GKRY ile Lübnan masaya oturdu, Dışişleri'nden tepki geldi
GKRY ve Lübnan arasında 20 yıllık anlaşmazlık sonucunda dün imzalanan deniz sınırları anlaşmasına Dışişleri Bakanlığı'ndan tepki geldi. Bakanlık Sözcüsü Keçeli, KKTC'nin haklarının da dikkate alınması gerektiğinin altını çizdi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis ile Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Aoun'un dün Beyrut'ta imzaladığı Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğal gazın çıkarılmasına ilişkin yaklaşık 20 yıllık çıkmazın çözümlendiği deniz sınırları anlaşmasına Dışişleri Bakanlığı'ndan tepki geldi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, sosyal medya platformu X'ten yaptığı paylaşımda "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), 2003 yılından itibaren, Kıbrıs Adası'nın egemen eşit unsuru olan Kıbrıslı Türkleri hiçe sayarak, bölgedeki kıyıdaş ülkelerle Kıbrıs Adası'nın etrafındaki deniz alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin ikili anlaşmalar imzalamaktadır" diye yazdı.
Son örnek olarak Lübnan ile dün imzalanan anlaşmayı gösteren Keçeli, anlaşmaya konu bölgenin Türkiye'nin 18 Mart 2020'de Birleşmiş Milletler'e tescil ettirdiği Doğu Akdeniz'deki Türk kıta sahanlığının dışında kaldığını kabul etmekle birlikte olaya Kıbrıs meselesi ve Kıbrıslı Türklerin hakları açısından yaklaşıldığını ifade etti.
BÖLGEDEKİ ÜLKELERE SESLENDİ
"Lübnan veya bölgedeki diğer kıyıdaş ülkelerin GKRY'yle bu tür bir anlaşma imzalaması, Kıbrıslı Türklerin Ada üzerindeki eşit hak ve çıkarlarını yakından ilgilendirmektedir" diye sözlerini sürdüren Keçeli şöyle yazdı:
"GKRY'nin, Kıbrıslı Türkleri veya Ada'nın tümünü temsil etmediğini ve Ada'nın tümünü ilgilendiren bu tür tasarruflarda bulunmaya yetkisi olmadığını hatırlatmak isteriz.
Bölge ülkeleri başta olmak üzere, uluslararası toplumu GKRY'nin bu tek taraflı adımlarına destek vermemeye ve Ada'nın egemen ve eşit unsuru olan Kıbrıslı Türklerin meşru hak ve çıkarlarını gasp etmeye yönelik girişimlere alet olmamaya davet ediyoruz.
Türkiye, KKTC'yle birlikte, Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edecektir."
'TÜRKİYE'NİN MANEVRA ALANI DARALIYOR'
GKRY ve Lübnan arasında imzalanan deniz yetki alanı anlaşması, Türkiye ve KKTC açısından yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.
Anlaşmanın, GKRY’nin, "Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’yi dışlayan enerji ve deniz yetki alanı zincirinin kritik bir halkasını tamamladığı" belirtilirken, batı medyasında konuşan uzmanlar, "Bu adımın Türkiye’nin 'Mavi Vatan' doktrininde savunulan kıta sahanlığı sınırlarını fiilen zayıflattığını ve GKRY–Lübnan hattının İsrail ile Mısır’la yapılan önceki anlaşmalarla birleşmesi sonucu Ankara’nın bölgedeki manevra alanının daraldığını" ifade etti.
Ayrıca anlaşmanın uluslararası alanda tanınmayan KKTC’nin enerji paylaşımı süreçlerinden tamamen dışlanma riskini artırdığı vurgulanırken, gelişmenin Doğu Akdeniz’de Türkiye–KKTC ekseninin karşısında Batı destekli, daha bütünleşmiş yeni bir enerji-jeopolitik blokun güçlendiği şeklinde değerlendirme yapıldı.
KKTC: BÜTÜNÜYLE HÜKÜMSÜZ
KKTC Dışişleri Bakanlığı da GKRY ve Lübnan arasında imzalanan deniz sınırları anlaşmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Söz konusu anlaşmanın Rum tarafının 2003'ten itibaren Kıbrıs Türk Halkı’nın "Ada ve Doğu Akdeniz’deki eşit hak ve çıkarlarını gasp etmeye yönelik olarak yürüttüğü tek yanlı girişimlerin yeni bir unsuru" niteliğinde olduğu kaydedilen açıklamada, Kıbrıs Adası’nda egemen eşit haklara sahip Kıbrıs Türk halkını hiçe sayarak imzalanmış olan bu anlaşmanın bundan öncekiler gibi "bütünüyle hükümsüz" olduğu vurgulandı.