gayrimeşru ilişkilerin hesabını vermesi şarttır. İddianamelerin süratle ikmal edilerek adil yargılama sürecinin derhal başlaması da samimi dileğimizdir.
"SİLAHLARIN TAMAMI YAKILMALI, İMRALI SDG'YE ÇAĞRI YAPMALI"
Bahçeli konuşmasında yeni çözüm sürecine de değindi. MHP lideri, terör örgütüne bir kez daha silahların tamamını yakma çağrısı yaptı. Bahçeli, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın da SDG'ye yeni bir çağrıda bulunmasını istedi:
- Milletimiz Terörsüz Türkiye adımlarının arkasındadır. Ön yargıların düğümlerini çözmek istiyoruz. Kim ki Terörsüz Türkiye'den rahatsızsa bir karanlık içerisindedir. 1.5 asırdır süregelen emperyalist komplolar, karanlık kampanyalar inşallah tasfiye olacaktır. Türkiye kutlu bir doğum arifesindedir, bu doğumun sancıları olabilir, yanlış anlamalar olabilir. Bazen sinirler de gerilebilir. Temaslar zayıflayarak mesafeler açılabilir. Fakat sabırla vatan ve millet sevgisinde buluşmamız her sorunla başa çıkmaya kafidir. Yeter ki bölünmemizi kurgulayanlara karşı kardeşçe göğüs gerelim.
- Kürt kardeşlerimizin terörle bağlantısı yoktur. Kandırılan fakat suça karışmamış, silahlı bir eyleme bulaşmamış kim varsa ailesiyle kavuşmalıdır. Siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır.
- Biri ikiye bölmek kimin harcı, kimin haddidir.
- Eğmeden bükmeden söylemeliyim ki; PKK'nın kurucu önderliği eğmenden bükmeden elini taşın altına koymuştur, 11 Temmuz'da bir PKK'lı silahlarını yakmıştır. SDG ve YPG henüz silahlarını bırakmamıştır. İmralı'nın çağrısına riayet etmemiştir. Beklentim şudur, PKK'nın kurucu önderliği SDG ve YPG'ye direkt aynı mahiyet ve muhtevada çağrıda bulunarak Şam ile imzalanan 10 Mart mutabakatına uyulmasını istemesidir.
"BİZİ BAĞLAYAN 27 ŞUBAT İMRALI AÇIKLAMASI"
- Gerekirse komisyonda görevli milletvekillerinden bir grup İmralı'ya giderek yüz yüze görüşme sağlamalı, mesajlar ilk ağızdan alınmalı, kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bunda çekinecek bir husus görmüyorum. Bizi bağlayan açıklama 27 Şubat İmralı açıklamasıdır. 27 Şubat açıklamasının tam arkasında duruyoruz.