Merkez Bankası Başkanı değişti, istifa dalgası başladı
Eski bakan Jose Luis Escrivá’nın geçen yıl İspanya Merkez Bankası başkanlığına atanmasıyla başlayan siyasi tartışma, bir yıl sonra bile devam ediyor. Üst düzey istifalar, yönetim tarzı eleştirileri ve kurumun rolüne dair tartışmalar gündemin merkezinde.
Başbakan Pedro Sanchez’in eski bakanı Jose Luis Escriva’yı geçen eylül ayında İspanya Merkez Bankası’nın başına getirmesi, muhalefetin sert eleştirilerine yol açtı. Muhalefetteki Halk Partisi (PP), bu atamayı bağımsızlık ilkesine aykırı buldu ve geleneksel olarak önerdiği başkan yardımcısı adayını sunmayarak tepki gösterdi.
YÖNETİM TARZI VE İSTİFA DALGASI
Escriva’nın göreve gelmesinden bu yana dört genel müdür,
“kişisel nedenler” gerekçesiyle istifa etti. Eski Başekonomist
Angel Gavilan da bunlar arasında yer aldı. Üç ay görev yapan bir
diğer genel müdür ise Menkul Kıymetler Piyasası Kurumu’na (CNMV)
geçti. Kurum içinde daha alt kademelerden de ayrılıklar
yaşandı.
Bloomberg'de yer alan habere göre, konuya yakın kaynaklar,
Escriva’nın toplantılarda agresif bir üslup takındığını, hassas
konuların gündeme getirilmesinden kaçınıldığını aktarıyor.
BANKANIN ROLÜNÜ YENİDEN TANIMLAMA ÇABASI
Escriva, Merkez Bankası’nın bütçe ve siyasi konulardaki
analizlerde daha az yer alması gerektiğini savunuyor. Bu alanlarda
değerlendirme yapma görevini, daha önce başında olduğu bağımsız
mali otoriteye bırakmak istiyor.
Geçen yıl yayımlanan yıllık rapor, önceki rapordan 100 sayfa daha
kısa olurken, Escriva’nın bakanlığı döneminde savunduğu emeklilik
reformunun mali sürdürülebilirliğine yönelik eleştirilere yer
verilmedi.
BAĞIMSIZLIK TARTIŞMASI
Escriva, eski bakan olmasının bağımsızlık ilkesini zedelediği yönündeki eleştirileri reddediyor ve Avrupa’da benzer örnekler bulunduğunu hatırlatıyor. “Demokratik meşruiyeti olmayan konularda yorum yapmak Parlamento’nun veya ilgili kurumların görevidir” diyor.
Temmuz sonunda yayımlanan ve üç uzmanın hazırladığı yönetim raporu, “guvernörün elinde aşırı güç yoğunlaşması” tespitinde bulundu. Raporda, parlamentonun atamalarda söz sahibi olması, yönetim yapısının yenilenmesi ve insan kaynakları süreçlerinin gözden geçirilmesi tavsiye edildi.
Eleştirilere rağmen Escriva, Merkez Bankası’nda “dönüşüm” sürecini başlattığını ve çalışanlarda bu yönde “hareketlilik” olduğunu savunuyor. Destekçileri ise, muhafazakâr yapıya sahip kurumda köklü değişikliklere girişmesinin doğal olarak dirençle karşılaştığını belirtiyor.