NEFES'in manşeti Meclis gündeminde
NEFES Gazetesi önceki gün Kanal İstanbul projesinin çevresinde yer alan 2 milyon metrekarelik tarım arazisi üzerinde TOKİ tarafından inşa edilecek konutlar için düzenlenen ihalelerinin sonuçlarını manşetinden duyurdu. 65 milyar lira rant yaratılacak ve verimli tarım alanlarını yok edecek projeyi DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar TBMM gündemine taşıdı. Avşar, iktidara "Beton İstanbul'a kaldığınız yerden devam mı" diye sordu.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, NEFES'in Kanal İstanbul güzergahında yer alan verimli tarım arazilerinin iktidar tarafından yapılaşmaya açılmasına ilişkin haberini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.
Avşar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat
Kurum’un cevaplaması istemiyle konuya ilişkin yazılı soru önergesi
verdi.
Önergede, Kanal İstanbul’un rant beklentisiyle gündemdeki yerini
koruduğunu son olarak 2 milyon metrekarelik tarım arazisinin daha
imara açıldığını belirten Avşar, bu durumun ekosisteme ciddi tehdit
oluşturduğunu ve iktidarın, bütün bilimsel analizlere ve
eleştirilere kör, sağ ve dilsiz kalarak ‘kent suçu’ işlediğini
söyledi.
Avşar, proje kapsamında toplam ne kadar tarım arazisinin imara açıldığını, değer artışı dolayısıyla oluşan ranttan kimlerin faydalandığını, taşıdığı riskler bakımından muhtelif otoritelerin uyarılarının dikkate alınıp alınmadığı ile bu değişikliklerin çevre hakkı ve kamu yararı ilkeleriyle ne ölçüde örtüştüğü gibi birtakım soruyu Bakan Kurum’a yöneltti.
RANT BEKLENTİSİ
Avşar, Kanal İstanbul’un 2011 yılından bu yana kamuoyunda en çok
tartışılan, teknik, çevresel ve ekonomik yönleriyle ciddi
endişelere neden olan mega projelerden biri olduğu ve bu projenin
yeni şehir planları, imar düzenlemeleri, altyapı yatırımları ve
bunlara bağlı rant beklentileri ile de gündemdeki yerini sürekli
koruduğunu söyledi.
İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde yer alan yaklaşık 2 milyon
metrekarelik verimli tarım arazisinin Kanal İstanbul Projesi
kapsamında imara açıldığını belirten Avşar; “Bu alan üzerinden
yaklaşık 65 milyar TL tutarında bir rant beklentisinin oluştuğu
belirtilmektedir” dedi.
Avşar, bu durumun şehirciliğin yanında gıda güvenliği, ekosistem
sağlığı, kırsal kalkınma ve sosyal adalet açısından da ciddi bir
tehdit oluşturduğunu, son yıllarda tarım arazilerinin sistematik
biçimde daraltıldığını, özellikle büyükşehir sınırları içindeki
kalan son verimli alanların imara açıldığını ve bu durumun ulusal
ölçekte bir gıda güvencesi sorununu da beraberinde getirdiğini
belirtti. Avşar; “İstanbul gibi bir metropolün çevresinde, tarımsal
üretimi desteklemek yerine bu alanların betonlaşmaya açılması
kalıcı zararlar doğurabilir.”, dedi.
'BU UYGULAMA BİR ‘KENT SUÇUDUR’
Avşar, bu plan değişiklikleri, kamu yararı ilkesi gözetilmeden ve yeterli çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan hayata geçirilmişse bu durum şehircilik ilkelerine, çevre hakkına ve imar mevzuatına açıkça aykırılık teşkil edeceğini ifade etti.
Avşar, “Ayrıca bu sürecin kime, hangi kurumlara ve hangi
şirketlere nasıl fayda sağladığı, kamusal denetimin sağlanıp
sağlanmadığı da kamuoyu açısından ciddi bir soru işaretidir.”
şeklinde konuştu.
Avşar, oluşan bu yeni imar alanlarının deprem riskinin yüksek
olduğu bir coğrafyada yeni yoğun nüfus bölgeleri yaratması, altyapı
yükünü artırması, su havzalarını ve ekolojik koridorları tahrip
etmesi gibi riskler de hem şehircilik hem çevre mühendisliği
literatüründe güçlü biçimde eleştirildiğini belirtti ve Bakan
Kurum’a bir dizi soru sordu:
- ‘Kanal İstanbul Projesi kapsamında imara açılan toplam alanın yüz ölçümü nedir? İmara açılan bu alanın ne kadarı tarım arazisidir?
- Bakanlığınız tarafından konuya ilişkin itiraz, bilimsel görüş, öneri ve şikayetler değerlendirildi mi?
- Plan değişiklikleriyle değer artışı yaşayan taşınmazların sayısı ve toplamda elde edilen yaklaşık ekonomik değer artışı nedir? Oluşan bu değer artışından kimler faydalanmıştır?
- İstanbul’un gıda güvenliği, su havzaları ve mikro iklim dengesi açısından hazırlanmış bir bilimsel ve teknik rapor var mı?
- Bölgenin mevcut riskleri göz önüne alınarak hazırlanmış bir master plan var mıdır? Varsa söz konusu planın hazırlık aşamasında şehircilik ve depremsellik açısından muhtelif otoritelerin uyarıları dikkate alındı mı?
- Plan değişiklikleri halkın katılımı, çevre hakkı ve kamu yararı ilkeleriyle ne ölçüde örtüşmektedir?