Kirli imajı sporla yıkama operasyonu: Suudi Arabistan'ın milyarlarca Euro'luk stratejisi
Suudi Arabistan, insan hakları ihlalleri ve baskıcı rejim eleştirilerine rağmen spor yatırımlarıyla küresel imajını yenilemeye çalışıyor. Suudi Arabistan, sporu sadece bir oyun değil, küresel bir güç aracı olarak kullanıyor. Peki, bu strateji nereye varacak? Veliaht Prens’in Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda Suudi Arabistan, sporu nasıl küresel bir güç unsuru olarak kullanıyor?
Kadın haklarını ihlal eden, LGBTİQ+ topluluğunu kriminalize eden, ölüm cezasını uygulamaktan çekinmeyen ve muhalif sesleri susturan otokratik bir rejim olan Suudi Arabistan, dünya çapında milyarlarca Euro'luk spor anlaşmaları yaparak tartışmalı imajını aklama çabasında.
Danimarkalı Play the Game kuruluşu tarafından hazırlanan özel bir araştırma, Riyad'ın gerici diktatörlük imajını spor yoluyla yeniden şekillendirme çabalarını gözler önüne seriyor.
1997 yılında sporda etik standartları yükseltmek amacıyla kurulan Play the Game, Suudi Arabistan’ın son dönemde spor alanındaki faaliyetlerini derinlemesine inceledi. Araştırma, Suudilerin sadece bu yıl en az 910 ticari spor anlaşması yaptığını ortaya koydu.
Sponsorluklardan satın almalara, turnuva organizasyonlarından elit düzeydeki sözleşmelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu anlaşmalar, sporun etik değerlerini ve bütünlüğünü tehdit eden çıkar çatışmalarına zemin hazırlıyor.
SPOR YATIRIMLARINDA FUTBOL ZİRVEDE
Araştırmaya göre Suudi Arabistan, spor yatırımlarında futbolu baş tacı ediyor.
Bu çabalarını özellikle Kamu Yatırım Fonu (PIF) ve devlet kontrolündeki petrol devi Aramco gibi güçlü ekonomik araçlarla sürdürüyor. PIF'in bugüne kadar 346 anlaşmaya imza attığı belirtilirken, Aramco’nun ise 71 anlaşmada yer aldığı bildiriliyor.
Suudi Arabistan, FIFA’nın cuma günü yaptığı açıklama sonrası 2034 Erkekler Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmaya artık bir adım daha yakın. Ancak bu karar, insan hakları ihlallerini görmezden geldiği gerekçesiyle ciddi eleştirilere yol açtı.
FIFA'nın insan hakları taahhüdüne rağmen, örgüt Riyad’ın sunduğu önerileri "somut ilerlemeler" olarak değerlendirip yeşil ışık yaktı. Başkan Gianni Infantino liderliğindeki FIFA'nın, tüzüğünde belirtilen "uluslararası kabul görmüş insan haklarına saygı" ilkesine rağmen, bu kararı onaylaması tepki çekti.
SPORUN İÇİNE SIZAN VİZYON 2030
Veliaht Prens ve fiili hükümdar Muhammed bin Selman tarafından hazırlanan "Vizyon 2030" stratejisi, Suudi Arabistan'ın ekonomik bağımlılığını petrolden kurtarma ve ülkeye yatırımcı ile turist çekme hedefini taşıyor.
Spor, bu stratejinin en önemli araçlarından biri. Ancak bu strateji, Suudi Arabistan’ın insan hakları sicili ve otoriter yönetimi nedeniyle uluslararası alanda yoğun eleştirilere maruz kalıyor.
Bin Selman, Eylül 2023’te Fox News’e verdiği bir röportajda, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi konsolosluğunda öldürülmesinin ardından oluşan uluslararası tepkiyi hafifletmeye çalışırken, ekonomik çıkarları ön planda tutan bir açıklamada bulunmuştu:
"Spor yapmak gayrisafi yurt içi hasılamı yüzde 1 artıracaksa, spor yapmaya devam edeceğiz."
TARTIŞMALI ANLAŞMALAR VE ETİK SORGULAR
Suudi Arabistan’ın spor yatırımları futbolun ötesine geçerek boks, golf, karma dövüş sanatları, motor sporları ve tenis gibi pek çok branşa yayıldı.
Örneğin, İspanya Süper Kupa maçlarının Suudi Arabistan’da düzenlenmesi, Avrupa futbolunun Arap Yarımadası’ndaki genişleme stratejisinin bir parçası olarak dikkat çekiyor. Üstelik İspanya Kraliyet Futbol Federasyonu (RFEF) ile yapılan anlaşmalar, bu tür organizasyonların Riyad’da daha fazla gerçekleşeceğinin sinyalini veriyor.
SPORLA YIKANAN İMAJ: ETİK Mİ, STRATEJİ Mİ?
Suudi Arabistan’ın spor alanındaki genişlemeci yaklaşımı, ülkenin dış imajını yenileme ve uluslararası sahnede kendini yeniden konumlandırma çabası olarak görülüyor. Ancak insan hakları ihlalleri ve rejimin baskıcı yapısı göz önüne alındığında, bu stratejiye yönelik eleştiriler de giderek büyüyor.
DİKKAT ÇEKEN HAMLE: PREMIER LİG
Suudi Arabistan’ın egemen varlık fonu Kamu Yatırım Fonu (PIF), yalnızca futbol dünyasında değil, global spor arenasında da etkisini artırmaya devam ediyor.
Atletico Madrid ve stadyumuna Riyadh Air aracılığıyla sponsor olan PIF, aynı zamanda Manchester City ve Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler Futbol Konfederasyonu ile iş birliği yapıyor. Ancak fonun en dikkat çeken hamlesi, Ekim 2021’de Premier Lig ekibi Newcastle United’ın satın alınması oldu.
PIF’in başkanı ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın sağ kolu Yasir Al Rumayyan, yalnızca Newcastle’ın değil, Riyadh Air, Aramco, Suudi Golf Federasyonu ve tartışmalı LIV Golf Ligi’nin de başkanı.
Al Rumayyan, bu konumuyla hem devlete ait spor projelerinde hem de global arenada Suudi Arabistan’ın etkisini artırmak için stratejik bir role sahip. Bu durum, spor yatırımlarının devletin otoriter rejimini aklama amacı güttüğü yönündeki eleştirileri güçlendiriyor.
NEWCASTLE'IN TARTIŞMALI SATIŞI
Newcastle United’ın satın alınması, Premier Lig’de tartışmalara yol açmıştı. Satın alma işlemi sırasında, Riyad’ın kulübü yönetmeyeceğine dair güvence verilmesine rağmen, kulüp kısa sürede Suudi Arabistan merkezli şirketlerle sponsorluk anlaşmaları yapmaya başladı. Devralma sonrası Newcastle, Sela, Noon, Savvy Games Group ve devlet havayolu Saudia ile iş birliği gerçekleştirdi.
Bu tür anlaşmalar yalnızca İngiltere ile sınırlı değil. Suudi Arabistan Ligi’nde PIF’in kontrol ettiği dört kulüp bulunuyor: Al Ahli, Al Ittihad, Al Hilal ve Al Nassr. Bu kulüpler arasında yıldız futbolcuların transferleri için milyarlarca euro harcanıyor.
Örneğin, Al Nassr Cristiano Ronaldo’yu transfer ederken, Al Hilal Neymar’ı kadrosuna kattı. İngiliz kulüp Newcastle, 2023’te Fransız forvet Allan Saint-Maxim’i Al Ahli’ye satarak bu transfer zincirinin bir parçası oldu.
NEOM PROJESİ VE SPORUN ETİK DIŞI KULLANIMI
Suudi Arabistan’ın spor yatırımları, yalnızca kulüpler ve turnuvalarla sınırlı kalmıyor.
Veliaht Prens’in Vizyon 2030 çerçevesinde kuzeybatıda inşa ettiği fütüristik mega şehir Neom, spor dünyasında stratejik bir araç olarak kullanılıyor. Neom’un sponsor olduğu Asya Futbol Konfederasyonu Şampiyonlar Ligi, Suudi Ligi’nin uluslararası etkisini artıran önemli bir platform.
Ancak bu projeler, insan hakları ihlalleri ve zorla tahliyelerle ilişkilendirildiği için Birleşmiş Milletler tarafından kınanıyor.
ARAMCO VE FIFA: KADIN HAKLARI HİÇE SAYILIYOR
Al Rumayyan’ın başkanı olduğu Aramco, geçtiğimiz nisan ayında FIFA ile büyük bir sponsorluk anlaşması imzaladı.
Coca Cola, Adidas ve Visa gibi firmalarla birlikte, Aramco’nun 2027’ye kadar FIFA’nın "büyük küresel ortağı" olacağı açıklandı. Ancak bu anlaşma, kadın hakları ve çevresel etkiler nedeniyle büyük tepki çekti.
Yüzden fazla kadın futbolcu, FIFA Başkanı Gianni Infantino’ya açık mektup yazarak, LGTBIQ+ topluluğunu dışlayan ve iklim değişikliğine katkıda bulunan bir rejimin devlet şirketiyle çalışmayı bırakma çağrısında bulundu. Ancak bu çağrılar yanıtsız kaldı.
Kadın futbolcuların itirazları, 2023 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Avustralya ve Yeni Zelanda hükümetlerinin Visit Saudi ile sponsorluk anlaşmasını engelleme çabalarını hatırlatıyor. Kadın futbolunun profesyonel dünyasında bu tür tepkiler olsa da, Infantino’nun Aramco ile iş birliği devam etti.
SUUDİ ARABİSTAN YATIRIMLARININ ARKASINDAKİ İSİMLER
Suudi Arabistan’ın spor dünyasındaki yatırımları, yalnızca futbol ve golfle sınırlı değil. Suudi Turizm Otoritesi (STA) tarafından kontrol edilen Riyadh Air, Formula 1 Dünya Grand Prix’sinden Dakar Rallisi’ne kadar birçok etkinliğin arkasındaki itici güç. STA’nın başkanı ve Turizm Bakanı Ahmed Al Khateeb, uluslararası spor etkinliklerini Suudi Arabistan’a taşımada önemli bir rol oynadı.
Al Khateeb’in anlaşmalarından biri de 2022’de Arjantinli yıldız futbolcu Lionel Messi ile yapılan iş birliği. Messi, Suudi Arabistan’ın turizm elçisi olarak atanırken, bu anlaşma ona üç yılda 23,6 milyon euro kazandırdı.
Ancak sözleşmede, Messi’nin Suudi Arabistan’ın imajını zedeleyecek açıklamalarda bulunmasını yasaklayan bir madde de bulunuyor.
SIRADA TENİS VAR
Riyad, son yıllarda tenis dünyasında da güçlü bir oyuncu haline geldi. Suudi Arabistan’ın spor yatırımları kapsamında, teniste imzaladığı 36 sözleşmenin 22’si, devletin varlık fonu veya onun kontrolündeki şirketler aracılığıyla gerçekleştirildi.
Bu kapsamda geçtiğimiz ekim ayında Riyad’da düzenlenen "Six Kings Slam", tenis tarihinin en büyük ödüllü turnuvalarından biri olarak dikkat çekti.
Suudi Arabistan Genel Eğlence Kurumu (GEA) tarafından organize edilen etkinlik, Almeria’nın sahibi ve başkanı Turki Al Sheikh’in liderliğinde gerçekleştirildi.
Bu görkemli turnuva, dünyanın en iyi tenis oyuncularını başkent Riyad’da bir araya getirdi. Katılan isimler arasında 24 kez Grand Slam şampiyonu Novak Djokovic, İtalya’nın bir numarası Jannik Sinner, İspanyol yıldızlar Carlos Alcaraz ve Rafa Nadal, Rus Daniil Medvedev ve Danimarkalı genç yetenek Holger Rune yer aldı.
KORTTA SERVET KAZANDILAR
"Six Kings Slam" sadece katılım için her oyuncuya 1,3 milyon euro ödül dağıtarak rekor kırdı. Bununla da yetinmeyen turnuva, tenis dünyasında ödüller konusunda çıtayı oldukça yükseltti.
Finalde Jannik Sinner, İspanyol Carlos Alcaraz’ı mağlup ederek zafer kazandı ve yaklaşık 5,5 milyon euroyu evine götürdü. Bu miktar, sezonun en prestijli organizasyonları olan dört büyük Grand Slam turnuvasının ödüllerini bile gölgede bıraktı.