İsias Otel davasında kamu görevlileri yargılanıyor: Göz yuman cezasız kalmasın
6 Şubat depremlerinde Adıyaman'da yıkılan Grand İsias Oteli'nin ikinci davasında kamu görevlileri yargılandı. Duruşma öncesi açıklama yapa aileler mücadelerini adaletin bir gün herkese lazım olacağını bilerek sürdürdüklerini söyledi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Adıyaman'daki Grand İsias Oteli'nin yıkılması sonucu, aralarında KKTC'li öğrenciler ve tur rehberlerinin de bulunduğu 72 kişi hayatını kaybetti, 10 kişi yaralandı.
İKİNCİ DAVA AÇILDI
Otelin yıkılmasına ilişkin ikinci dava da açıldı. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı, o dönem Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Biriminde görevli Mehmet Salih Alkayış, Bilal Balcı, Abdurrahman Karaaslan, Yusuf Gül, Fazlı Karakuş ve dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut hakkında "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan dava açtı.
Kamu görevlisi sanıklar bugün Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıktı.
'ONLAR BU ÜLKENİN UMUTLARIYDI'
Duruşma öncesinde ellerinde "Adalet olası kastla gelecek", "İsias ortak davamız", "Afet değil katliam", "Kader değil cinayet", "Rehberler için adalet", "Şampiyon melekler olası kast istiyor" yazan pankartlar taşıyan aileler, basın açıklaması yaptı. Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya tarafından okunan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bugün burada, 'ortak davamız' olan Grand İsias Otel cinayetinde bir başka önemli duruşma için yeniden Adıyaman’dayız. 6 Şubat 2023 sabahı, bir otel değil, bir mezar haline gelen İsias’ta evlatlarımızı, öğretmenlerimizi, arkadaşlarımızı ve rehberlerimizi kaybettik. Onlar bu ülkenin geleceğiydi, onurlarımızdı, umutlarımızdı.
'GÖREVLERİNİ YAPMAYAN KAMU GÖREVLİLERİ YARGILANACAK'
Bugün, o karanlık yapının yalnızca müteahhitleri ve sahipleri değil; göz göre göre verilen izinlerle, görmezden gelinen eksiklerle, görevlerini yapmayan kamu görevlileri de yargılanacak. Çünkü biz biliyoruz: İsias Oteli görev suistimalinin, rant uğruna yok sayılan insan hayatlarının bir sonucudur.
Bu ülkede bir daha hiç kimse 'böyle gelmiş, böyle gider' demesin diye buradayız. Bu ülkede çocuklar bir daha karanlıklarda can vermesin diye buradayız. Bu ülkede görevini doğru yapmayan, eksik belgelerle imza atan, usulsüzlüklere göz yuman hiçbir kamu görevlisi cezasız kalmasın diye buradayız.
'ADALET TERAZİSİ GÖREVİNİ YAPMAYANLARI DA TARTMALI'
Bizim kalbimiz, toprağa verdiğimiz meleklerimizle birlikte gömülü. Her birimiz, her gün 6 Şubat’ı yeniden yaşıyoruz. Ve biz bu mücadeleyi, sadece kendi evlatlarımız için değil, tüm Türkiye için, adaletin bir gün herkese lazım olacağını bilerek sürdürüyoruz. Bu davada yalnızca müteahhitler değil, devlet adına görev yapan her sorumlu da olası kastla yargılanmalı ve cezasını almalıdır. Çünkü adaletin terazisi, yalnız güçlüleri değil, görevini yapmayanları da tartmalıdır.
'EVLATLARIMIZ İÇİN BURADAYIZ'
Aynı zamanda şunu da sormak istiyoruz: 72 cana mezar olan bu binada, sorumluluk taşıyan birinin daha ne kadar özgürce dolaşmasına göz yumulacak? Adaletin gecikmesi, adaletin inkarıdır. Bizim evlatlarımız bir daha geri gelmeyecek ama Hasan Aslan’ın 25 Aralık'tan beri özgür dolaşması vicdanlarımızı her gün yeniden kanatmaktadır. Unutulmasın: İsias bir cinayettir. Ve cinayetlerin failleri özgür kalamaz.
Biz buradayız adalet için, hakikat için, evlatlarımız için. Ve bir kez daha haykırıyoruz: İsias cinayettir. Kamu görevlileri de bu cinayetin parçasıdır. Adalet yerini bulana dek bu mücadele sürecek. Çünkü meleklere sözümüz var."
AVUKAT HAKKINDA GÖZALTI KARARI
Öte yandan davanın avukatlarından Yiğit Gökçehan Koçoğlu hakkında da gözaltı kararı olduğu öğrenildi. Avukat Mehmet Pehlivan şunları söyledi:
"Avukatım Yiğit Gökçehan Koçoğlu hakkında da gözaltı kararı olduğunu öğrendim. Şu an kendisi Adıyaman’da. 6 Şubat Depreminde İsias Otel’de evladını kaybeden 35 ailenin, mağdurun avukatlığını yapıyor. Yiğit, dün benim avukatımdı. Bugün depremde evladını kaybeden ailelerin avukatı. Yarın da adalet arayan kim varsa onun avukatı olmaya devam edecek. Hakkındaki gözaltı kararını öğrendiğinde kaçmadı, saklanmadı, korkmadı. Evlatlarını kaybeden ailelerin avukatlığını yapmak için Adliye’ye gitti. Avukatlar, adaleti ve gerçeği aramaya devam edecekler. Savunma susmayacak" dedi.
BERAAT İSTEDİLER
1993 yılında Adıyaman Belediyesinde imar müdürlüğü yapan sanık Y.G, şunları söyledi:
"Bodrum+zemin+7 katlı olarak ruhsat talebinde bulunuldu. Bu talep üzerine belediyemizin ilgili birimi olan yapı ruhsat büro şefliğince belgeler eksiksiz olarak işlem başlatılmıştır. Gerekli tetkikleri yaparak, kullanım amacı konut olarak hazırladıkları dosyayı tarafıma sundular. Ben de imar yönetmenliğinin ilgili maddelerini dikkate alarak 1 Mayıs 1993 tarihinde yapı ruhsatını imzaladım. Ben bir mimarım, statiker değilim. 27 Mart 1994'te Adıyaman Belediyesinden ayrıldım. 18 Kasım 2001 tarihinde alınan imar ruhsatında benim yetkim yoktur. İddianamedeki iddiaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum."
Sanıklardan O.S. ise "1994 yılında belediye başkan yardımcısı olarak işe başladım, 2005 yılında belediyeden ayrıldım. Teknik konuları bilmem mümkün değildir. İlgili müdürlüklerde incelenen ve önüme gelen evrakı onaylıyordum. Belediye başkan yardımcısının teknik konuları incelemesi gibi bir görevi olmadığı gibi ilgili müdürlüklerden sıralı gelen evrakı 'Görüldü' mahiyetinde onaylıyordum. Teknik bir kişi olmadığım için evrakı incelemem mümkün değildir. Kusurum yok, beraatimi talep ediyorum." şeklinde konuştu.
M.S.A. da binada ruhsat alınması gereken tadilatların yapıldığını dile getirerek, "Kaçak kat için yapı kayıt belgesi alınmış. İnşaatın imalat hatası var. Bunlar İmar Kanunu gereğince fenni mesulün sorumluluğunda olan konular. Beraatimi istiyorum." ifadelerini kullandı.
Diğer sanıklar da beraat talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.
Bu arada Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Karakaya, duruşma öncesi adliye girişinde sorumluların cezalandırılmasına yönelik basın açıklaması yaptı.
AVUKATLAR SANIKLARIN TUTUKLANMASINI İSTEDİ
Duruşmanın öğleden sonraki kısmında müştekiler ve avukatları dinlendi.
Müştekiler, sanıkların tutuklanmasını talep etti.
Müşteki avukatlarından Fatih Turan, "Deprem Yönetmeliği göz ardı edilmiştir. Olası kasıtla yargılanmaları gerekiyor. Sanıklardan şikayetçiyiz." dedi.
Evrakta sahtecilik yapıldığını savunan müşteki avukatı Yiğit Gökçan Koçoğlu da "Statik proje olmamasına rağmen var gibi yazılmış. Ruhsatın sahte olduğu ortaya çıktı. İfade veren tüm sanıkların tutuklanmasını talep ediyorum." diye konuştu.
Avukatlardan Tan Okay da dönemin belediye başkanı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
ARA KARAR AÇIKLANDI
Mahkeme heyeti, ara kararında dönemin belediye başkanı hakkında suç duyurusunda bulunulması ve sanıkların tutuklanması talebinin reddine, sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin devamına hükmederek duruşmayı 15 Temmuz'a erteledi.