Öğretmenin ölümüne neden olan araç 229 kilometre hızla gitmiş
Konya’da kimya öğretmeni Mevlüt Külcü’nün ölümüne neden olan kazada, çarpan aracın 229 kilometre hızla ilerlediği belirlendi. Eşi, “Bu bir trafik kazası değil, cinayet” dedi.
Konya’da kırmızı ışıkta bekleyen öğretmen Mevlüt Külcü’nün bulunduğu otomobile, sürücüsünün kontrolünü kaybettiği başka bir araç yüksek hızla çarptı. Çarpmanın şiddetiyle ikiye bölünen araçta 40 yaşındaki kimya öğretmeni yaşamını yitirdi.
Kaza, geçtiğimiz cuma günü Antalya Çevreyolu Caddesi’nde meydana geldi. Mehmet Akif İnan Anadolu Lisesi’nde görev yapan kimya öğretmeni Mevlüt Külcü’nün (40) kullandığı 42 BT 341 plakalı otomobil, kırmızı ışıkta beklediği sırada, İsmail Andaç (41) yönetimindeki 42 AIT 900 plakalı otomobilin çarpmasıyla ortadan ikiye bölündü.
Çarpışma sonrası ağır yaralanan Külcü olay yerinde yaşamını yitirirken, sürücü Andaç yaralı halde hastaneye kaldırıldı. Evli ve iki çocuk babası olan Mevlüt Külcü, memleketi Ilgın ilçesinde toprağa verildi.
ARACIN HIZI, KAMERADAKİ SANİYELERLE TESPİT EDİLDİ
İsmail Andaç'ın kullandığı otomobilin hızı, fren izi olmaması nedeniyle Konya Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şubesi ekipleri tarafından kavşaktaki kamera kayıtlarındaki görüntüler aracılığıyla tespit edildi.
Ekipler, Andaç’ın otomobilinin kamera açısına girdiği andan, Mevlüt Külcü’nün aracına çarptığı ana kadarki mesafenin 207 metre olduğu ve otomobilin bu mesafeyi 3,5 saniyede katettiğini saptadı.
Bu veriler üzerinden Andaç’ın kullandığı aracın hızının 229 kilometre olduğu hesaplandı.
‘229 KİLOMETRE HIZA NASIL ÇIKTIĞIMI BİLMİYORUM’
Tedavisinin ardından tutuklanan İsmail Andaç, ifadesinde, aracını yeni aldığını belirterek, “Hep hız sınırlarına riayet ettim. Bu şekilde aracımla seyir halindeydim. Sonrasını hatırlamıyorum. Aracımın 229 kilometre hıza nasıl çıktığını da bilmiyorum. Aracımı yeni almıştım. Aracımda vites geçişi gibi bir sorun vardı ve tamirciye götürüp yaptırmıştım. Ancak kaza olayında aracımın mekanik durumuyla ilgili bir sıkıntı yoktu. Bilmediğim bir sebepten kendimi kaybetmem nedeniyle kazanın meydana geldiğini düşünüyorum. Keşke ben vefat etseydim. Ayağımı frene bile atmamışım, 'Hiç fren izi bile yok' dediler. Ben kendimi kaybetmişim. Vefat edenin iki evladı varmış, benim de iki evladım var. Böyle bir olaya bilinçli olarak sebebiyet vermem mümkün değildir” dedi.
DHA'ya konuşan Külcü'nün eşi biyoloji öğretmeni Kadriye Başak Külcü, "Kızımın öğretmeninden haber aldım. Ben yaralı olduğunu düşünerek gittim. Şehir içinde nasıl bir kaza olabilir ki diye düşündüm. Böyle bir vahşetin başımıza gelebileceğini asla tahmin etmezdim. Ben yoğun bakımın önüne giderim diye düşünürken, Adli Tıp'ın önüne gittim. Tabii ki kadere inanıyoruz ama bunun bir cinayet olduğunu, trafik kazası adı altında bir vahşet olduğunu, sorumsuzca bir davranışın eşimi aramızdan aldığı sonucuna vardık” diye konuştu.
‘RUHUMUN YARISINI TOPRAĞA GÖMDÜM, ADALET İSTİYORUM’
Adalete güvendiğini belirten Külcü, “Ben adalet sisteminden, emsal bir karar verilmesini istiyorum. Kaza görüntüleri incelendiğinde hiçbir fren izi olmadığı görülüyor. Bunun trafik kazası adı altında ama bir insanın canına kastetmek için o yola çıkıldığını düşünüyoruz. Hukuk sistemimizden bunun istenmeden meydana gelen bir trafik kazası olarak değil, birinin canını almak üzere yola çıkılmış bir olay olarak ele alınmasını istiyoruz. Tabii ki adalete ve hukukçularımıza güvenimiz sonsuz. Bir anne, bir eş ve bir öğretmen olarak ve ruhunun yarısını eşiyle birlikte toprağa gömen birisi olarak, adaletimizden bu duyarlılığı talep ediyorum. İnşallah bizim sesimizi duyarak doğru bir karar verirler. İnşallah bu insan birkaç yıl ceza alıp, tekrar birinin canını almak için yola çıkmaz. Bizim canımız yandı, benim çocuklarım gibi başkalarının çocukları babasız kalmasın” dedi.
‘BELKİ TELEFONU AÇAR UMUDUYLA OĞLUM BABASINI ARIYOR’
Oğlunun, durumu kabullenemediğini anlatan Külcü, şöyle dedi:
“Bu kazayı hiçbir mantık çerçevesinde değerlendiremiyoruz. Ben sürücünün bir bilinç kaybı yaşadığını düşünmüyorum. Benim eşime kastedilmediğini biliyoruz ama bir insanın öldürülmesi için yola çıkılmış bir kaza bu. Cinayet dersek de daha iyi olur. 10 yaşındaki oğlum bir türlü babasının ölümünü kabullenemiyor. Benim telefonundan, belki telefonu açar umuduyla babasını arıyor.”
‘YETİŞTİRDİĞİ ÇOCUKLAR HEP İYİ YERLERE GELDİ’
Mevlüt Külcü’nün yetiştirdiği öğrencilerin başarısından da bahseden Kadriye Başak Külcü, “Eşim iyi bir eğitimciydi. Birçok çocuğun hayatına dokundu. Çok güzel yerlere gelen birçok öğrencisi var. Sonrasında da çok güzel yerlere gelecek çocuklara dokunacaktı. Bu görevini elinden aldılar. Bir insanı yetiştirmek kolay değil. Hepimiz tırnaklarımızla kazıya kazıya bir yerlere geliyoruz. Bu kadar acımasızca, bir insanın hayatının elinden alınması kabul edilebilir bir şey değil” dedi.
Öte yandan, Mevlüt Külcü’nün görev yaptığı Mehmet Akif İnan Anadolu Lisesi’nde hazırlanan anı defteri de ailesine teslim edildi.