Kartalkaya davasında sanık avukatlarından 'Soma' savunması

Bolu'nun Kartalkaya bölgesinde bulunan Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin davanın 10. celsesinde bir sanık adli kontrolle serbest bırakılırken bir sanığın da tutuklanmasına karar verildi. Bakan Ersoy hakkında suç duyurusunda bulunma talebi reddedilirken sanıkların Soma davasından örnek vermesi dikkat çekti.

Grand Kartalkaya Otel yangını davasının görülmesine devam ediliyor. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin salonunda yapılan duruşma için çevrede geniş çaplı güvenlik önlemleri alındı.

Davada, aralarında otel işletmecileri, şirketin yönetim kurulu üyeleri, teknik ve idari kadro, iş güvenliği uzmanları ile Bolu İl Özel İdaresi'nden bazı yetkililerin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanık hâkim karşısına çıktı.

Cumhuriyet Savcısı son celsede 2018-2022 yıllarında otelin LPG iç ve dış tesisatının projesiz olduğunu bilmesine rağmen gaz akışını kesmeyip denetim görevini yerine getirmediği gerekçesiyle LPG tesisatı bakım görevlisi Doğan Aydın ile oteldeki yangın güvenliği yönünden eksiklikleri rapor etmediği gerekçesiyle iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Kübra Demir'in ağır kusurlu olduklarını ifade etmiş ve tutuklanmaları talebinde bulunmuştu.

Müştekilerin davaya katılma taleplerinin kabul edilmesini isteyen Cumhuriyet Savcısı, sanıklar Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ve itfaiye eri İrfan Acar'ın "ev hapsi" şeklindeki adli kontrol hükümlerinin devamını talep etti.

'GÖRDÜKTEN SON BAYILDIM'

Duruşmanın 10'uncu gününde kafede aşçı olarak görev yaparken yangında yaşamını yitiren Eslem Uyanık'ın ablası Emel Uyanık, kendisinin yangınla ilgili telefonla aranarak haber verildiğini belirterek, "Arayan kişi, 'televizyonu açarsanız durumun vahametini anlarsınız' dedi. Gördükten sonra bayıldım. Bolu'ya geldim ve kardeşimin cesedini teşhis ettim. Ben de SGK'da denetçiyim. Bu kadar basit bir iş değil bizim işimiz. Tek bir harfin açıklamasını yapıyoruz raporumuzda. Bu insanları görünce işimizi ne kadar düzgün yaptığımızı anlıyoruz" dedi. Uyanık, konuşması sırasında gözyaşlarına boğuldu.

'PENCEREDEN ATLAYARAK KURTULDUK'

Yangından eşi ve çocuğuyla pencereden atlayarak kurtulan Gülnihal Temizkan ise şunları söyledi: "Ben, eşim ve oğlumla birlikte otelde kalıyorduk. Eşim, 'yangın var' diye bağırdı. O sırada, 'ne var bu kadar panik yapacak' diye pencereden bakarken yangının büyüklüğünü gördük. Koridora çıkınca dumanın içinde kaldık. Zincir yaparak dumanın içinde gitmeye çalıştık. Eşimle tekrar odaya döndük ve 'buradan çıkış yok' dedi. Sonra bir odanın kapısı açıldı ve geçtiğimiz odanın camından orada bulunanlarla birlikte pencereden atladık. Önce oğlumu attım sonrasında biz atladık. Eşim arabanın anahtarını aşağıda bulunan birine atarak, pencerenin altına getirmesini istedi. Araç hemen oradaydı ve aracın üzerine atladık. Pencerelerden çarşaf bağlayarak aşağıya inenler vardı. Alarm yoktu, çıkışı gösteren bir tabela yoktu. Hayatta olduğumuz için şükredemez haldeyiz. Suçlu olan herkesten şikayetçiyiz."

'ALLAH'TAN KORMAZ, KULDAN UTANMAZ'

Yangında 8 yakınını kaybeden Avukat Yüksel Gültekin ise sanıklara sert sözlerle tepki göstererek "Emir Aras'ın otelden eşi ve çocuğuyla birlikte kaçtığı bu görüntü yayınlandığı andan itibaren Türkiye ayağa kalktı. Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz. Gözümüzün içimize baka baka yalan söylemeye utanmaz. Organize cinayet şebekesi. Biz takdiri mahkemeye ait olmak üzere burada bu olaya bulaşan aile, belediye personeli, İl Özel İdare personeli, Mudurnu enerji şirketi yetkililerinin hepsinin olası kasttan yargılanmasını talep ediyoruz. Emir Aras'ı kaçış görüntülerini milyonlar izledi, insan müsveddesi. Böyle bir cinayette dışarıda sanık kalırsa, yüreğimizde kan durmaz. Bu insanlar derhal tutuklansın; bunun başka izahı yok. Kat görevlisi şefi ve resepsiyon şefi nasıl dışarıda olur?" dedi. Gültekin'in sözleri salonda alkışlandı.

EMİR ARAS: ÇOK PİŞMANIM

Mahkeme başkanı, müştekilerin konuşmalarının ardından sanıklara tahliyeye ilişkin taleplerini sordu. Sanıklar, önceki beyanlarının geçerli olduğunu belirterek tahliyelerini talep etti. Grand Kartal Otel Genel Müdürü ve otelin sahibi Halit Ergül'ün damadı Emir Aras, çok pişman olduğunu ve tahliye istemediğini söyledi. Halit Ergül ise kendini savunacak halde olmadığını ifade ederek sonradan savunma yapacağını belirtti.

SOMA'YI ÖRNEK GÖSTERDİ

Tutuklu sanık Emine Murtezaoğlu Ergül’ün avukatı İbrahim Balık, Soma davasında verilen ve büyük tepki çeken kararı örnek gösterdi ve “Orada da yönetim kurulu üyesi aktif olarak sahada görevli olmadığı için beraat etmiştir. Bu yüzden müvekkilimin bu elim olayda yangın ve bina güvenliği açısında aktif görevinin olmadığını düşünüyoruz. Tutukluluğunun kaldırılarak adli kontrol kararıyla tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz” beyanında bulundu.

ARA KARAR VERİLDİ

Beyanların ardından Mahkeme Heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre kamera kayıtlarında oynama yapılıp yapılmadığının tespiti, sanık Kadir Özdemir, Zeki Yılmaz, İrfan Acar'ın da aralarında bulunduğu tüm sanıkların olay öncesi, olay günü ve bir gün sonrasına ilişkin telefon kayıtlarının incelenmesi, otelde Aygaz sistemini kuran ve Aygaz ile otel arasındaki sözleşmeyi imzalayanların, otelin restoranındaki LPG sistemini kuranların kimliğinin belirlenmesi; yönetim kurulu karar defterinin dosyaya getirilmesi, itfaiye eri İrfan Acar'ın denetim sırasında neden bazı maddeleri boş bıraktığının tespitine ilişkin talepleri kabul edildi.

TUTUKLAMA VE TAHLİYE

İtfaiye eri İrfan Acar'ın adli tutuklama tedbirinin yetersiz kaldığı gerekçesiyle tutuklanmasına, mutfak çalışanı Faysal Yaver'in ise adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi. Tutuklu sanıkların tutukluluklarının, diğer sanıkların "ev hapsi" adli kontrol şartlarının ise devamı kararlaştırılırken, Etstur'un da sahibi olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy hakkında suç duyurusunda bulunulması ve tanık olarak dinlenmesi talepleri reddedildi.

ETS Tur'un Grand Kartal'a son 3 yıldır ne kadar müşteri gönderdiğinin tespit edilmesi, tutuklu sanık Ahmet Demir’in SGK ve HTS kaydının tespiti, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat Denetim Müdürlüğünde gıda mühendisi olan Muhammed Yılmaz'ın sanık olarak yargılanması, bazı sanıkların vareste tutulması taleplerinin de reddi kararlaştırdı.

Duruşma 22 Eylül'e ertelendi.

"DURUŞMA SAATİ OLARAK REKOR"

Doktor olan oğlu Yiğit Gençbay’ı yangında kaybeden Danıştay 9’uncu Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay, duruşmanın ardından aileler adına açıklamalarda bulundu. Zorlu bir sürecin ilk etabını bitirdiklerini belirten Gençbay, “Belki gün olarak değil ama duruşma saati olarak bu bir rekordur. İlk dakikalarından itibaren insicamını hiç bozmadan, adil, dürüst, tarafsız ve yansız bir yönetim sergileyen, adil yargılamanın nasıl olması gerektiğini tüm dünyaya gösteren bir heyetle karşı karşıyaydık" dedi.

"İYİLER İLE KÖTÜLERİN MÜCADELESİ"

Bakanlıklardan soruşturma izni talepleri olduğunu belirten Gençbay, “Bu organize kötülük burada sonuçlanmak zorunda. Bu iyilerle kötülerin mücadelesi. Sayın Cumhurbaşkanımız çok güzel bir şey söyledi. Dedi ki; 'Toplumda cezasızlık algısını yıkacağız. Bununla ilgili önlemlerimizi aldık. Yapanın yarınına kar kaldığı algısını toplumdan söküp atacağız dedik.' İşte bu dava bunun tecelligahı olacaktır" diye konuştu.

"BU DAVA BİR DERS OLACAK"

Bu davadan sonra artık her şeyin Türkiye için daha farklı olacağını söyleyen Gençbay, şöyle konuştu:

- "Ve o zaman biz diyeceğiz ki, 'Bizim canlarımız boş yanmamış olacak. Bizim çocuklarımız boşuna ölmemiş olacaklar.' Artık Türkiye'de bu davadan sonra inanıyorum, bu adil yargılama sonunda yüreklere su serpecek, vicdanlara hitap edecek, toplum vicdanında yerini alacak bir karar çıkacaktır. Hiç tereddüdümüz, hiç şüphemiz yok. Ve o karar çıktıktan sonra da artık sorumluluk mevkisinde olanlar, o sorumluluğunun bilinciyle hareket edeceklerdir.

- Ve gerçekten içeride görünce dehşete kapılıyorsunuz. Para hırsının bir insanı ne kadar insanlıktan çıkardığını görüyoruz. Bir aile düşünün ki insan hayatını tamamen ötelemiş hiçbir şekilde dikkate almamış bir yönetim tarzıyla tamamen para kazanma hırsıyla yapmış olduğu bir organize kötülüğün mimarı olarak yapmış olduğu faaliyet sonucunda geldikleri nokta, gerçekten içler acısı bir durum. Onun için bu dava bu insanlara da bir ders olacak. Artık bundan sonra işletme sahipleri de insan hayatını önceleyen yatırımlar yapacaklar. Ona göre yönetim tarzı geliştireceklerdir. Bu nedenle bu davadan beklentimiz çoktur."

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber