CHP lideri Özel İçişleri Bakanı Yerlikaya'ya seslendi: Çık açıkla
İBB operasyonu sonrası İstanbul'a gelen CHP lideri Özel, Silivri'de Ekrem İmamoğlu ile görüştü. Cezaevi önünde açıklama yapan Özel'in hedefinde İmamoğlu'nun otel görüntüleri üzerinden program yapan TRT vardı. Bakan Yerlikaya'ya seslenen Özel "İçişleri Bakanı çıkıp bunu bir açıklasana, İçişleri Bakanı bir salona girdiyse o salondaki güvenlik kamerası koruma ekibi tarafından bantlanıyor mu, bantlanmıyor mu? Bu kadar büyük, bu kadar çok yalan olur mu? Yazıklar olsun TRT’ye" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bürokratlarına yönelik dün sabah yapılan şafak operasyonunun ardından tüm programlarını iptal ederek İstanbul'a gelen CHP Lideri Özgür Özel Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu ve tutuklu diğer isimler ile görüştü.
Özel, görüşmenin ardından cezaevi önünde bekleyen basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Ekrem İmamoğlu'nun yanı sıra Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ile, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Tayfun Kahraman, Selçuk Kozağaçlı, Mehmet Ali Çalışkan ve Ümit Özdağ ile görüşmeler gerçekleştirdiğini dile getiren Özel şunları kaydetti:
"HEPİMİZİN UTANCI"
Biraz önce Ümit Özdağ'ın yanından ayrıldım. İddianamesini değerlendirdik. İddianamesi bomboş, elle tutulur hiçbir yanı yok. Bu dosyadan tutuklu değil ama 11 Haziran'daki dosyadan tutuklu ve orada serbest kalmasını kendisi de bekliyor, biz de bekliyoruz. Ülkenin demokrasisi açısından çok büyük bir ayıbın ortadan kalkmasını savunuyoruz.
Ümit Özdağ'a yapılan muameleye, en çok Erdoğan'ın üzülmesi gerekir. Ben Selahattin Demirtaş'ın da Figen Yüksekdağ'ın da, Ümit Özdağ'ın da tutukluklarının hepimizin utancı olduğunu özgürlüklerinin de hepimizin ortak talebi olduğunu ifade etmek durumundayım.
Sayın Ekrem Başkanımız ile yaptığımız görüşmede, Türkiye'nin tüm meselelerine, ülke politikalarına dair çok önemli değerlendirmelerde bulunduk. Ancak bugün içinde bulunduğumuz duruma dair de sohbet ettik. Ekrem Başkan ile ortak noktamız şudur ki; bu ülkede siyasette nepotizme, akraba kayırmacılığına savaş açmış ise biri Ekrem İmamoğlu, diğeri Özgür Özel'dir.
"ÇOCUKLARLA, EŞLERLE UĞRAŞMAK NAMERTLİKTİR"
Öyle bir ifade, süreç yürütülüyor ki, bir aile hassasiyeti gösterenler varsa onlar bu tarafta, aile ile iş görenler malum tarafta. Savaşta bile eşlere ve çocuklara dokunmazlar. Eğer bir eşin birey olarak suçu varsa başka bir şeydir; ama siz bir eşi yargılayacaksınız, Silivri'de tutacaksınız, sonra başka cezaevine süreceksiniz.
Sonra eşi olduğu için hanımefendiyi küçücük çocuğu evdeyken gözaltına alacaksınız. Bu aileyle uğraşmaktır, küçücük çocukla uğraşmaktır. Çocuklarla, eşlerle uğraşmak namertliktir! Bizim kitabımızda bunun rövanşı bile olmaz.
"TAYYİP BEY’İN GİRDİĞİ SALONDA DA KAPATIYORLAR"
“Bir diğer husus, otel görüntüleri. Şimdi buradan bütün Türkiye’ye ilan ederim ki benim de koruma ekibim var, Tayyip Bey’in de koruma ekibi var, Ekrem Bey’in de koruma ekibi var. Bu koruma ekiplerinin aldığı bir eğitim var. Bu eğitim gereği bizim gibi korunan -ki zorunlu korumaya tabiyiz- kurultayı kazandım etrafıma geldiler. ‘Gidin’ dedim, gitmediler. ‘Zorunlu korumaya tabisiniz. Başınıza bir şey gelirse hesabını devletten sorar millet’ dediler.
Ben bir salona gireceksem, bir yerde toplantı yapacaksam, orada bir kamera varsa koruma ekibi gidip kamerayı kapatıyor. Aldığı eğitim gereği. Şimdi buradan söylüyorum. TRT’de habire kamera kapatılmış, köşe yazısına yazıyor ‘Kamera nasıl kapatılır?’ diye.
O köşe yazısına yazanlara ya da TRT’de bu görevi yapanlara fikir versin diye bir gazeteci arkadaşım, lütfen İçişleri Bakanlığı muhabiri bir arkadaşım lütfen İçişleri Bakanı’nı arayıp ya da mikrofon tutup sorar mısınız? Bu devletin koruma eğitiminde VİP diye özetledikleri özel koruma kapsamındaki kişilerin girdikleri odada, otelde, toplantı yapacakları salonda varsa bir güvenlik kamerası, onun kapatılması, devletin memuru polislere tanımlanmış görevdir.
Utanmadan, sıkılmadan sanki gizli bir şey yapacakmış da Ekrem Başkan, ondan kapatmış. Benim gireceğim salonda da kapatıyorlar, Tayyip Bey’in girdiği salonda da kapatıyorlar. ‘Efendim çanta varmış, içinde ne varmış?’ Bir de diyor ki, ‘Para varmış.’ Çantanın içinde jammer olduğunu dönün bütün programlarına bakın Ekrem İmamoğlu’nun, o çana jammer çantası. Sinyal kesici var içinde ve bu sinyal kesicinin işi hem orada yapılabilecek yasadışı dinlemeleri engellemektir evet. Ama esas işi sinyal kesmektir.
"PAZARTESİ GÜNÜ TEK TEK AÇIKLAYACAĞIM"
IŞİD’in veya bir başka terör örgütünün, PKK’nın patlatacağı bombanın sinyalini kesmektir. Ekrem İmamoğlu’nun yanında götürülen jammer, korumasının görevidir. Aynı Tayyip Bey’in peşinde gezen jammer kamyonu gibi. Tayyip Erdoğan'ın toplantı yaptığı bir salonda jammer kullanılmadığını söyle İçişleri Bakanı. Haydi bir söyle bakalım var mı? Onun girdiği yerde de sinyal kesilir, Ekrem Bey’in girdiği yerde de sinyal kesilir.
O sinyal kesiciyi de biz Cumhuriyet Halk Partisi kendi cebinden alırız, İBB kendi kasasından alır. Pazartesi günü ilan edeceğim bakın; hangi belediyeler jammer almış ihale ile. AK Partili belediyeleri teker teker ilan edeceğim. Bakanların hepsini ilan edeceğim.
Bu jammerların hepsi ihale ile alınıyor arkadaşlar. Jammer almak yasadışı bir iş yapmak değil. Jammer kullanımı, bir belediye başkanını koruyan koruma ekibinin sorumluluğundadır, koruma müdürlüğünün sorumluluğundadır. İki kere iki dört.”
“GÖRÜŞME, İKTİDARA YAKIN BİR OTELDE OLDU”
“Hani bana karşı ‘Yeter artık’ diye açıklama yapmıştı ya İçişleri Bakanı. Dün akşamdan beri 20 tane televizyon programında Ekrem Başkan’ın namusuna leke sürülüyor. İçinde jammer olan senin bildiğin, hepimizin bildiği jammer olan valize ‘para çantası’ diyorsunuz, kapatılan görüntüye ‘gizli görüşme’ diyorsunuz.
Şimdi buradan bütün gazeteci arkadaşlarıma söyleyeyim. Değerlendirmek isteyen herkes peşine düşsün. O görüntüler otelden geçtiğimiz salı günü savcılık tarafından istendi. Otelin sahipleri de fevkalade iktidara yakın. Ekrem Başkan yanlış bir iş yapacak da gidecek o otelde yapacak.
Esas meselenin özü şudur arkadaşlar: İstanbul’un dört bir yanında çalışan, bu Silivri’den Beşiktaş’a doğru giden arada bir toplantı planlandığında güzergahta varsa İBB’nin bir yeri orada planlanır, yoksa yakın bir otelde planlanır. Ekrem Başkan’la ben de birçok siyasetçi de o günkü güzergahındaki bir otelde ya da benim güzergahımdaki bir otelde birçok muhatapla görüşme yapılmıştır lobisinde.
Oteller böyle yerlere lobi, toplantı salonu sağlarlar. Bu görüşme iktidara yakın bir otelde olmuştur. Ekranın kapatılması koruma görevinin gereğidir, yazılıdır. Yazılı iş yapılmıştır. Alette jammer vardır. Tayyip Erdoğan’ın yaptığı, bakanların yaptığı tüm görüşmeler de bu usule göre yapılmaktadır. Ekibin aldığı koruma eğitimi gereğince.
İÇİŞLERİ BAKANI ÇIKIP BUNU BİR AÇIKLASANA
Şimdi İçişleri Bakanı çıkıp bunu bir açıklasana. Bir muhabir sorsun: Jammer kullanıyorlar mı, kullanmıyorlar mı? İçişleri Bakanı bir salona girdiyse o salondaki güvenlik kamerası koruma ekibi tarafından bantlanıyor mu, bantlanmıyor mu? Bu kadar büyük yalan, bu kadar çok yalan, bu kadar çok tekrar olur mu? Yazıklar olsun TRT’ye. 35 dakika bir bant çekme, bir jammer’ın olduğu şeye, ‘Bunun içinde ne var?’
Onun içinde para olsa, tut ki para var. O parayı yakmadıysa nerede bu paralar? Ya bir bankanın kaydına geçecek, ya da evinde bir yerde yaptığın aramada bulacaksın. Hepsinden elin boş çıkıyor. İçinde jammer olan çantaya para diyor, paranın peşine düş o zaman bul bakalım parayı. Utanmaz yalancılar. Olacak iş değil. Olacak iş değil. 10 saniyelik görüntüyü 32 dakika döndüren TRT’ye söylüyorum. TRT’nin Genel Müdürü’ne söylüyorum, Genel Müdürü’ne. Bir muhabir yolla da İçişleri Bakanı’na ve Emniyet Müdürü’ne, Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü’ne, Koruma Daire Başkanlığı’na ‘Neden bantlanıyor bunlar?’ diye bir sor.
Ondan sonra çık konuş burada. Ve Erdoğan’a niye jammer çalıştırılıyorsa bu Cumhurbaşkanına, geleceğin Cumhurbaşkanına da ondan jammer çalıştırılıyor arkadaşlar. Erdoğan neden korkup jammer açtırıyorsa biz de ondan korkup jammer açtırıyoruz.
Çünkü Erdoğan’ın koruma ekibi de terör örgütlerinin saldırısına karşı sinyal kesici kullanıyor, İmamoğlu’nun koruma ekibi de sinyal kesici kullanıyor. Erdoğan da yasa dışı dinlemeden endişe ediyor, Ekrem Bey de yasa dışı dinleme ile ilgili ekibinin tedbir almasını, devletin verdiği eğitim ve talep gereği yerine getiriyor. Bundan sonra meydanı boş bulup da her taraftan yalan atmasınlar.”
“BU ADAYLIK SADECE MİLLETİN KENDİSİNE AİTTİR”
“TRT Genel Müdürü’ne söylüyorum. Bir televizyonculuk işi yapacaksanız 10 saniyelik görüntüyü 32 dakika yalan beyanlarla elinde çubuklarla orada tartıştırmak yerine, gel dünyanın reyting rekorunu kıralım. Burada yapılacak yargılamayı TRT’den canlı yayınlayın, yalan soruları da duyalım, aslan gibi cevapları da millet görsün. Var mısınız?
Erdoğan’a dedim ki ‘Çık karşıma, senin savcın sorsun benim başkanım yanıtlayacak. Millet kime ikna olursa öbürü siyaseti bıraksın. Var mısın?’ Bütün anketler ne diyor? yüzde 25. Dört kişiden birini kandırabildiniz TRT’nin bu kadar yayını ile, A Haber’in bu kadar yayınıyla, yandaş kanalların CNN Türk’ün, NTV’nin bu kadar yayınıyla.
Hadi bakalım hodri meydan. Eninde sonunda sandık gelecek. Tayyip Bey tarihteki yerini alacak. Ondan sonra bunları yapanlar, bakalım bu millete ve bu devletin yargısına nasıl hesap vereceksiniz? Hadi bakalım.
‘Özgür Özel geliyormuş, devletle görüşmüş, İmamoğlu’na diyecekmiş ki cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçelim, serbest bırakacaklar.’ Ne Özgür Özel, ne bir başkası, ne İmamoğlu’nun kendisi… Artık bu vakitten sonra bu adaylık sadece ve sadece milletin kendisine aittir, karar sandıkta verilir. Hepinize teşekkür ediyorum.”