NASA: Dünya kararıyor

NASA’nın uydu verilerine dayanan yeni analizine göre Dünya, 2001’den bu yana belirgin şekilde daha az güneş ışığını uzaya yansıtıyor. Kuzey Yarımküre’nin Güney’e kıyasla daha hızlı kararması, buz ve kar örtüsünün geri çekildiği bölgelerde ısınmayı hızlandırıyor.

NASA’nın Langley Araştırma Merkezi’nden Norman Loeb liderliğindeki ekip, 2001–2024 yılları arasında elde edilen uydu verilerini inceleyerek Dünya’nın genel parlaklığında önemli bir düşüş tespit etti.

Gezegen, 2001’e kıyasla bugün bir ton daha karanlık ve uzaya daha az ışık geri gönderiyor. Bu durum, küresel enerji dengesini doğrudan etkileyen bir değişim anlamına geliyor.

Analiz, yalnızca bu kararmanın küresel ısınmayı tetiklediğini değil, aynı zamanda iki yarımküre arasında ciddi bir eşitsizlik bulunduğunu da ortaya koyuyor. Özellikle Kuzey Yarımküre, Güney’e göre çok daha hızlı kararıyor.

KÜÇÜK DEĞİŞİM, BÜYÜK ETKİ

Atmosferin üstünde Dünya her bir metrekarede yaklaşık 240–243 watt güneş enerjisi işliyor. Bu dev enerji akışı içinde, araştırmacılar her on yılda yaklaşık 0,34 wattlık bir yarımküresel ayrışma belirledi. İlk bakışta küçük bir değer gibi görünse de iklim değişikliği çoğu zaman “küçük ama sürekli” enerji farklarının birikimiyle şekilleniyor.

Bu ek enerji, yıllar boyunca birikerek deniz buzu mevsimlerini, kar örtüsünü, bulut oluşumlarını, rüzgârları ve okyanus akıntılarını etkileyebiliyor. Normalde atmosfer ve okyanuslar iki yarımküre arasında ısıyı dengelemeye yardımcı olurken, son yirmi yılda bu mekanizma kararmadaki farkı telafi etmekte yetersiz kaldı.

BUZ VE KAR ÖRTÜSÜNDEKİ GERİLEME

Bu durumun en belirgin nedenlerinden biri yüzey yansıtıcılığındaki (albedo) düşüş. Buz, kar ve bazı bulut katmanları güneş ışığını geri yansıtırken, koyu renkli okyanus yüzeyi veya toprak bu enerjiyi emiyor. Kuzey Yarımküre’de ilkbahar kar örtüsünün ve yaz dönemindeki Arktik deniz buzunun ciddi şekilde azalması, bu kararmayı hızlandıran temel faktörlerden biri.

Buz ve karın kaybolması yalnızca daha fazla ısı emilmesine yol açmıyor; aynı zamanda bir sonraki sezonda buzun yeniden oluşmasını zorlaştırarak pozitif geri besleme döngüsü yaratıyor.

DAHA TEMİZ HAVA, DAHA KARANLIK BİR DÜNYA

Kararmanın ikinci büyük nedeni atmosferdeki değişiklikler. Su buharı ve bulutlar güneş ışığının ne kadarının geri yansıtılacağını etkiliyor ancak asıl belirleyici unsur aerosoller. Kuzey Yarımküre’de hava kalitesi düzenlemeleri sayesinde aerosollerin keskin şekilde azalması, havanın daha temiz olmasına rağmen yansıtıcılığın da düşmesine neden oluyor.

Aerosoller ışığı dağıtarak bulutların parlaklığını artırabiliyordu. Bu parçacıkların azalması, yarımkürenin daha az ışık yansıtmasına yol açtı.

Güney Yarımküre’de ise Avustralya’daki büyük yangınlar ve Hunga Tonga-Hunga Ha‘apai volkanik patlaması gibi doğal olaylar ara sıra atmosfere büyük miktarda materyal taşıyarak yansıtıcılığı geçici olarak artırdı. Bu durum kuzey-güney eşitsizliğini daha da derinleştirdi.

Yeni çalışma, bulutların bu kararma farkını basitçe telafi edeceği yönündeki varsayımların geçerli olmadığını gösteriyor. Atmosferdeki bulut dağılımının, yarımküreler arasındaki enerji dengesizliğini düzeltmek için yeterli bir “güvenlik ağı” sunmadığı belirtiliyor.

NASA
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber