Beyinde ölüm sonrası gizemli hareketlilik ruhun bedenden ayrıldığının kanıtı olabilir

Bir bilim insanına göre kalp durduktan sonra beyinde meydana gelen gizemli enerji patlaması, ruhun vücuttan ayrılmasının işareti olabilir.

Fotoğraf: Shutterstock

Arizona Üniversitesi’nde profesörlük yapan anestezi uzmanı Dr. Stuart Hameroff, klinik ölümü gerçekleşmiş kişilerin beyin aktivitesinin yakalandığı bir çalışmayla ilgili konuştu.

Söz konusu çalışmada araştırmacılar yaşam desteği çekilmeden dakikalar önce yedi hastanın kafasının üstüne küçük sensörler yerleştirmişti.

Bu sensörler hastaların kan basıncı ve kalp atışları sıfıra düştükten sonra bile beyin aktivitelerini kaydetmeye devam etmiş ve ölüm sonrası beyinde hala bazı aktivitelerin olduğunu gözler önüne sermişti.

GİZEMLİ ENERJİ PATLAMALARI

Çalışmada hastaların ölüm anında beyin aktivitelerinden çekilen veriler, bir ila 20 dakika süren enerji patlamaları olduğunu gösteriyordu.

Bu çalışma 2009 yılında George Washington Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından gerçekleştirilmişti. Hastaların yaş aralığı 34 ila 74 arasındaydı ve ikisi erkek, beşi kadındı.

Bu da kalp durduktan sonra bile beynin kısa süreliğine çalışmaya devam ettiğini gösteriyor. Çalışmanın yazarları o zaman iki olasılığı dile getirmişti. Bunlardan ilki sensörleri etkileyen bir parazitin ortaya çıkma ihtimaliydi. Ancak beyin aktiviteleri iki ayrı gözlem cihazından takip edildiği için parazit oluşma ihtimali pek yüksek değildi.

İkinci ihtimal ise beynin oksijenden mahrum kalması nedeniyle beyin aktivitelerinde böyle ani yükselişlerin ortaya çıkma ihtimaliydi.

RUH BEDENDEN Mİ AYRILMIŞTI?

YouTube kanalı Project Unity’de Jay Anderson’a konuk olan Hameroff’un ise düşüncesi farklıydı. Ona göre bu yükseliş ya ölüme yakın deneyim ya da ruhun vücuttan ayrılması şeklinde yorumlanabilirdi.

Söz konusu anestezi uzmanı, bilincin kuantum seviyelerinde gerçekleştiğine inanıyor. Hameroff’a göre bilinç sadece nöronlar arasındaki elektriksel sinyallerden değil, beyin hücrelerindeki mikrotübüllerin içindeki kuantum süreçlerinden kaynaklanıyor.

Bu teori, beynin anestezi, derin uyku ve hatta ölüme yakın deneyim gibi düşük enerji seviyelerinde bile insanların nasıl hala bilince sahip olduğunu açıklayabilir.

Hameroff ise “Mikrotübüllerin içindeki kuantum bilgisi yok olmaz, yok edilemez. En fazla evrene dağılır. Hasta hayata döndürülebilirse bu kuantum bilgisi yeniden mikrotübüllere döner ve hasta ‘Ölüme yakın deneyim yaşadım’ diyebilir. Yok eğer döndürülemezse hasta ölür. Sahip olduğu kuantum bilgisi de bedenin dışında, belki de sonsuza kadar ruh olarak varlığını sürdürebilir” diyor.

Yine de bilim insanlarının çoğu bilincin beyin içindeki kompleks etkileşimlerle bağlantılı olduğuna inanıyor.

Beyin
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber