CHP İstanbul'a 'kayyum' kararı AYM'ye taşındı
CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum atanmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru gerçekleştirildi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, başvuruyla ilgili 39 ilçe başkanıyla birlikte bir açıklama yaptı.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla CHP İstanbul İl Başkanlığı'ndaki kayyum uygulaması devam ederken, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, uygulamanın kaldırılması için Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptıklarını açıkladı.
Binlerce polisin ablukasının ve biber gazlı, kalkanlı müdahalenin ardından CHP Genel Başkanı İstanbul Çalışma ofisi olarak belirlenen eski il binası önünde 39 ilçe başkanıyla birlikte bir açıklama yapan Çelik, "Bugün Anayasa Mahkemesi'ne, seçme ve seçilme hakkımızın, örgütlenme özgürlüğümüzün ve anayasal haklarımızın ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel olarak başvurumuzu gerçekleştirdik. İl Başkanlığımızla ilgili 45’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kayyum kararının durdurulmasını talep ettik" dedi.
"CAMI KIRMIŞLAR, ÇERÇEVEYİ KIRMIŞLAR, TADİLATA İZİN VERİLMİYOR"
3 kez seçilmiş bir il başkanı olduğunu anımsatan Çelik, binadaki son durumla ilgili de şöyle konuştu:
- "Ortada bir kayyum var, görevimizi yapmamız engellenmeye çalışılıyor. Durduramaz bizi hiçbir şey gerçi… ama burada enteresan bir tablo, binanın giriş katında her gün polisler, sokaklarda vatandaşın can güvenliğini koruması gereken, çetelerle mücadele etmesi gereken polisler her gün burada. Biz, burada bir tadilat yapmak istiyoruz’ diyoruz, buraya üç beş tane usta geliyor; arkadan 50 tane, 100 tane polis geliyor, ‘Buraya dokunamazsın, çivi çakamaz’.
- Burası Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel merkezinin adına kayıtlı bir alan. Kendi mülküne bir siyasi partinin bir tadilat yapmasına izin vermiyorlar. Camı kırmışlar, çerçeveyi kırmışlar, tadilata izin verilmiyor. Kapıdaki X ray cihazı yerinden sökülmüş, kaldırılmış; onun takılmasına, tadilat yapılmasına izin verilmiyor. Toplantı odalarının kapıları kırılmış, çilingirlerle açılmış, buraların değiştirilmesine izin verilmiyor."
"BUGÜN DEVLETİN KURUMLARINI VE KURALLARINI YOK SAYAN BİR İSTANBUL YARGI DÜZENİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Çelik verdikleri hukuksal mücadele sürecini ve görüşlerini şöyle anlattı:
- "Bugün Anayasa Mahkemesi'ne, seçme ve seçilme hakkımızın, örgütlenme özgürlüğümüzün ve anayasal haklarımızın ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel olarak başvurumuzu gerçekleştirdik. İl Başkanlığımızla ilgili 45’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kayyum kararının durdurulmasını talep ettik. Bu noktaya nasıl geldik ve neden Anayasa Mahkemesi'ne bu başvuruyu gerçekleştirmek durumunda kaldık, biraz buna değinmek isterim.
- Bugün devletin kurumlarını ve kurallarını yok sayan bir İstanbul yargı düzeniyle karşı karşıyayız. Bu yargı düzeni partimiz son yerel seçimlerde Türkiye'nin 1’inci partisi olduğunda Türkiye'nin azınlık iktidarı tarafından devreye sokulmuş bir İstanbul yargı düzenidir. Ne yaptılar? Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nu tutukladılar, belediye başkanlarımızı tutukladılar, meclis üyelerimizi tutukladılar.
- Sanatçısından, gazetecisine, öğrencisinden, akademisyenine toplumsal muhalefetin bütününü susturmak için tutuklamalar gerçekleştiriyorlar. Bu tutuklamalarla, yerel yönetimler üzerinden gerçekleştirdikleri saldırılarla, partimizin yürüyüşünü durduramadıkları için sonrasında da partimizin kurumsal kimliğine saldırmaya başladılar. Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul İl Kongresine davalar açtılar, kurultayımıza davalar açtılar. Mücadele azmimizi kırmak için, mücadele kararlılığımızı kırmak için İstanbul Kongresi'ne 5 ayrı dava açtılar.
"BEŞ AYRI DAVAYLA MÜCADELE AZMİMİZİ KIRMAYA ÇALIŞTILAR"
- İlk davayı çok manidar bir tarihte açtılar; 19 Mart darbe girişiminin gerçekleştiği gün, tam bizim il başkanı ve il yöneticisi olarak arkadaşlarımızın seçildiği tarihten 1,5 yıl sonra bir dava açtılar. Ve bu dava sonrasında beş ayrı davayla bizim mücadele azmimizi kırmaya çalıştılar. Şunu ifade etmek isterim. Biz bir önceki kongremizde 2 yıl önce 8 Ekim 2023 tarihinde seçildik. Parti içi kongre süreçleriyle ilgili 2 gün yasal itiraz süresi vardır.
- 2 günlük itiraz sürecinde hiçbir itiraz gerçekleşmedi İstanbul Kongresi'ne; YSK'ya herhangi bir itiraz gerçekleşmedi. Ne zaman Cumhuriyet Halk Partisi 31 Mart seçimlerinde Türkiye'nin birinci partisi oldu, işte o andan itibaren partimizin kurumsal kimliğine davalar açılmaya başlandı. Peki neye dayanarak açtılar. Davaları tamamen yalanlar, iftiralar, karalamalar, bugün cezaevinde tutuklu olan, üstelik 2023 yılında benim seçildiğim kongrede rakibim olan sayın Cemal Canpolat'ın listesinde yönetici olan bir ismin etkin pişmanlık ifadeleriyle kongremize davalar açtılar.
"MUMLA ARAYARAK BİR MAHKEME BULDULAR; İSTANBUL 45 ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ"
- Birinci dava, 19 Mart 2025 tarihinde 21’inci Asliye Hukuk Mahkemesine açıldı. İkinci dava 25 Mart'ta İstanbul 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesine açıldı. Bu iki dava yetkisizlik gerekçesiyle Ankara'ya gönderildi. Çünkü dendi ki, partinin kurumsal kimliği, tüzel kişilik, genel merkez Ankara'dadır. İstanbul 21’inci Asliye Mahkemesi ve 1’inci Asliye Mahkemesi bu iki davayı Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesine gönderdi, mahkeme bu davaları esastan reddetti.
- Sonra bir üçüncü dava açtılar. 8 Ekim 2025 tarihinde, İstanbul 21’inci Asliye Mahkemesi yine bu davayı reddetti. 4’üncü bir dava açtılar. Bu dava, davayı açan kişi tarafından geri çekildiği için düştü. Bu davalardan bir sonuç alamayınca baktılar ki İstanbul'daki mahkemeler Ankara'ya gönderiyor tüzel kişilik Ankara'da olduğu için, deyimi yerindeyse mumla arayarak bir mahkeme buldular; İstanbul 45 Asliye Hukuk Mahkemesi. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, 5’inci kez İstanbul kongresine bir dava açtı, bir tedbir kararı verildi ve bu binaya bir kayyum atandı.
"YETKİLİ OLMAYAN BİR MAHKEME TARAFINDAN İPTAL EDİLEREK BİR KAYYUM ATANMIŞTIR"
- Devletin kurumlarını ve kurallarını yok sayan bir yargı düzeninin aparatı haline gelmiş bir mahkeme tarafından bu kayyum atandı. Çünkü, bu mahkemelerin hiçbirisi kayyum atama, tedbir atama konusunda yetkili değil. Siyasi partilerin ilçe kongreleri, il kongreleri, kurultayları hakim tarafından yapılır; hakimler denetler. İlçe kongrelerimizi gerçekleştirdiğimizde seçim kurulunun yetkilileri oraya gelir.
- İl seçimini gerçekleştirdiğimizde il seçim kurulunun yetkilileri oraya gelir ve bu kongreler kurultayları hakim denetiminde yapılır. Her seçim kurulunun başında hakimler vardır. Bu seçimler yetkili olmayan bir mahkeme tarafından iptal edilerek bir kayyum atanmıştır. Gerçek yetkili olan seçim kurulları tarafından İstanbul Kongresi'yle ilgili ne bir itiraz vardır, ne bir iptal kararı vardır.
"SANKİ BİR SAVAŞ ORTAMI, SANKİ BİR ASKERİ DARBE DÖNEMİ KOŞULLARI GİBİ 5 BİN POLİSLE GELİP, İÇERİ GİRDİLER"
- Peki sonra en yaptılar; İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi buraya kayyum atadı, sonra tam 5 bin polisle il binamıza, baba ocağına geldiler. Ve kendine Cumhuriyet Halk Partiliyim diyen kişiler, buraya geldiler; bu il binasının kapıları kırıldı, kürsüleri kırıldı, camları kırıldı. İnsanlar, partililerimiz yerlerde sürüklendi, coplandı. İnsanlar burada işkenceye uğradı. Hepimizin aklına o gün çekilen bazı fotoğraflar kazındı. Sanki bir savaş ortamı, sanki bir askeri darbe dönemi koşulları gibi 5 bin polisle gelip, içeri girdiler.
- İnsanlar biber gazına maruz kaldı, yaralananlar oldu. Yirminin üzerinde insan yaralandı, çok sayıda arkadaşımız gözaltına alındı. Bu şekilde yerlerde sürüklenerek yaralanan arkadaşlarımız, partililerimiz oldu o gün. İstanbul il binasına gelen bütün yollar kapatıldı. Binlerce insanın yaşadığı bir site burası, isanların konutlarına erişim hakkı engellendi o gün. Ve burası, deyimi yerindeyse 360 derecelik bir abluka altına alındı. Türkiye'nin sınırlarının korunmadığı biçimde abluka altına alındı.
"YSK DEVREYE GİRDİ, ‘BİR DAKİKA KARDEŞİM, BURADA YETKİ BENDEDİR’ DEDİ"
- Üyelerimiz baba ocağını savunurken, delegelerimiz ortaya çıkan bu hukuksuzluğa el koydu. 24 Eylül'de delegelerin imzasıyla bir olağanüstü kongre gerçekleştirdik. Kongremiz gerçekleşirken bu sefer aynı 45’inci Asliye Hukuk Mahkemesi kongremizin kapısına icra memurlarını gönderdi. YSK devreye girdi, ‘Bir dakika kardeşim, burada yetki bendedir’ dedi. YSK karar çıkarttı, olağanüstü kongremizi gerçekleştirdik.
- Bu arada aynı 45’inci Asliye Hukuk Mahkemesi, genel merkezin başlattığı 39’uncu olağan kongre sürecini de durdurmaya çalıştı. YSK orada bir kez daha ‘yetki bendedir’ dedi. Ve biz, bir olağan kongreyi de gerçekleştirerek 3’üncü kez seçildik ve mazbatamızı aldık. Buna rağmen bugün burada ortada bir garabet, bir kayyum kararı.
"CAMI KIRMIŞLAR, ÇERÇEVEYİ KIRMIŞLAR, TADİLATA İZİN VERİLMİYOR"
- Kayyum kararına yönelik igili mahkemeye itiraz ettik; talebimiz reddedildi. Bir üst mahkemeye İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne bir başvuru yaptık; o talebimiz de reddedildi. Ve şimdi ben burada 3 kez seçilmiş il başkanıyım. Ortada bir kayyum var, görevimizi yapmamız engellenmeye çalışılıyor. Durduramaz bizi hiçbir şey gerçi… Ama burada enteresan bir tablo, binanın giriş katında her gün polisler, sokaklarda vatandaşın can güvenliğini koruması gereken, çetelerle mücadele etmesi gereken polisler her gün burada. Biz, burada bir tadilat yapmak istiyoruz’ diyoruz, buraya üç beş tane usta geliyor; arkadan 50 tane, 100 tane polis geliyor, ‘Buraya dokunamazsın, çivi çakamaz’. Burası Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel merkezinin adına kayıtlı bir alan. Kendi mülküne bir siyasi partinin bir tadilat yapmasına izin vermiyorlar. Camı kırmışlar, çerçeveyi kırmışlar, tadilata izin verilmiyor. Kapıdaki X ray cihazı yerinden sökülmüş, kaldırılmış; onun takılmasına, tadilat yapılmasına izin verilmiyor. Toplantı odalarının kapıları kırılmış, çilingirlerle açılmış, buraların değiştirilmesine izin verilmiyor.
- Bizim çalışma makamlarımız, Vatan Caddesi'nin önündeki kaldırımdır; Silivri Cezaevi'nin önüdür; Çağlayan Adliyesi'nin kaldırımıdır; pazarlardır, sokaklardır, meydanlardır. O ayrı birşey. Ama siyasi partinin yarın heyetler gelecek, buralarda misafir ediyoruz insanları. Bu manzara, bir partiye, Türkiye'nin birinci partisinin Türkiye'nin en büyük ilinin İl Başkanlığına yaşatılacak bir manzara mıdır? Binamızın etkin kullanımı engelleniyor. Siyasi örgütlenme, özgürlüğümüz, siyasi faaliyetlerimiz, engellenmeye çalışılıyor.
- Anayasa Mahkemesi'nin yaptığımız bu başvuruya ilişkin vereceği karar, sadece benim anayasal hakkımın ihlal edip edilmediğine dair değil; siyasi partilerin kendi içindeki seçimleri hakim gözetiminde yapıp yapmayacağı, seçim kurullarının işlevselleştirilmesine olanak tanınıp tanınmayacağının ve nihayetinde çok partili yaşamın, serbest seçimlerin devam edip etmeyeceğinin bir kararı olacaktır. Anayasa Mahkemesinin vereceği karar, Türkiye demokrasiye, çok partili seçimlere sahip mi çıkacak, yoksa iktidarlar yargıyı siyasallaştırıp siyaseti kendilerine göre dizayn mı edecekler."
"İSTANBUL 38. İL KONGRESİ’NİN İPTALİ TALEBİYLE İSTANBUL MAHKEMELERİNDE 6 DAVA AÇILMIŞTIR"
CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda ise 'Olay ve Olgular' şu şekilde anlatıldı:
- "Cumhuriyet Halk Partisi’nin 08.10.2023 tarihinde gerçekleştirilen İstanbul 38. İl Kongresi’nin iptali talebiyle İstanbul Mahkemelerinde 6 dava açılmıştır. İlk dava 19 Mart 2025 tarihinde İstanbul 13. Asliye Hukuk'ta, ikinci dava 25 Mart 2025 tarihinde İstanbul 1. Asliye Hukuk'ta açılmış olup bu davalar yetkisizlik kararlarıyla Ankara'ya taşınmış ve Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2025/176 esas numaralı dosyasında birleştirilmiş ve Mahkeme, 11 Eylül 2025'te her iki davayı da esastan reddetmiştir.
- İstanbul İl Kongresi'nin iptali için üçüncü dava 8 Temmuz 2025 tarihinde, dördüncü dava 8 Ağustos 2025 tarihinde, beşinci dava 14 Ağustos 2025 tarihinde açılmıştır. Buraya kadar açılmış olan davalar bireysel parti üyeleri tarafından açılmış olup aynı konuda açılan altıncı dava 2 Eylül 2025 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının davanamesiyle açılmıştır ve Başsavcılık tarafından açılan davanın 14 Ağustos 2025 tarihinde açılan davayla birleştirilmesini istenmiştir.
DAVALARDAKİ SON DURUM
- "Bu davalar içinde; 8 Temmuz tarihinde İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde E. 2025/222 dosya numarası ile görülen davada Mahkemece 10 Temmuz 2025'te ihtiyati tedbir talebi reddedilmiş olup duruşma günü henüz belirlenmemiştir.
- 8 Ağustos 2025 tarihinde açılmış olup İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde E. 2025/272 dosya numarası ile görülen dava, davacının davasından feragat etmesiyle kapanmıştır.
- Cumhuriyet Halk Partisi’nin 08.10.2023 tarihinde gerçekleştirilen İstanbul 38. İl Kongresi’nin iptali talebiyle İstanbul Mahkemelerinde açılmış olup devam eden tek dava 14 Ağustos 2025 günü açılıp ardından 2 Eylül 2025 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının davanamesiyle birleştirilmiş olan davadır.
- Bu davada özetle Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Kongresinin yetkisizlik ve usulsüzlük nedeniyle hükümsüz kaldığı; Kongrenin Sarıyer İlçe Seçim Kurulu’na bildirilmiş olmasına rağmen, Sarıyer ilçesi sınırları dışında Beyoğlu ilçesine bağlı Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldığı; bu durumun Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 20. maddesi ve CHP Kongreler Yönetmeliği’nin 18. maddesine aykırı olduğu; delegelerin irade fesadı halleri ve suç kapsamlı eylemleri bulunduğu belirtilerek, İstanbul İl Kongresinin mutlak butlan ile sakat olduğunun savcılık soruşturmaları ile kanıtlanmış olduğundan bahisle 08.10.2023 İstanbul İl Kongresi’nde alınan tüm kararların tedbiren hükümlerinin durdurulması; bu kongrede seçilen İl Başkanı, İl Yönetim Kurulu ve İl Disiplin Kurulu üyelerinin tedbiren görevden uzaklaştırılması; önceki kongrede seçilen İl Başkanı, İl Yönetim Kurulu ve İl Disiplin Kurulu’nun tedbiren göreve iadesine veya mahkemece uygun görülecek geçici kurulun atanması; İstanbul İl Kongresi delegelerinin görevden uzaklaştırılması; CHP Merkez Yönetim Kurulu’nca başlatılan 39. Olağan Kurultay sürecinin (13 Ağustos 2025 delege seçimleri, 13 Eylül 2025 ilçe kongreleri, 5 Ekim 2025 il kongreleri dahil) tedbiren durdurulması istenmiştir.
- İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.09.2025 tarihli ara kararı ile 08.10.2023 tarihinde yapılan Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan İstanbul İl Kongresinde seçilen ve Sarıyer 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığının 11.10.2023 tarihli kararında yer alan İl Başkanı, İl Yönetim Kurulu Asıl ve Yedek Üyeleri ile İl Disiplin Kurulu Asıl ve Yedek Üyelerinin Tedbiren Görevden Uzaklaştırılmalarına; Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap isimli kişilerden oluşan Geçici Kurul'un tedbiren CHP İstanbul İl Başkanı, İl Yönetim Kurulu ve İl Disiplin Kurulu yetkilerini kullanmak üzere görevlendirilmelerine karar verilmiştir.
- 08.10.2023 tarihinde yapılan CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresinde seçilen ve Sarıyer 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığının 11.10.2023 tarihli kararında yer alan Üst Kurul - Kurultay Delegelerinin Tedbiren bu görevden Uzaklaştırılmalarına; Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu tarafından 14 Temmuz 2025 günü alınan karar uyarınca başlatılan 39. Olağan Kurultay süreci kongre takviminde yer alan seçim çalışmalarından yalnızca İstanbul İl Örgütünce yapılacak İlçe Kongreleri ve İl Kongresi seçim çalışmalarının Tedbiren Durdurulmasına karar verilmiştir.
"ATANAN KİŞİLER PARTİNİN BANKA HESAPLARINA ERİŞMEYE ÇALIŞMAKTA, İŞE ALIM YAPMAKTADIR"
- Bu kararlar akabinde Parti Yönetimince CHP İl binasının Genel Başkanlık çalışma ofisi olması yönünde karar alınmıştır. Bu karara rağmen Mahkeme’nin atadığı kişiler İl yöneticileriymişçesine aynı binada görevlerini sürdürmektedir. Atanan kişiler partinin banka hesaplarına erişmeye çalışmakta, işe alım yapmaktadır. Ne kadar süreyle ve hangi göreve atandıkları belirsiz olan bu kişilerce açıklanmış herhangi bir kongre takvimi de bulunmamaktadır.
YSK'NIN KARARI ANIMSATILDI
- Buna karşın Mahkemece görevlendirildikleri tarihten bugüne kadar geçen süre içinde iki kongre daha yapılmıştır. Bu süreçte İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kongrelerin durdurulması kararına karşı Yüksek Seçim Kurulu’na başvuru yapılmış, Yüksek Seçim Kurulu Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Örgütünün 24 Eylül 2025’te olağanüstü il kongresinin yapılabileceğine karar vermiş; ardından 18 Ekim 2025’te de yine Yüksek Seçim Kurulu tarafından olağan il kongresinin yapılabileceğine karar verilmiştir. 19 Ekim 2025’te olağan kongre süreçlerinde seçilmiş yeni delegelerle yapılmış, yeni yönetim göreve seçilmiştir.
"SİYASAL ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNE KEYFİ MÜDAHALE"
- Tüm bu süreçlere ve iki kongre sürecine karşın İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesince atanan kişilerle ilgili süreç devam etmektedir. Bu sebeplerle Cumhuriyet Halk Partisi tarafından tedbiren durdurma kararına karşı itirazda bulunulmuş, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi 26 Eylül 2025 tarihinde bu itirazı reddetmiştir. Bu sefer itiraza karşı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne de başvurulmuş, bu başvuru da 05.11.2025 tarihinde reddedilmiştir. Böylelikle başvurucu tarafından, kanuni dayanaktan yoksunluk yanında birçok açıdan siyasal örgütlenme özgürlüğüne keyfi müdahale teşkil ederek söz konusu ihlal eden yargı kararına karşı gidilebilecek başka bir kanun yolu kalmamıştır."
"GEÇİCİ YÖNETİMİN GÖREVİNE DEVAMININ ÖNLENMESİNE KARAR VERİLMESİNİ TALEP ETMEKTEYİZ"
- AYM Başvurusunun sonuç ve talepler bölümünde ise "Bireysel başvuru ile giderilmesi talep edilen husus, 2024 mahalli idareler seçim sonuçları esas alındığında Türkiye’nin 1. siyasal partisinin Türkiye’nin en büyük il yönetiminin görevini yapmasına engel olunmasının önlenmesidir.
- Bu itibarla İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinde, delegelerin iradeleriyle belirlenmiş il yönetiminin olmayan yargısal yollarla değiştirilmesi sağlamaya yönelik olan bu davanın hem yasal dayanaktan yoksun olması hem de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının taraf kabul edilmesi nedenleriyle siyasal örgütlenme ve siyasi parti içinde faaliyette bulunma özgürlüğünün ihlal edildiğine ve bu ihlalin ancak davaya ilişkin tüm yargı kararlarının kesin hükümsüzlükle sakat olduğunun ve başkaca bir işleme gerek kalmaksızın ortadan kaldırıldığına hükmedilmesiyle giderilmesine karar verilmesi; hukuksuz müdahalenin devamı halinde telafisi imkansız zararlar doğacağından öncelikle tedbir kararı verilerek geçici yönetimin görevine devamının önlenmesine karar verilmesini talep etmekteyiz."