On binler İmamoğlu için bu kez Pendik'te

CHP'nin, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlattığı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingleri devam ediyor. İstanbul'da altıncısı düzenlenen mitinglerin bu akşamki adresi Pendik oldu. Kalabalığa hitap eden CHP lideri Özgür Özel baskın yapılan bir evde bulunduğu ve Ekrem İmamoğlu'na ait olduğu iddia edilen telefonla ilgili gerçeği de açıkladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından her çarşamba İstanbul’da düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin altıncısı Pendik'te yapıldı.

İstanbul’daki ilk miting Şişli’de düzenlenirken, onu sırasıyla Beylikdüzü, Başakşehir, Beyazıt Meydanı ve Silivri mitingleri izledi.

Saat 20.30’da Pendik Sahil Tören Alanı'nda başlayan mitinge saatler kala kalabalık gruplar alanı doldurdu. On binlerce İstanbullu, İBB Başkanı İmamoğlu için adalet çağrısında bulundu.

Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde 23 Mart'tan bu yana tutuklu olan Ekrem İmamoğlu'nun mesajını İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik yurttaşlara okudu.

EKREM İMAMOĞLU'DAN MESAJ: HER ADIMDA YERİ GÖĞÜ İNLETİYORUZ

İmamoğlu mektubunda şu ifadelere yer verdi:

“Karşımızda, bir daha asla seçim kazanamayacaklarını çok iyi bilen ve bundan ölesiye korkan, bir avuç insan var. Aylardır nasıl büyük bir telaş ve panik içinde olduklarını görüyorsunuz.

Açtıkları her soruşturma, yürüttükleri her algı operasyonu ayaklarına dolanıyor. Yaptıkları her gözaltı, her tutuklama, oylarının biraz daha düşmesine neden oluyor. Rakibi ortadan kaldırarak seçim kazanma girişimleri, vicdanlarda yer bulmuyor. Mertlikten uzaklaştıkça, milletin gözünden düşüyorlar.

Biz ise cesur ve kararlı adımlarla hedefe yürüyoruz. 19 Mart’tan bu yana, milyon milyon çoğalıyoruz. Ülkenin dört bir yanında meydanlarda demokrasiyi, dayanışmayı, mücadeleyi, coşkuyu büyütüyoruz. Koşarak değil, adım adım yürüyoruz, ama her adımda yeri göğü inletiyoruz. Çünkü haklıyız ve ne istiyorsak, bu ülke için, bu millet için istiyoruz.

"'TERÖRSÜZ VE DEMOKRATİK TÜRKIYE KOMİSYONU’ KURULMALI"

Sevgili kardeşlerim; biz, millet ne diyorsa, öyle olsun istiyoruz. Türkiye, sorunlarını milletin hakemliğinde aşsın istiyoruz. Terör örgütü PKK’nın silah bırakması ve kendisini feshetmesinin ardından, TBMM rehberliğinde katılımcı, şeffaf ve demokratik bir süreci hep birlikte inşa etmemiz gerekiyor.

Ülkemizin sabırla ve katılımcı bir iradeyle, milletimizin güvenini kazanan bir terörsüz ve demokratik Türkiye hedefine ilerlemesi, tarihimize, milletimize ve ortak geleceğimize karşı sorumluluğumuzdur.

Bu süreci başarıyla tamamlayabilmek için, tüm partilerin katılımıyla, ‘Terörsüz ve Demokratik Türkiye Komisyonu’ kurulması ve bu komisyonun şeffaf, katılımcı ve demokratik bir iradeyle çalışması şarttır.

Bu yol, sadece terörün sonu değil, aynı zamanda demokrasinin, hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesidir.

İnanıyoruz ki bu süreç, Türkiye’nin gerçekten demokratik bir ülke olmasına vesile olursa başarıya ulaşacak, milletimize umut ve güven verecektir. Bu güvenin oluşmasında en büyük ihtiyaç; hukuk önünde eşitliğin herkes için sağlanması ve herkes için siyaset zemininin genişlemesidir.

Biz, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini ilke edinmiş bir partiyiz. ‘Milli egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taçlar, tahtlar yanar, yok olur’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden gidenleriz. Milletin iradesi öyle büyük bir ışıktır ki, ülkemizi aydınlatır, geleceğimizi aydınlatır.

Millet büyüktür. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Kalın sağlıcakla."

ÖZGÜR ÖZEL TELEFON GERÇEĞİNİ AÇIKLADI

İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in Ekrem İmamoğlu'nun mesajını okumasının ardından otobüse çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel kalabalığa hitap etti.

Özel, baskın yapılan bir evde bulunduğu ve Ekrem İmamoğlu'na ait olduğu iddia edilen telefonla ilgili gerçeği de açıkladı. Özel söz konusu telefonla ilgili şunları söyledi:

"Şimdi iki gündür 'telefon bulduk' diyorlar. Koca Koca gazeteciler köşe yazarları utanmadan yazıyorlar 'Kayıp telefon bulundu, soruşturma sil baştan' diye.

Bulduk dedikleri telefon Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde kullandığı ve görevi bırakırken özel kaleme teslim ettiği telefondur.

O tarihten bu yana kullanılmayan telefonda ne bir belge ne bir bilgi yer almamaktadır. Telefonla ilgili bilgiyi zaten Sayın İmamoğlu ilk ifadesinde savcılığa vermişti. Asla içinde herhangi bir bilgi veya belge olmayan bir telefonu 2 gündür algı yönetimi için kullanıyorlar.

Buradan bütün Türkiye'ye söylüyorum. Büyük bir yalanla karşı karşıyayız. Alınan telefon Ekrem başkanın ilk ifadesinde kayda geçirdiği 5327210325 numaralı telefondur. İlk gün söylemiştir.

"GRAHAM BELL BİLE SİZİN KADAR SEVİNMEDİ"

'Telefon bulundu' diye sevinen budalalara sesleniyorum. Telefonu bulan Graham Bell bile sizin kadar sevinmedi. Yalandan delil icat edemezsiniz.

Bütün Türkiye'ye ilan ederiz ki yeni bulunan telefon dedikleri zaten söylediğimiz telefondur. Asla ve asla delil durumunu değiştirecek bir şey yoktur. Ekrem Başkan masumdur. Ben de kendisine sonuna kadar kefilim."

"PENDİK NE AKP'NİN NE DE BAŞKASININ DEĞİL MİLLETİN KALESİDİR"

"Buraya bir miting yapmaya değil, eylem yapmaya geldik" diyen Özel konuşmasında ise şunları kaydetti:

Günlerdir Anadolu yakası bizi çağırıyor. Diyorlar ki, 'Anadolu yakasında CHP'de olmayan bir ilçede Pandik'te bir miting yapalım'.

Pendik şüphesiz, İstanbul'un en büyük üçüncü, Türkiye'nin dokuzuncu büyük belediyesi. 750 bin kişilik nüfusuyla AKP'nin yıllardır kazandığı, kalesi saydığı bir ilçe.

Ancak bu süreçte hep söylediğimiz bir şey var. Biz o eski siyaseti çok gerilerde bıraktık. Siyasette artık onun kalesi, bunun kalesi yok. Yozgat'ta, Konya'da, Van'da bunu gösterdik.

Bugün akşam da Pendik'te bütün Türkiye'ye haykırıyoruz ki Pendik ne AKP'nin ne başkasının değil milletin kalesidir.

"BİZ BİRİLERİ GİBİ OY VERMEYEN SEÇMENİ CEZALANDIRAN BİR ANLAYIŞTAN GELMİYORUZ"

5 yıldır AKP'nin yönettiği, sorunlarını çözemediği ama hep çantada keklik sandığı bu ilçe, son seçimde biz, Pendik'i bilen, tanıyan, sorunlarını çözeceğine inandığımız bir adayımız ile Tarık Balyalı ile Pendiklilerin karşısına çıktık.

Tarihimizin en yüksek oyunu alarak 180 bin oya, yüzde 43'lere ulaştık ama olmadı. Ama bütün Pendikliler, AK Partili, MHP'li ve diğer partilerden çok değerli seçmenleri bilsin ki, biz birileri gibi alamadığı ilçeye küsen, oy vermeyen seçmeni cezalandıran bir anlayıştan değil, kusuru kendinden arayan ve gelecek için bugün neyi eksik yaptıysa onu telafiye çalışan bir anlayıştan geliyoruz.

Biz kaybettiği seçimi ülkenin demokrasisinin kazancı sayan İsmet Paşa'nın geleneğinden geliyoruz.

Biz 47 yıl boyunca birinci parti olamayıp sandığa küsmeyen, seçmene kızmayan, darbeye kalkışmayan, 15 Temmuz'da en husumetli olduğumuz partiye darbeye kalkışılınca bile sandığı, milletin iradesini, TBMM'yi savunan, yani demokrasiyi savunan bir anlayıştan geliyoruz. Bizi kimse yıllarca seçim kazanıp birinci parti olunca milli iradeyi baş tacı yapan, bir seçim kaybedince darbeye kalkışan cuntacılardan zannetmesin.

CHP sadece kendi seçmeninin değil sandıkla gelip, sandıkla gitmek istemeyenlere karşı Türkiye'nin bütün demokratlarıyla omuz omuza vermiş bir partidir. Nasıl ki yerel seçimlerde başardıysak bundan sonraki seçimlerde de Türkiye İttifakı ile, bütün demokratları omuz omuza getirip otokratları yeneceğiz. Ant olsun ki yeneceğiz.

“ASGARİ ÜCRETE TEMMUZ AYINDA ZAM ALACAĞIZ”

"Bir anda yüzde 47,5 olan faizler KOBİ'lerin, sanayicilerin kullandığı kredilerin faizlerini yüzde 70'lere çıkardı. TÜİK'e göre 4 aylık enflasyon yüzde 13. Yıl başında 22 bin TL olan asgari ücret, şu anda alım gücü olarak o günün 19 bin TL'sine indi. Yani 3 bin TL eridi. ENAG'a göre 4 bin 400 TL eridi.

Geçen seçimlerden önce enflasyonist ortamda asgari ücrete gerekirse 4 kez zam yaparız diyorlardı. Şu anda 4 ayda verilen zamdan fazlası gitti.

Yarından itibaren bütün işçi sendikalarını, konfederasyonları ziyaret takvimimize alarak hem işçi örgütleriyle, hem işveren örgütleriyle hem işçilerle birlikte asgari ücrete temmuz ayında hakikatli bir zam yapılması için, bir ara zam için çalışmaları başlatmaya karar verdik.

Sendikaların önerilerini alarak, gerekli araştırmaları gerekli çalışmaları yaparak, işçilerle, işverenlerle görüşerek, küçük işletmeler, KOBİ'ler için bu yükün onların sırtına gelmesini engelleyecek çözüm önerilerini dile getirerek asgari ücrete temmuz ayında zam alacağız.

"36 ARKADAŞIMIZIN ALINLARINDAN ÖPÜYORUZ"

Saraçhane’de binlerce gözaltı, 301 tutuklama olmuştu. Halen 36 genç arkadaşımız tutuklu bulunuyor. Bugün Boğaziçi tutuklularının tutukluluğuna karar verecek hakim gitmiş, bir hafta yıllık izne ayrılmış. Çocuklara diyorlar ki ‘Bir hafta daha bekle.’

Adeta muhalif gençlere, itiraz eden gençlere, üniversite gençliğine düşman hukuku uyguluyorlar. Darbeye karşı direnişi başlatan İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, tüm Türkiye’deki bütün genç arkadaşlarımızın emeğine ve yüreğine sağlık. İçeride bulunan 36 arkadaşımızın da alınlarından öpüyoruz.

"PARTİMİZE OY VEREN KÜRT SEÇMENLERİ CEZALANDIRMAK İSTEYEN BİR ANLAYIŞ VAR"

Biliyorsunuz hem Ataşehir’de, hem Kartal’da birer belediye başkan yardımcısı, sekiz belediyemizde de birer belediye meclis üyemizi toplayıp, belediyelere akıllarınca korku salmak, belediye başkanlarımızı tedirgin etmek ve o belediye meclis üyeleri üzerinden onlarla birlikte partimize oy veren Kürt seçmenleri cezalandırmak isteyen bir anlayış var.

Buna DEM Parti, Kent Uzlaşısı diyor. Bunun bizim partimizdeki ismi daha geniş. Biz buna Pendik İttifakı, İstanbul İttifakı, Türkiye İttifakı diyoruz.

Ama DEM’den, ama diğer partilerden kanaat önderi, oy getirebilecek, hatta geçmişte başka partide siyaset yaptılarsa da eğer demokratsa, bu ülkenin bütünlüğü ile bir sorunu yoksa, vatanına, milletine bağlı ise bu ittifakın içine alıyoruz.

"BÖYLE BİR SUÇ VARSA O SUÇUN FAİLİ BENİM"

Türkiye’de tüm illerde, birçok ilçede çeşitli siyasi partilerden isimler alındı. İstanbul’da da ilçelerde birer, ikişer DEM’de geçmişte siyaset yapmış ya da Kürtlerin kanaat önderlerinden oy verecekleri isimler listelerde yer aldı. Bu ne bir kusur, ne bir günah.

Ama savcı şöyle yazmış, ‘Batıda belediye kazanamayacakları yerlerde CHP listelerinden seçime girmek suretiyle, batıdaki Kürtlerin temsil imkanı kazandığı…’ Bunu suç olarak gösteriyor. Eğer böyle bir suç varsa o suçun faili benim kardeşim, ben. Açıkça hem bir yandan PKK ile pazarlık ediyor, PKK ile bir süreç yürütüyorlar.

Abdullah Öcalan’a methiyeler düzüyorlar. Diğer taraftan belediye meclislerinde yer alan birer Kürt vatandaşı alıp içeri koyuyorlar, HDK’dan yargılıyorlar. Bugün onların duruşması vardı. HDK’nın, başta İzmir 12’nci Ağır Ceza’nın karar olmak üzere çokça kararda bir kongre olduğu, terör örgütü olmadığı yazdığı halde 10 kişiyi bugün 10 saat yargılayıp Eylül’ün bilmem kaçına kadar tutukluluğuna devam kararı vermişler. Yazıklar olsun.

"BU ADIMI KRİMİNALLEŞTİRENLER TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK DÜŞMANLARIDIR"

Bir tarafta Devlet Bey’in konuştuğu umut hakkı, diğer tarafta Türkiye demokrasisinin en sağlıklı işbirliklerinden birine, Türkiye’nin barışına vurulmuş büyük bir darbedir. Bu meselede ne bir belediye başkanı, ne bir belediye meclis üyesi mesul değildir.

Türkiye’nin birlik ve beraberliği için atılmış bu adımı kriminalleştirenler, Türkiye’nin en büyük düşmanlarıdır. Türkiye’deki herkes bilsin ki bu meydandakiler, bu meydanda yan yana duranlar, hem Ekrem İmamoğlu’nun, hem Selahattin Demirtaş’ın, hem Ümit Özdağ’ın özgürlüğünü birlikte savunabilen demokratlardır.

Bu meydandaki bu alkış Türkiye’nin umududur. Türkiye’nin umudu sizlersiniz. Efendim Ümit Özdağ’ı içeri alsınlar, ona birileri sevinsin. Selahattin Bey’i alsınlar, başkası sevinsin. Ekrem Başkan’ı alsınlar, öbürü sevinsin. Bir tek adam, hep sevinsin. Öyle yağma yok; kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.

"EVİNDE DEMOKRAT OLMAYAN KÜRESEL LİDER OLAMAZ"

Kimseyi düşünmeyip bir tek kendini düşünen biri var. Şimdi devletin parasıyla, devletin parasını ajanslara verip kendine kampanya yaptırıyor. Oylar düşmüş ya. Oradan kendini yükseltmek için kampanya yaptırıyor, ‘küresel lider’ diye. Buradan Erdoğan’a söylüyorum; evinde demokrat olmayan küresel lider olamaz. Evinde otokrat olan, evinde diktatör olan ne dünyaya lider olur, ne küresel lider olur. Olsa olsa rezil olur. Memleketi de rezil eder.

Ecevit’le Yaser Arafat’tan beri CHP’nin sahip çıktığı Filistin davasına, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının gidip omuz verdiği Filistin’in haklı kurtuluş mücadelesine, sahip çıkmayan, Trump’ın sözüyle Gazze’yi sahil kasabası yapmaya çalışan, Filistinlilerin Gazze’den uzaklaştırılmasına susandan, Kuzey Kıbrıs’ı Türki Cumhuriyetler tanıyacak diye beklerken, Türki Cumhuriyetlerin Güney Kıbrıs’ı tanımasına susandan, Ege’deki Adalar’daki işgallere susandan, Türkiye’nin hakkını, menfaatini Trump’ın iki dudağının arasına bırakandan küresel lider olmaz. Böylesine birisinin kendi hesapları için memleketin çıkarlarını feda etmesine, AK Partililer susuyor mu bilmem. Ama bu meydan susmaz, susmadı, susmayacak.

"İLK HEDEF 20 MİLYON İMZAYI TUTTURMAK"

Bu meydan, bu enerjisini 15 milyonu geçen, 20 milyona doğru yürüyen imzalarda, ilk hedef 20 milyonu tutturup, 28 milyona doğru yürümek için bu meydan görev almaya hazır mı? İlçeden stantlardan boş imza föylerini alıp kapı kapı gezmeye, imza vermeyenleri ikna etmeye, gidilemeyen yerlere gitmeye, imzaları tamamlamaya hazır mıyız?

20 milyonuncu imzayı notere tespit ettirdikten sonra, 8 milyon kalan imzayı teker teker geriye sayacağız. İmzalar bize emanet, Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine emanet. Onu kimseye vermeyiz. Sadece notere tespit için göstereceğiz. O imzalar herkesin onuru olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nde saklanacak. Şimdi buradan hep birlikte Silivri’ye doğru sesimizi duyuracak kadar gür bir sesle seslenelim.

Ey Erdoğan, ben milletim, ben milli iradeyim. Ben ne dersem o olur. Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Bu sandık sizin inancınızla, kararlılığınızla, coşkunuzla, cesaretinizle ya gelecek ya gelecek."

CHP Ekrem İmamoğlu Pendik
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber