Özel: Karşımızda bize 'Amerikancı' deyip, Trump’tan aferin almaya gidenler var
CHP lideri Özgür Özel “Karşımızda işine geldi mi bize ‘Amerikancı’ bilmem ne deyip, sonra Trump’tan aferin almaya gidenler var. Bir dönem ‘Komünistler Moskova’ya’ deyip şimdi ‘Milliyetçiler, Cumhur İttifakı hadi hep beraber Moskova’ya, Pekin’e’ diyenlerin, bir tanesi Washington’da icazet almaya giderken öbür taraftan TRÇ ittifakı diye bir tarif yapanların aslında birbirleriyle çelişkileri de birbirlerine güvenlerinin kalmadığı da o iktidarın bundan sonra ömrünün olmadığı da ortada” dedi.
MAHİR BAĞIŞ / NEFES
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Dil Derneği’nin düzenlediği Dil Devrimi 93’üncü Yıl Kutlamaları Ödül Töreni’ne katıldı.
“SALDIRDIKLARI NE İMAMOĞLU NE MANSUR YAVAŞ”
Özel, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
- "Saldırdıkları ne Ekrem İmamoğlu, ne Mansur Yavaş’tır. İstanbul’un iradesine saldırıyorlar, Ankara’nın iradesine saldırıyorlar. Türkiye’yi gelecekte yönetecek partiye, geleceğin iktidar partisine darbe yapmaya çalışıyorlar.
- İş adamları, kendi toplantılarında öyle son derece de dikkatli bir üslupla ekonomideki gidişatı ve yargının bağımsız olmadığını söyledikleri için ve ‘Ekonomi kötüye gidiyor’ dedikleri için ‘Bu doğru değil, ekonomi iyiye gidiyor. Sen yalan bilgiyi alenen yayma suçu işliyorsun’ deyip TÜSİAD Başkanını alıyor ki, bütün iş adamlarını sindirebilsinler.
- 2911 sayılı Kanun, toplantı gösteri yürüyüşü ile ilgili bir düzenleme. Anayasal güvence altında. Ona uygun olarak toplanmış öğrencileri metrolardan toplayıp içeri koyup bir gün yatarı olmayan bu suçtan, hele hele ilk kez işleyen açısından suçun açıklanması bile ileriye bırakılacakken, yani ceza bile verilmeyecekken 80 gün, 90 gün, 100 gün Silivri’de yatırıyorlar bu çocukları.
- Diğer öğrenciler ‘Aman eylemlere, mitinglere gitmeyeyim. Ben de hapse düşmeyeyim’. Diğer anneler, babalar, ‘Aman oğlum, sakın sizi bir yere çağırırlarsa, aman kızım seni bir yere çağırırlarsa gitme. Gittiğin takdirde bak arkadaşların gibi hapiste olursun.’
- Hatta anneleri babaları bu konuda çocukları üzerinde daha net şeyler söylemeye, yasakçı bir noktaya çekmeye, bunları yasaklamaya davet eden bir yaklaşım içinde oluyorlar. Bunun yanında işte bir karikatür görüyorlar. Karikatür buz gibi, Gazze’de yaşananları kınayan bir karikatür.
- İki tane melek var. Demek ki iki tane bebek ölmüş, melek olduğuna göre. Gökyüzüne yükseliyor. Birinin adı bir peygamberimizin adı, diğeri bir başka peygamberin adı. Yani bombalar iki taraftan da bebekleri öldürüyor. Onlar da melek oluyor, yükseliyor, ‘Vay efendim. Peygamber efendimizin resmini yaptın’ diye karikatüristleri içeri atıyorlar.
- Daha bugün Leman dergisinin karikatüristleri nihayet serbest kalabildiler. Onlara da bir kez daha bütün dayanışma duygularımı buradan ifade etmiş olayım. Ve her kim bu ülkede kendi düşüncesini özgürce açıklamak hatta daraltılmış alan içinde bile açıklamak istese buradan bir şeyler bulup saldırıyorlar. Amaç ne? Amaç enerjiyi düşürmek, cesareti kırmak, mücadeleyi engellemek ve iktidarlarını kalıcılaştırmak.
“CESARET BULMAYA, GÜÇ ALMAYA AMERİKA’YA GİDİYORLAR”
- Bunun karşısında aslında şimdiye kadar yaptığımız 56 miting meydanları her geçen gün daha kuvvetli bir şekilde dolduran herkes, bunlara meydan okuyor ve bize ve birbirine diyor ki, ‘biz biriz beraberiz. Hep beraber kurtulacağız.’ ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ diyenler birbirlerine cesaret veriyor.
- Buradan rahatsız olanlar cesaret bulmaya, güç almaya, icazet almaya Amerika’ya gidiyorlar. Oralarda duydukları övgüyle, verdikleri tavizleri birbirine denkleştiriyorlar. Memleketin menfaatlerine, memleketin yeraltı zenginliklerini, madenlerini satıyorlar. Satın alınacak birtakım talepleri öne çekiyorlar.
- Oradan doğal gaz alıyorlar, uçak alıyorlar, madem veriyorlar, taviz veriyorlar. Karşılığında övgü duyuyorlar. ‘Aferin’ deniyor. Ve bu aferin budalalığı memleketin geleceğini daha çok karartmak için onlara güya moral veriyor. Buradan sözümüze değer veren herkese söylüyorum. Biz birincisi haklıyız. İkincisi güçlüyüz. Üçüncüsü kalabalık olan, çok olan biziz. Korkanlar, kaybedenler, geriye gün sayanlar ve iktidardan gidecek olanlar onlar.
- Gelecek olanlar bu ülkenin emekçilerinin, emeklilerinin, gençlerinin, çiftçilerinin, esnaflarının yani bu ülkenin gerçek sahiplerinin iktidarı kuruluş aşamasındadır. Yaşanan sıkıntıların hepsi doğum sancısıdır. Kimse şöyle düşünmesin: ‘Bunlar kolay kolay gideceklerdi. Şimdi vazgeçtiler, kalacaklar.’ Yok böyle gideceklerdi. Belki çok daha kötülerini yaşayacağız ama kimse moralini bozmasın ki, eninde sonunda başaracağız.
“İKTİDARIN ÖMRÜNÜN OLMADIĞI APAÇIK ORTADA”
- Bu ülkeyi kurtaranlar, bu ülkeyi kuranlar daha kolay şartlarda mı mücadele ettiler? Her şey daha mı uygundu? Ölümü göze aldılar, bu ülkeyi kurtardılar. Gerekirse ölümü göze alacağız bu ülkeyi bir daha kurtaracağız. Emin olun.
- Karşımızda işine geldi mi bizi ‘Amerikancı, mandacı’ bilmem ne deyip, sonra Trump’tan aferin almaya koşanların ya da bir dönem ‘Komünistler Moskova’ya’ deyip şimdi ‘Milliyetçiler, Cumhur İttifakı hadi hep beraber Moskova’ya, Pekin’e’ diyenlerin, bir tanesi Washington’da icazet almaya giderken öbür taraftan TRÇ ittifakı diye bir tarif yapanların aslında birbirleriyle çelişkileri de birbirlerine güvenlerinin, inançların kalmadığı da o iktidarın bundan sonra ömrünün olmadığı da apaçık ortada.
- O yüzden hep söylediğim gibi bu salonda, meydanlarda, eylemlerde, fabrikalarda, tarlalarda, öğrenci servislerinde, öğrenci kampüslerinde her yerde ahlaki üstünlük bizdedir, psikolojik üstünlük bizdedir. Çoğunluk enerjisi bizdedir. Biz haklılığın verdiği güçle ve birlikte olmanın bize vereceği kuvvetle hep birlikte başaracağız. Buna inananları burada bir kez daha saygıyla selamlıyorum.“