Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi davasının ilk duruşması 1006 gün sonra görüldü

Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası'nın 6 Şubat depremlerinde yıkılması sonucunda 68 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin davanın ilk duruşması, depremden 1006 gün sonra görüldü.

6 Şubat depremlerinde Hatay'ın Antakya ilçesi Altınçay Mahallesi'nde bulunan Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası yıkılmış, 68 kişi hayatını kaybetmiş, 3 kişi yaralanmış, 2 kişi ise kayıp olarak kayıtlara geçmişti.

Depremin üzerinden 28 ay geçtikten sonra hastanenin yıkılmasına ilişkin iddianame tamamlandı. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, dönemin Hatay İl Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.

Hatay 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya, hastanede görev yapan sağlık çalışanlarını kaybeden aileler, hasta yakınları ve taraf avukatları katıldı. Sanık Mustafa Hambolat ile avukatı ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

"HASTANE İÇİN YER DEĞİŞİKLİĞİ YAPMAK BENİM DEĞİL, BAŞHEKİMİN SORUMLULUĞUNDADIR"

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen ve görevini yetkisi çerçevesinde yaptığını söyleyen sanık Mustafa Hambolat, savunmasında şunları ifade etti:

- "Hizmet ve planlama, başhekimin sorumluluğundadır. Hastanenin yerinin neden taşınmadığı benim sorumluluğumda değil. O binada hizmete devam edilmesi benim kararım değil. Duvarda sadece çatlak vardı, buna ilişkin gerekli yerlere yazı yazıldı. Teknik birimden gelen cevaba uydum. 2019 yılında bu binayla ilgili çalışma yaptığıma dair yazı var. Hastane için yer değişikliği yapmak benim değil, başhekimin sorumluluğundadır. Ayrıca 6 Şubat depreminde bizim de kayıplarımız oldu. Görevimi doğru şekilde yaptım, bunun belgeleri de mevcut."

"AYDA 150 BİN TL'Yİ HANGİ GÖREV İÇİN ALIYORSUNUZ?"

Müşteki Sonay Karaman, sanık Mustafa Hambolat'ın "sorumluluk başhekimde" sözlerine tepki göstererek, "Sağlık müdürü olarak sorumluluğunuz yoksa siz ayda 150 bin TL'yi hangi görev için alıyorsunuz" diye sordu. Ancak mahkeme heyeti, görev tanımının kanun ve yönetmelikle belirlendiği gerekçesiyle bu sorunun yöneltilmesini uygun bulmadı.

Bir başka müşteki ve hastanede sağlık çalışanı, hastanenin otopark kısmında çökme meydana geldiği için gerekli makamlara yazı yazıldığını ve hasta ile çalışanlar için önlem alınması gerektiğine dair uyarıda bulunulduğunu belirtti. Müşteki, "2016'da bu uyarı yapıldı, 2019'da göreve geldiğinde sorun hâlâ devam ediyordu. Ayrıca yeni hastane yapıldığında burada sadece poliklinik hizmeti verilecekti, ancak sonradan yeni servisler eklendi" dedi.

"MUSTAFA HAMBOLAT YEDİNCİ GÜN GELDİ, ÜZERİNDE TOZ BİLE YOKTU"

İhmali olan herkesin yargılanmasını talep eden, hastanede eşini kaybeden müşteki Abdullah Gül, duygularını şu sözlerle dile getirdi:

- "1006 gündür hepimizin bir yanı eksik. O gece hastaneye gittiğimde 'üstüme basıyorsun' diyen insanların sesi hâlâ kulağımda. Üç gün boyunca kimse yoktu. Eksi 4 derece soğukta enkaz başında çaresizce kaldık. Mustafa Hambolat yedinci gün geldiğinde üzerinde tek bir toz tanesi yoktu. Çalışma arkadaşları yağmur altında, soğukta can verdiler. Eşimin sesini duydum ama hiçbir şey yapamadım. 'Benim sorumluluğum yok' diye cevap verenler, 'o bina elimizde kalacaktı' diye demeç vermiş. Beş kişi ölse katliam gibi kaza diyorlar, burada onlarca kişi öldü. Bu adamın sorumluluğunda iki devlet hastanesi yıkıldı."

"İDAM EDİLECEĞİMİ BİLSEM BU DAVADAN VAZGEÇMEYECEĞİM"

Depremlerde ve afetlerde insanların ilk olarak hastanelere gittiğini, ancak Hatay'da yaralılarını götürebilecek hastane bulamadıklarını belirten müşteki, şunları söyledi:

- "Hastaneler savaşta, afette en güvenli binalar olmalı. Bu adam yüzünden yaralımızı götürecek hastane yoktu. İl Sağlık Müdürü olarak sorumluluğu yokmuş, o zaman özür dilerim, ben sorumluyum. Beni içeri atın. İdam edileceğimi bilsem bu davadan vazgeçmeyeceğim."

Müşteki avukatı ise kamu binalarının savaş ve afet durumlarında yıkılmamak üzere inşa edildiğine dikkat çekerek, "Olası bir savaşta, afette insanlar hastanelere gider. Söz konusu bina yalnızca 20 yıllık bir binaydı. Burada 'bilinçli taksirle' değil, 'olası kast' ile yargılama yapılmalıdır" dedi.

SANIK MUSTAFA HAMBOLAT İL AFET KURULU ÜYESİYMİŞ

Sanık Mustafa Hambolat'a, İl Afet Kurulu üyesi olduğu hatırlatılarak, hastane binasının durumunun kurula bildirilip bildirilmediği soruldu. Hambolat, "Depremle ilgili bir gündem olmadı. 2016 yılında Reyhanlı ve Kırıkhan'daki hastanelerin tahliyesine dair evrak vardı, işlemler yapıldı. Ancak buranın tahliyesine dair herhangi bir evrak yoktu" şeklinde yanıt verdi.

Ayrıca müştekiler ve müşteki avukatları, gazeteci İsmail Saymaz'ın yaptığı haberler ile haber görüşmeleri sırasında alınan ses kayıtlarının dosyaya eklenmesini ve Saymaz'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.

DURUŞMA 24 ŞUBAT'A ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, yeni bilirkişi raporu için eksik evrakların tamamlanmasına, tutuklama talebinin reddine, ayrıca İsmail Saymaz'ın tanık olarak dinlenmesi ve ses kayıtlarının dosyaya eklenmesi taleplerinin reddine karar verdi. Bir sonraki duruşmanın 24 Şubat'ta görülmesine hükmedildi.

"OTEL YANGINI GİBİ KAMU VİCDANINI RAHATLATACAK KARAR ÇIKMALI"

Mahkeme çıkışı aileler açıklama yaptı. Birlik Sağlık Sen Hatay İl Başkanı Metin Yılmaz, "6 Şubat depremlerinden 1006 gün geçmesine rağmen bugün ilk defa duruşma yapıldı. Anneler, evlatlar yetim kaldı. Bu çocuklara bunu yaşatanlar yargı önünde hesap vermeye başladılar. Umuyoruz ki aynı otel yangını gibi yargımızın bu konuda hassasiyetle kamu vicdanını rahatlatacak şekilde 24 Şubat'ta duruşmada gerekli kararı vererek, çocuklarımızın, vicdanlarımızı rahatlayacağı bir karara imza atmanızı istiyorum. Yargıçlara güveniyoruz" diye konuştu.

Müşteki Abdullah Gül, 1006 gündür adalet arayışlarının sürdüğünü belirterek, ilk duruşmada ne sanık Mustafa Hambolat ne de diğer sanıklar hakkında herhangi bir işlem yapılmadığını söyledi.

"6 Şubat'ta canımızdan can alan insanların adalet önünde hesap vermesini istiyoruz" diyen Gül, "Bizi bizden alanlar, elleri kolları rahat bir şekilde geziyor; hâlâ bu devletin kurumlarında yöneticilik vasfıyla oturmaya devam ediyor. 24 Şubat'a ertelenen davamızda adaletin yerini bulacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Hatay
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber