Melih Gökçek: Davayı kaybettim

25 yıl yürütttüğü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'metal yorgunluğu' çıkışı sonrası 2017 yılında istifa ederek noktalayan Melih Gökçek, koltukta oturduğu dönemle ilgili tartışmalar yeniden alevlenirken yeni bir açıklama yaptı.

Bilindiği üzere CHP'li belediyelere dönük operasyonlar sıklaşmış, muhalif siyasetçiler gelişmeleri eleştirirken birçok kez Gökçek döneminin hiçbir şekilde yargılama konusu edilmediğini söylemişti.

Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki gözaltılar sonrası Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "Ben eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek döneminin yargılanmadığı bir Türkiye'de hiçbir belediye başkanının yargılanmasının kamuoyu vicdanında karşılığı olmadığını düşünüyorum" yorumunu yaptı.

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Bir önceki dönem Ankara Belediye Başkanı ile ilgili somut, net, mide bulandıran binlerce Melih Gökçek'le ilgili mal varlığının hesabını veremeyen bu, bu kişi niye yargılanmıyor?" diye sordu.

'DAVAYI KAYBETTİM'

Gökçek, dün akşam saatlerinde kişisel X (eski adıyla Twitter) hesabında yayınladığı açıklamada Dikmen'deki lüks lojman davasını kaybettiğini duyurdu:

"7061 sayılı kanunla kamu ve belediye lojmanlarında oturanlara içerisinde oturdukları lojmanların satış hakkı getirildi. Ben de o tarihte bu maddeden yararlanarak içerisinde oturduğum lojmanın satışını belediyeden talep ettim. Ve şu anda içerisinde oturduğum evi eşim satın aldı…

Bugün, Mustafa Tuna döneminde satın aldığım bu evimle ilgili görülen davada Yargıtay süreci tamamlandı ve davayı kaybettim.

Gerekçe olarak, 2017 yılında satışla ilgili belediye meclisine sevk edilen yazının altında benim de imzamın bulunması gösterildi.

Oysa satış kararı, o dönemki Belediye Başkanı Mustafa Tuna tarafından alınmıştı. Ben ise ilgili gayrimenkulü, o günkü rayiç bedelin yaklaşık yüzde 10 üzerinde, tamamen yasal çerçevede satın almıştım.

'YAŞADIĞIM EVDEN ÇIKACAĞIM'

Şimdi belediye, bu satış bedelini tarafıma iade edecek ve ben yaşadığım evden çıkacağım.

Karar, kuşkusuz benim aleyhime. Fakat buna rağmen, adalet sistemimize olan inancımı ve verilen karara duyduğum saygıyı koruyorum.

Bu ülkede hukuk varsa, kararları hoşumuza gitmese bile ona riayet etmek hepimizin sorumluluğudur.

Benim durduğum yer belli: Her zaman hukuk, her zaman adalet.

Aynı saygıyı, yargı kararlarını kendi lehine olmadığında kabullenmekte zorlanan diğer siyasi partilerden de bekliyoruz.

Ayrıca 'Melih Gökçek yargılanmıyor' şeklinde sürekli tekrar edilen söylemlerin ne kadar temelsiz ve toplumu yanıltıcı olduğu da bu süreçle birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Hukukun işleyişini siyasi malzeme yaparak gerçekleri çarpıtmak, ne adalete ne de millete hizmet eder."