Havana'dan Küba kökenli ABD Dışişleri Bakanı'na tepki
Küba, ABD'nin Karayipler'de gerilimi tırmandırmasının "Dışişleri Bakanı Rubio'nun kişisel gündemi" olduğunu savundu.
Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez, ABD'nin Karayipler'deki son adımlarının Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun "kişisel gündeminin" sonucu olduğunu savunarak Rubio'nun politikalarının, Başkan Donald Trump'ın "barış" vizyonuyla örtüşmediğini belirtti.
Rodriguez, Associated Press'e (AP) yaptığı açıklamada, Trump'ın ocakta yeniden göreve başlamasıyla iki ülke arasındaki uzun süredir devam eden düşmanlığın değişebileceğine dair umutlandıklarını ancak Rubio'nun Washington'un Havana'ya karşı daha sert bir "maksimum baskı" politikası izlemesi için çaba gösterdiğini ifade etti.
ABD'de Kübalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Rubio'yu son dönemde Küba ve Venezuela karşıtı adımların baş sorumlusu olarak gösteren Rodriguez, "Mevcut dışişleri bakanı Küba'da doğmadı, Küba'ya hiç gitmedi ve Küba hakkında hiçbir şey bilmiyor. Ancak bu aşırı yaklaşımı ilerletmek için ABD'nin ulusal çıkarlarını feda ediyor gibi görünen, çok kişisel ve yozlaşmış bir gündem yürütüyor." ifadelerini kullandı.
ABD'nin Venezuela açıklarına savaş gemileri göndermesine de değinen Rodriguez, "saldırganlık" olarak nitelendirdiği bu durumun "öngörülemeyen, yıkıcı sonuçlar" doğurabileceği uyarısı yaptı.
Rodriguez, Washington yönetiminin Küba'ya karşı sertleşen adımları arasında, eski ABD Başkanları Barack Obama ile Joe Biden dönemlerinde hafifletilen yaptırımların geri getirilmesi, ülkenin yeniden "teröre destek veren devletler" listesine alınması ve Kübalıların yasal korumalarının kaldırılmasının bulunduğunu kaydetti.
Tüm bu gelişmelere rağmen Washington ile göç ve terörle mücadele gibi konularda işbirliğinin sürdüğünü vurgulayan Rodriguez, "Her zaman olduğu gibi mevcut ABD yönetimiyle ciddi ve sorumlu bir diyaloğa bugün başlamaya tamamen hazırız." dedi.
ABD YAPTIRIM KARARI ALMIŞTI
Rubio, temmuzda yaptığı açıklamada, Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz Canel ve diğer bazı Kübalı yetkililere yaptırım uygulanacağını dile getirmiş ve "ABD, Küba halkının insan haklarını ve temel özgürlüklerini savunmaya devam edecek ve hiçbir gayrimeşru, diktatör rejimin burada hoş karşılanmadığını açıkça ortaya koyacaktır." ifadesini kullanmıştı.
ABD Başkanı Trump, daha önce imzaladığı bir kararnameyle Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele iddiasıyla ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatı vermişti. Trump'ın talimatıyla 28 Ağustos'ta Karayipler bölgesine Venezuela açıklarına gönderilen bir denizaltı ile 7 savaş gemisinden oluşan deniz grubunun bölgeye doğru yola çıktığı bildirilmişti.