Öcalan'ın çağrısı sonrası gözler AKP'deki 2 kritik isimdeydi: 'Pazarlık yok'
PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın terör örgütüne 'kendinizi feshedin' çağrısı sonrası gözler, hem 2015 yılında sona eren 'çözüm sürecinde' kabinede olan hem de yakın zamanda İmralı heyetiyle bir araya gelen AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'e çevrildi. Ala'nın mesajında temkinli bir iyimserlik söz konusuyken, Çelik "Devletin nitelikleri ile ilgili bir pazarlık söz konusu değil" dedi.
Derleyen: Miray Tamer / Nefes.com.tr
AKP'de gözler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 1999 senesinden bu yana İmralı'da tutuklu bulunan PKK elebaşı Abdullah Öcalan için yaptığı "Terör örgütünün lağvedildiğini açıklasın, umut hakkından yararlansın" teklifiyle başlayan 'süreçte' gelinen noktada.
Bilindiği üzere Öcalan, dün kendisini ziyaret eden heyet aracılığıyla örgüte 'kendini feshetme' çağrısı yapmıştı:
- "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.
- Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir."
İktidar kanadından ilk açıklamalarda 'temkinli bir iyimserlik' hakimdi. AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in mesajlarıysa ayrıca dikkati çekiciydi.
Her ikisi de temeli 2009'da Oslo görüşmelerinde atılan ve zaman zaman kesintilerle devam ettikten sonra 2015'te sona eren 'çözüm süreci' sırasında bakanlık görevlerindeydi.
Efkan Ala - İçişleri Bakanı olarak önemli bir konumdaydı. Dolmabahçe'de hükümet ile İmralı Heyeti'nin yaptığı ortak açıklamada yer alan isimlerden biriydi.
Ömer Çelik - Çözüm süreci sırasında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı yürütüyordu.
"Terör sektörünün kurduğu tuzağı gören bir irade var. Hem Çözüm Süreci güçlendirilecek hem de terörle tavizsiz mücadele edilecek. Demokrasi için ikisi birbirini tamamlayan şeyler" gibi demeçlerle öne çıkıyordu.
DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Ahmet Türk'ten oluşan İmralı heyetini AKP Genel Merkezi'nde ağırlayan isimler arasında onlar da vardı.
ALA: SONUCA BAKARIZ
İlk açıklama dün akşam saatlerinde Ala'dan geldi.
"Çağrının özü silahların bırakılması ve terör örgütünün kendisini feshetmesidir. Biz sonuca bakarız" dedikten sonra şunları kayda geçirdi:
"Terör örgütü bu çağrıyı değerlendirir, silah bırakır ve toplanır kendilerinin feshine karar verirseler, yani terör örgütü kendisini feshederse Türkiye prangalarından kurtulmuş olacak.
Bugüne kadar terörle mücadelede çok ciddi mesafeler katetti Türkiye ve bugüne geldi. Terörle herhangi bir yere, hedefe varılamayacağı herkes tarafından anlaşılmıştır. Bu da ortaya çıkıyor."
ÇELİK: PAZARLIK YOK
Ömer Çelik'se terör örgütünün silah bırakmasının ve tamamen feshedilmesinin esas olduğunu belirterek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Silahları gömdüğünüz anda bizim için her şey sizlerin önünü açmaktır" şeklindeki sözlerine atıf yaparak şunları kayda geçirdi:
"Şimdi etrafımıza bakınca, soykırımcı siyaset başındaki Netanyahu’nun bölgedeki haritaları değiştirme David koridoru gibi bir takım karanlık siyasetlerin yürürlüğe konulmaya çalışıldığını görüyoruz. Türkiye jeopolitik gerçeklerine uygun kardeşlik siyasetini ortaya koymuştur.
Bu çerçevede PKK, YPG, PYD hangi isimle olursa olsun tüm uzantıları terör örgütü kendini feshetmeli. Terör örgütü dediğimizde Irak ve Suriye’deki unsurları ile terör örgütünün tasfiyesini ifade ediyoruz.
Farklı kimliklere sahip olsak da etnik kimlik olarak kendisini Türk, Arap Kürt olarak adlandıran vatandaşlarımızın olması, adlarımızın farklı olması doğaldır ama hepimizin soy adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bunu pekiştirmek için bu irade ortaya konuldu.”
Ala, "Devlet bir pazarlık sürecine girer mi?" eleştirilerine yanıt olarak da şunları söyledi:
“Hangi millet ve mezhepten olursa olsun bütün unsurlar için kardeşlik siyaseti Türkiye Cumhuriyeti tarafından yürürlüktedir. Bunun arkasında Türkiye’nin devlet aklıdır. Burada devletin nitelikleri ile ilgili bir pazarlık söz konusu değildir. Bir al-ver hiçbir şekilde söz konusu değildir."