CHP, operasyonun 100. gününde bir kez daha Saraçhane'deydi
CHP, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının 100. gününde yeniden Saraçhane'deydi. Silivri'den yolladığı mesajla meydana seslenen İmamoğlu "Mühür, kendini sultan zannedenlerde değil milletimizdedir. Günü gelir, sandık kurulur ve milletin vicdanı son kararı verir" dedi. Erdoğan'a seslenen CHP lideri Özel ise "Sen gideceksin, Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı olacak! Sana meydan okuyoruz. Bin yerde operasyon yapsan, bin yerde direneceğiz"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 19 Mart’ta başlayan ve 23 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile birçok belediye çalışanının tutuklanmasıyla süren operasyonun 100. gününde yeniden İBB binasının bulunduğu Saraçhane’de miting yaptı.
ÖZGÜR ÖZEL, NAZIM HİKMET'İN DİZELERİYLE BAŞLADI
On binlerin toplandığı meydanda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mesajının okunmasının ardından kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel coşkulu bir konuşmayla kalabalığa hitap etti.
Konuşmasına Nazım Hikmet'in 'Hürriyet Kavgası' şiiriyle başlayan CHP lideri Özel şunları söyledi:
"Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler. Dalga dalga aydınlık oldular. Yürüdüler karanlığın üstüne, meydanları zapt ettiler yine. Beyazıt'ta şehit düşen silkinip kalktı kabrinden ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını yıktı şahmeranın mağarasını. Daha gün o gün değil. Derlenip, dürülmesin bayraklar. Duyduğunuz çakalların ulumasıdır, dinleyin. Safları sıklaştırın çocuklar. Bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır."
"HER ŞEYİN BAŞLADIĞI YERDEYİZ, SARAÇHANE'DEYİZ"
Bugün yine hep birlikte her şeyin başladığı yerdeyiz. Bugün yine hep birlikte birilerinin planına, tertibine karşı, birilerinin kurduğu kumpas planlarına karşı 'Artık Ekrem bitti, CHP bitti' hesaplarına karşı her şeyin başladığı yerdeyiz. Saraçhane'deyiz.
Adaletin ve demokrasinin 100. kara gününde, 19 Mart darbesinin 104., Ekrem Başkanımızın tutsaklığının 100. gününde bu 100 karası günde hep birlikte milletin evindeyiz. Sevgili gençler, değerli emekçiler, emekliler burada hep birlikteyiz. Gözümün içine bakın, gözünüzün içine bakıyorum.
Siz 19 Mart'ta da bir hafta boyunca 7 gün 7 gece Saraçhane'de, omuz omuza, yan yana birlikte durdunuz. Gecenin karanlığında adaleti haykırdınız. Birliğimizi, beraberliğimizi savundunuz. İradenizi savundunuz. Seçtiğinizin arkasında durdunuz. Siz faşizme karşı, darbecilere karşı, cuntaya karşı boyun eğmeyenlersiniz. Ben hepinizle gurur duyuyorum.
"BİZ BURALARA MİTİNG YAPMAYA DEĞİL, EYLEM YAPMAYA GELİYORUZ"
Bugün Ekrem Başkan'ımızın tutsaklığının 100. günü. 100. günde bir kez daha Saraçhane'de eylemdeyiz. Biz buralara toplanmaya, miting yapmaya değil, eylem yapmaya ve sonuç almaya geliyoruz.
19 Mart akşamı bunu bilerek tek başına kurtulmayacağımızı, hep beraber mücadele edeceğimizi bilerek sadece Ekrem Başkan'a değil, tüm belediye başkanlarımıza, tüm siyasi partilerin genel başkanlarına, siyasi tutsaklarına özgürlük isteyerek bu meydanda toplandık.
İyi ki geldik, iyi ki mücadeleyi verdik, iyi ki bir aradayız. Bizim arkadaşlarımız belki zindandalar ama moralleri yüksek, motivasyonları yüksek, inanıyorlar, "Biz haklıyız ve biz kazanacağız." Onları zindanlara atanlar, saraylarda oturuyor ama yerin yedi kat dibindeler. Korkuyorlar, kaybedecekler, kaybedecekler.
"CUMHURBAŞKANI DEĞİL, CUNTA BAŞKANIDIR"
O gün, 19 Mart'ta yaşadığımıza bir darbe demiştik ve tüm darbeler gibi bu darbenin de hedefinin bir kişi, bir mekan ama esas hedefinin milletin iradesi olduğunu söylemiştik. Her darbenin bir bildirisi olur. Bunun da vardı.
19 Mart'ta servis ettikleri 550 milyar lira yolsuzluk var, İmamoğlu suç örgütüdür diye servis ettikleri haber bu darbenin bildirisidir. Tüm darbe bildirileri gibi önce TRT'den okunmuştur. Her tarafa yayılmıştır. Ancak milletin vicdanından dönmüştür. Buna millet inanmamış, darbeyi de darbecileri de püskürtmüştür.
Her darbenin bir planı olur. Bu darbenin planı 18 Mart'ta diplomayı iptal etmek, 19 Mart'ta yüzlerce polisle birlikte Ekrem Başkan'ın evine gitmekti. Bu darbe neyi planladıysa yaptı.
Her darbenin başında bir cuntası olur. Bu darbenin de üç savcısı, üç hakimi, üç tane gizli tanığı, iftiracıları var ve bu darbenin başında bir başkan, bir cunta başkanı var. Milletin geçmişte cumhurbaşkanı diye seçip yetki verdiği birisi, Recep Tayyip Erdoğan, artık cumhurbaşkanı değil, cunta başkanıdır, cunta başkanı.
"BURADAN SANA AÇIKÇA MEYDAN OKUYORUZ"
Buradan kimler geldi, kimler geçti. Erdoğan bu binada başkanlık yaptı. Bir gün evine, evinin kapısına, eşinin evladının yanında kapısına polis dayanmadı. Bir gün tutuklanmadı. Tutuksuz yargılandı. Kapıdan çıktı, meydana geldi, millete seslendi, davulla zurnayla cezaevine gitti.
Erdoğan'a sesleniyorum. Ekrem Başkanın resminden, sesinden korkuyorsun. Ancak korkunun ecele faydası yok. Onun bir vesikalık resmine yenileceksin. Sen gideceksin, Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı olacak! Buradan sana açıkça meydan okuyoruz. Bin yerde operasyon yapsan, bin yerde direneceğiz.
"YETKİYİ MİLLET VERİR, MİLLET ALIR"
Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklu bulunduğu Silivri'den kaleme aldığı mektupla alanda toplanan kalabalığa hitap etti.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in okuduğu mektupta İmamoğlu şu ifadelere yer verdi:
"Sevgili İstanbullular, yüreği vatan sevgisiyle çarpan, içi adalet ateşiyle yanan kıymetli hemşerilerim… Bir kez daha evinizde, Saraçhane’desiniz. Sizinle gurur duyuyorum. Hoş geldiniz. 100 gündür onurla, cesaretle sahip çıktığınız, darbe heveslilerine bırakmadığınız Saraçhane, milletin evidir.
Tıpkı Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi, Saraçhane’de de ancak milletin seçtikleri görev yapabilir. Yetkiyi millet verir, millet alır.
Seçilmiş belediye başkanlarını, bırakın kesinleşmiş mahkeme kararını, daha ortada iddianame bile yokken tutuklayıp, görevden almaya kalkanların hedefi, doğrudan millettir. Rakibini hukuk dışı yollarla saf dışı ederek seçim kazanma planları yapanların hedefi, doğrudan millettir.
"MÜHÜR, KENDİNİ SULTAN ZANNEDENLERDE DEĞİL"
Onlar, seçimle gelenin seçimle gitmediği, muhalefetsiz bir rejim inşa etmek için millete boyun eğdirmenin peşindeler. Onun için milletimiz, 100 gündür kendi hak ve hürriyetlerini savunuyor. 100 gündür meydan meydan artarak yükselen adalet talebiyle vatanına sahip çıkıyor. Adalet ve hürriyet için ayağa kalkan bir milletin karşısında hiçbir güç duramaz.
Kim kendini ne sanırsa sansın, kim kendini hangi aynada görürse görsün, millet herkesten büyüktür. Mühür, kendini sultan zannedenlerde değil, millettedir. Günü gelir, sandık kurulur ve milletin vicdanı son kararı verir.
"KAYBETTİKLERİ GÜN ETRAFLARINDA TEK BİR KİŞİ BİLE BULAMAYACAKLAR"
Sevgili hemşerilerim; ben, Silivri zindanında, geride bıraktığım günlerin hesabını tutmuyorum. 100 gün de olsa 1.000 gün de olsa fark etmez. Milletimin vicdanında mahkum olmadığım müddetçe, kendimi esaret altında kabul etmiyorum, etmeyeceğim.
Asıl esaret altında olanlar, sahip oldukları bütün güce, yetkiye rağmen, milletle yüzleşme korkusuyla saraydan sokağa bir adım bile atamayanlardır. Asıl esaret altında olanlar, koltuklarını kaybettikleri gün, etraflarında tek bir kişi bile bulamayacak olanlardır.
Ben, 19 Mart’tan önce İstanbul’un sokaklarında meydanlarında, çarşılarında pazarlarında hangi duygularla dolaşıyorsam, buradan çıktığım gün de aynı duygularla dolaşacağım. Hemşerilerim daha önce beni nasıl karşılıyorlarsa, yine öyle karşılayacaklar.
Ben, 19 Mart’tan önce Türkiye’nin dört bir yanında, her siyasi görüşten, her köken ve inançtan vatandaşımın gözlerinin içine nasıl bakıyorsam, buradan çıktığım gün de öyle bakacağım. Vatandaşlarımız da daha önce beni nasıl karşılıyorlarsa, yine öyle karşılayacaklar.
Beni güçlü ve cesur kılan işte budur; milletimin gönlünde, vicdanında sahip olduğum o eşsiz, o paha biçilmez yerdir.
“YILMAYACAĞIZ, BOYUN EĞMEYECEĞİZ, DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ”
Yaptıkları hiçbir zulüm, beni bu millete hizmet etmekten, onun sesine ses olmaktan, çocuklarımıza ve gençlerimize umutlu bir gelecek sunmak için çalışmaktan geri durduramayacak. Sizlerden aldığım güçle, her koşulda mücadeleye devam edeceğim.
Yılmayacağız, boyun eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz. İnancımızı hep koruyacağız, mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz. Ve hep birlikte başaracağız. Türkiye; herkes için, her yerde adaletin hakim olduğu, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür insanların mutlu ve güçlü ülkesi olacak. İşte o zaman her şey çok güzel olacak.
Saat 20.30'da başlayan miting öncesi kalabalık kitleler Saraçhane’ye doğru yürüyüşe geçti. CHP Kadın Kolları ve mitinge destek veren üniversite öğrencileri Beyazıt'tan Saraçhane'ye yürüdü.
Saraçhane'ye ilk ulaşan gruplar arasında yer alan üniversite öğrencileri "Bu kavga faşizme karşı hürriyet kavgasıdır" pankartı taşıdı.
CHP kadın kolları ise "Hiçbir vesayetin Özgür'lüğümüzü elimizden almasına izin vermeyeceğiz" yazılı bir pankartla alana yürüdü.
PIKACHU SARAÇHANE'DE
Saraçhane yürüyüşüne katılanlar arasında tandık bir isim de var. 19 Mart operasyonlarına tepki olarak Antalya'da toplanan kalabalık arasında yer alan ve polisten kaçarken çekilen görüntüsü ile dünyada viral olan Pikachu kostümlü genç de Saraçhane mitingine destek için İstanbul'a geldi.
Pikachu ile birlikte Saraçhane'ye yürüyen CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal o anları sosyal medya hesabından paylaştı.
CHP gençlik kolları da "100 gündür durmuyoruz adalete yürüyoruz" pankartıyla Vatan Caddesi'nden Saraçhane'ye yürüdü.
ÖZGÜR ÖZEL, TUTUKLANANLARIN YAKINLARIYLA BİR ARAYA GELDİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, miting öncesinde İBB Yardımlaşma ve Koordinasyon Merkezi’nde önemli bir buluşmaya katıldı. Özel, İBB operasyonları kapsamında tutuklanan kişilerin yakınlarının oluşturduğu Aile Dayanışma Platformu ile akşam yemeğinde bir araya geldi.
DİLEK İMAMOĞLU: TÜRKİYE’NİN UMUDU VE GELECEĞİ BU CESARETTEDİR
Dilek Kaya İmamoğlu konuşmasından şunları söyledi:
“Yine çok güzelsiniz, yine çok güçlüyüz, yine bir aradayız. Bugün tam 100 gün oldu. Tam 100 gündür sevgili eşim Ekrem İmamoğlu tutuklu. Çocuklarım 100 gündür babalarından ayrı. Ekrem, ailesinden ve sevdiklerinden uzakta dört duvar arasında.
Biliyorum ki sizlerin ona olan özlemi artıyor. Bir şafak vakti Ekrem’i evimizden gözaltına aldılar. Bir eş, bir anne olarak 19 Mart sabahını asla unutamam. 100 gün boyunca Ekrem’e, yol arkadaşlarına ve biz yapılanları unutamam. Ama unutmayacağım bir şey de sizin desteğiniz, gençlerin mücadelesi.
Türkiye’nin umudu ve geleceği bu cesarettedir. Yüz karası bu operasyonla Ekrem ve arkadaşları yargılanmıyor, cezalandırılıyor. 100 gündür iddianamesiz, delilsiz ve hukuksuz bir süreç yürütülüyor. Fakat cezalandırılan yalnız onlar değil. Eşlerinden ayrı kalan kadınlar, annelerinden koparılan evlatlar, evlatları demir parmaklıklar arkasındayken gözüne uyku girmeyen anne ve babalar da cezalandırılıyor.
Ama artık yeter. Bu süreç derhal son bulmalı. Ekrem ve tüm tutuklular adil ve tutuksuz şekilde yargılanmalı. Bizler bu hukuksuzluğa alışmayacağız.
Alnımız ak başımız dik. Yapılan hukuksuzlukları milletimiz görüyor. 100 gündür, Ekrem İmamoğlu ve yol arkadaşlarının tutukluluğu boyunca destek verdiğiniz için hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz.”
MANSUR YAVAŞ: EĞER BU GİDİŞATI DURDURAMAZSAK...
"Dünya Kentler Zirvesi Belediye Başkanları Forumu"na katıldığı için Saraçhane Mitingine gelemediğini belirten Yavaş, mitinge gönderdiği mesajda şu ifadeleri kullandı:
"Milletimizin iradesine sahip çıkma kararlılığıyla Saraçhane’de bir araya gelen tüm yurttaşlarımızı yürekten selamlıyorum. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, şeref konuğu sıfatıyla davet edildiğim kardeş şehrimiz Viyana’da; 200’ü aşkın kentin katılımıyla iki yılda bir düzenlenen 'Dünya Kentler Zirvesi Belediye Başkanları Forumu'na katıldığım için aranızda olamıyorum.
Bugün burada olamasam da mücadelemizin ortak, yolumuzun bir olduğunu unutmayın. Ne yaşıyorsak, hep birlikte yaşıyoruz. En ağırını da birlikte yaşıyoruz: Hukuksuzluğu. Adaletsizliği de… Çünkü hukuk olmadığında; aş da olmuyor, ekmek de, güven de, huzur da…
Bugün, halkın oylarıyla seçilmiş Ekrem başkanımız dahil 11 belediye başkanımız cezaevinde. Bu tablo artık sadece siyasallaşmış bir yargı düzenine işaret etmiyor. Bu, hukukun en temel ilkelerinin sistematik biçimde yok sayıldığı bir yönetim anlayışını da gözler önüne seriyor. Anayasa askıda, usul kuralları yok hükmünde, yargı bağımsızlığı ise kâğıt üzerinde dahi kalmamış durumda. Bu düzen ne adalet üretir, ne de güven duygusu verir.
Bu mesele sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin değil; Türkiye’nin demokrasi mücadelesidir. Bu; hakkı için, hukuku için, ekmeği için, özgürlüğü için ayağa kalkmış bir halkın, bütün bir memleketin meselesidir. Bugün öyle bir dönemden geçiyoruz ki; artık bir ve beraber olmaktan başka ne şansımız var ne de çaremiz kaldı. Bu artık tercih olmanın ötesinde bir zorunluluk oldu. Ve eğer bu gidişatı durduramazsak, sadece bugünü değil, geleceğimizi de kaybetmiş oluruz.
O yüzden, ayrılıkları değil ortak paydaları büyütmek zorundayız. O yüzden, omuz omuza vermekten başka bir yolumuz yok. Unutmayın; O sandık gelecek… Sonra da ülkeye hak gelecek Hukuk gelecek. Adalet gelecek. Hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Kalbimle yanınızdayım. Umudu da mücadeleyi de hep birlikte büyüteceğiz."
100 GÜN BOYUNCA NE OLDU?
Türkiye, 19 Mart sabahına, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının "yolsuzluk" ve yerel seçimlerdeki kent uzlaşısına ilişkin "terör" iddialı iki ayrı soruşturmada İmamoğlu ile birlikte çoğunluğu İBB bürokratı ve çalışanı toplam 106 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldığı haberiyle uyandı.
CHP'nin gelecek seçimlerdeki Cumhurbaşkanı adayının
belirleneceği 23 Mart'taki ön seçimin tek adayı İmamoğlu, iki
soruşturmanın da "şüphelisi" olarak dört günlük gözaltı sürecinin
ardından aynı gün adliyeye sevk edildi.
"Yolsuzluk" soruşturmasında İmamoğlu'nun yanı sıra Beylikdüzü'nün
CHP'li Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, İBB Spor Kulübü Başkanı
Fatih Keleş, Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, eski Kültür AŞ
Genel Müdürü Serdal Taşkın, İBB Başkan Danışmanı ve Medya AŞ
Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, Medya AŞ Genel Müdürü Fatoş
Pınar Türker, Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas ve İstanbul
Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe'nin da arasında bulunduğu 48
kişi tutuklandı.
"Terör" soruşturmasında ise Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Reform Vakfı Direktörü Mehmet Ali Çalışkan ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın tutuklanması kararlaştırıldı. Ancak sağlık sorunları uzun süre gündeme getirilen ve tutuklu bulunduğu sürece birkaç kez hastaneye sevk edilen Polat, daha sonra "ev hapsi" ile serbest bırakıldı.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından 674 sayılı KHK ile başlayan, 31 Mart 2024'teki seçimlerin ardından da sürdürülen yerel yönetimlere kayyum uygulamasına bu süreçte de devam edildi. İçişleri Bakanlığı, İmamoğlu'nun yanı sıra Beylikdüzü Belediye Başkanı Çalık ve Şişli Belediye Başkanı Şahan'ı görevden uzaklaştırdı. Şahan'ın yerine Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen kayyum olarak görevlendirildi.
Saraçhane protestoları
İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere çeşitli şehirlerde başlayan kitlesel protestolar, tutuklanmasının ardından hızlandı. CHP'nin çağrısıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasının bulunduğu Saraçhane Meydanı'nda yüz binlerce kişi 19 Mart'tan itibaren her akşam toplandı. Üniversite öğrencilerinin öncülük ettiği protestoculara polisin orantısız güç kullanması tepki çekti. Çoğu öğrenci binden fazla kişi protestolar nedeniyle gözaltına alındı, 300'den fazlası tutuklandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane'de yaptığı açıklamalarda, "Parayı bizden kazanıp, reytingi bizden yapıp, saraya hizmet edenleri tek tek ilan edeceğim, hep beraber tüketimden gelen gücümüzü kullanacağız" diyerek, eylemleri yayımlamayan kanallar ve bu kanalların sahiplerinin diğer firmalarına yönelik boykot çağrısında bulundu.
"Dalga dalga" operasyonlar
İBB'ye yönelik "yolsuzluk" soruşturması da "dalga dalga" sürdürüldü. Soruşturmanın 26 Nisan'daki ikinci dalga operasyonunda 53 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Bu kişiler arasında bulunan İBB güvenlik görevlisi Çağlar Türkmen, eski Zabıta Daire Başkanı Engin Ulusoy, Boğaziçi İmar Müdürü Elçin Karaoğlu, Kamulaştırma Müdürü Fatih Özçelik ve 2023'te Üsküdar sahilindeki bir büfenin yıkımı esnasında darbedilen İmar Daire Başkanı Ramazan Gülten'in de arasında bulunduğu 18; 20 Mayıs'ta düzenlenen 3. dalga operasyonlarında gözaltına alınan 29 kişiden Halkla İlişkiler Daire Başkanı Taner Çetin, İBB Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Asistanı Arzu Can, Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğünde şoför olan Çağatay Takaoğlu ve İBB Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürü Serap Karay'ın arasında bulunduğu 13'ü tutuklandı.
Soruşturmada 22-23 Mayıs'ta düzenlenen 4. dalga operasyonlarda ise gözaltı kararı çıkarılan 49 kişiden İmamoğlu'nun Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu, Koruma Müdürü Mustafa Akın, İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay, Raylı Sistemler Daire Başkanı Ceyhun Avşar, Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanı Seyfullah Demirel ve İBB Muhtarlıklar Daire Başkanı Yavuz Saltık'ın da arasında bulunduğu 25'inin tutuklanması kararlaştırıldı.
CHP'li 11 belediye başkanı tutuklandı
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ile başlayan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın tutuklanmalarıyla genişleyen CHP'li belediyelere yönelik operasyonlar 31 Mayıs 2025'te Adana'daki CHP'li bazı belediye başkanlarına kadar uzandı.
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, eski Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Veysel Erçevik, Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcıları Alican Abacı ve Ozan İş, Avcılar Belediye Başkan Yardımcıları Erhan Daka ve Mehmet Mandacı, Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcıları Rıza Can Özdemir ve Ömer Kazancı, eski CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, CHP Parti Meclisi Üyesi Baki Aydöner ile AĞAÇ AŞ Genel Müdürü Ali Sukas, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Celal Aksoy ve İSFALT Genel Müdürü Burak Korzay'ın arasında bulunduğu 47 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
Bunlardan Büyükçekmece Belediye Başkanı Akgün, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Çaykara, Ceyhan Belediye Başkanı Aydar, Seyhan Belediye Başkanı Tekin, CHP Parti Meclisi Üyesi Aydöner, eski CHP Milletvekili Erdoğdu'nun da arasında bulunduğu 22 isim tutuklandı.
İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan da 19 Haziran'da "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçlamasıyla tutuklandı.
"Yolsuzluk" soruşturması kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu'nun Balıkesir'deki evinin etrafındaki arazide iki defa arama yapıldı. CHP Genel Başkanı Özel, buna değindiği bir konuşmasında, "Dün dedektörlerle, dozerlerle aramışlar. Ne var? Elde var sıfır. İyice akıllarını oynattılar. Adalet ve Kalkınma Partisi Ergenekon ve Balyoz'da bu ülkenin namuslu komutanlarına, namuslu siyasetçilerine iftira attılar, nasıl rezil oldular? Aynı panikteler şu anda. O gün FETÖ'cüler ne yapıyorsa bugün de bu arkadaşlar aynılarını yapıyorlar" dedi.