Bakanlık önünde Rojin eylemi
Ankara Kadın Platformu üyeleri, bir yıl önce şüpheli şekilde ölen Rojin Kabaiş için eylem yaptı. Adalet Bakanlığının önünden seslenen kadınlar, Kabaiş'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma sürecine tepki göstererek "Şu an önünde bulunduğumuz bakanlık ne işe yarıyor?" diye sordu.
İLKE ÇITIR / NEFES
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma sürecine tepkiler büyüyor. Kabaiş hakkında yürütülen süreç ilk aşamada "intihar" iddiasına odaklanmış ancak Van Barosu'nun talebi üzerine Adli Tıp Raporu (ATK) yeniden hazırlanmıştı.
Bu rapora göre, Kabaiş'in göğüs ve vajina bölgesinde iki farklı erkek DNA'sına rastlanmıştı. Hazırlanan ilk ATK raporu ile sonuncusu arasındaki çelişkiler ve soruşturma sürecinin uzaması, kamuoyunun tepkisini topladı.
"ADALET NEREDE?"
Ankara Kadın Platformu da bu duruma dikkati çekmek için Adalet Bakanlığı önünde eylem yaptı. Platform adına basın açıklamasını okuyan Yağmur Alaz Gülveren, "Şu an önünde bulunduğumuz bakanlık ne işe yarıyor? Adalet nerede?" diye sordu. Gülveren, Kabaiş hakkında yürütülen sürece ilişkin şunları dile getirdi:
- Bugün Rojin Kabaiş ve katledilen, kaybedilen tüm kadınlar için Adalet Bakanlığı önündeyiz. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024’te kaldığı yurttan çıktıktan sonra şüpheli bir şekilde kaybolmuş, 18 gün sonra 15 Ekim 2024’te Mollakasım Köyü sahilinde cansız bedeni bulunmuştu. Adli Tıp Kurumunun ilk raporunda bilgiler eksik verilmiş, ölümüne dair kritik sorular yanıtsız bırakılmıştı.
- Ek raporda yalnızca suyun kalma süresine ilişkin birkaç teknik bilgiyle yetinilmiş, dosyada DNA örneklerinin sahipleri hala tespit edilmemişti. Üstelik bu kadar temel deliller ortadayken dosyaya getirilen kısıtlama, olayın aydınlatılmasının istenmediğinin göstergesiydi. Van Barosu’nun başvuruları sonucunda ikinci bir savcı görevlendirilmiş olsa da adalet hala yerini bulmadı.
"FAİLLER KORUNUYOR"
TBMM'de Kabaiş'in ölümünün araştırılması talebiyle sunulan önergenin AKP ve MHP oylarıyla reddedilmesine tepki gösteren Gülveren, şöyle devam etti:
- Olayın ilk gününden itibaren Van Üniversitesi rektörlüğü ve emniyet eliyle 'intihar' olarak gösterilmeye çalışılması, konuya dair verilen soru önergesinin AKP ve MHP oylarıyla reddedilmesi kadınların yaşam hakkını yok sayan erkek egemen adalet düzeninin bir başka örneği olarak karşımıza çıkıyor.
- Bu ülkede her gün ortalama üç kadın öldürülüyor. Failler korunuyor, iyi hal ve haksız tahrik indirimleriyle ödüllendiriliyor. Aileyi koruyacağı vaadini veren AKP-MHP iktidarının koruduğu tek şey katillerin düzenidir.