Özgür Özel: Baklava kutusunu bir ay planlamışlar
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya'da partisinin düzenlediği mitingte, Manavgat Belediyesi'nde baklava kutusunda rüşvet alındığı iddia edilen görüntülerle ilgili açıklama yaptı. Özel, "O baklavacıyı bir ay boyunca eğitmişler. O baklavacıyı oraya, peşinden de çantacıyı yollamışlar. Elimizde 32 saatlik görüntü var. Dakika dakika planlamışlar. Bize hesabı sorulan baklava kutusunu bir aydır planlamışlar" dedi.
CHP'nin 'Millet iradesine sahip çıkıyor' mitingleri devam ediyor. Dün Adana'da, bugün ise Antalya'da düzenlenen mitinge CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı.
Antalya'ya gelen Özgür Özel'in ilk durağı CHP Antalya İl Başkanlığı oldu. Daha sonra, Özel, "rüşvet" soruşturması kapsamında tutuklanan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i cezaevinde ziyaret etti.
Yaklaşık 1 saat süren ziyaretin ardından Özel, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin önünde düzenlenen 'Millet iradesine sahip çıkıyor' mitinginde vatandaşlara hitap etti.
ÖZGÜR ÖZEL: ANTALYA'YI SİZE TESLİM ETMEDİK, ETMEYECEĞİZ
Özgür Özel, konuşmasında şunları söyledi:
- "Ey Erdoğan, bu meydanı görüyor musun? Dalga dalga operasyonlarla sindireceğini mi sandın? İftiralarınla Antalya'yı Muhittin Böcek'in arkasından çekebileceğini mi sandın? Bir o köşede, bir bu köşede saldırarak CHP'nin mücadelesini kırabileceğini mi sandın? Buradayız, birlikteyiz. Omuz omuzayız. Enerjimiz yüksek, bitiremezsin. İrademiz çeliktendir, bükemezsin. İnsanımız yüreklidir, korkutamazsın. Bizi yolumuzdan asla çeviremezsin. Yolumuz iktidar yolu. Biz başaracağız. Biz kazanacağız" ifadesini kullandı.
- Antalya'ya operasyon yapıldığında ODTÜ son sınıf öğrencisi Eylül tweet attı, utanmadan sıkılmadan Eylül'ü aldılar, hapishaneye koydular. Suçu 'Antalya ayaklansın' demekmiş. Eylül'e sesleniyorum; Eylülcüğüm, görüyor musun? Antalya ayakta. Eylül'ü içeri atana, gücü Eylül'e yetene sesleniyorum, görüyor musun Antalya ayakta. Eylül'ü bırak.
- Torosların evladı Muhittin Böcek 26 yıldır Belediye Başkanı. Konyaaltı'nı beldeden ilçe yapan belediye başkanı. Konyaaltı'nı bugünlere getiren belediye başkanı. Sonra Antalya Büyükşehir. İlkinde her iki kişiden birinin oyunu alarak, rekor kırarak seçiliyor. Ama işi zor. Cumhuriyet tarihi boyunca Antalya'yı iki kez üst üste kazanan yok. Bu kentin zorlukları var.
- Bu kente 2,5 milyon nüfusa göre para veriyorlar, 27 milyon turist dahil 30 milyon kişiye hizmet bekliyorlar. Böyle bir süreçte iki dönem üst üste ilk kez, hem turizmde rekorlar kıran, hem şehirdeki herkesin gönlünü kazanan Muhittin Başkan, bugün bir kumpasla içeride tutuluyor. Ona sahip çıkmaya geldik.
"ANTALYA'DA BUNA İNANAN VAR MI?"
- Muhittin Başkan ile özel, duygusal bir ilişkim var. 108 gün Covid'den yoğun bakımda yattı. Kapısının önünde kardeşi bekliyordu. Her gün kardeşiyle telefonda görüşüp Muhittin Başkan'ın sağlığını soruyordum. Bir gün 'ümit yok' dedi, ben dua ettim, Antalya dua etti, Türkiye dua etti. Allah Muhittin Başkanı bize, ailesine geri verdi.
- O günlerde o kapıda olan kardeşinin eşi bize emanettir. Kardeşini COVID'den kaybettik. Diğer biraderi burada, kardeşine yapılana karşı yüreği buruktur. Bugün Muhittin Böcek'e diyorlar ki, 'Senin oğlun, ilk eşinden ayrıldı, boşanmak için eşi daire istedi. Ona verilen dairenin parasını müteahhite vermediniz, bu rüşvettir.'
- Oysa Muhittin Başkan'ın oğlu kendi apartman yapıyor, site yapıyor, 70 tane dairesi yapılıyor ama daha yeni başlıyor o zaman. Bir başkasına diyor ki, bir daire senden alıp vereyim, burası bitince ben sana vereyim. Veren kişi bunu mahkemede böyle anlatmış, borç olarak istedi verdim, bitirince ondan geri alacaktım diye.
- Buna bakmışlar MASAK kayıtlarında daire üstüne geçmiş, parası verilmemiş, rüşvettir diye fırsatçılık yapıyorlar. Muhittin Başkan'ın oğlu gelip ifadesini verecek. Bu durumu söyleyecek. Tut ki bir yanlışlık var, yok ama diyelim ki var. Oğlan suç işledi diye baba mesul olur mu? Oğlan suç işledi diye baba belediye başkanlığından alınır mı?
- Baba ile oğlanın birlikte alınması için aynı suçu birlikte işlemesi gerektiğini bilirim. Örneği var mı, var. 'Ne yaptın oğlum paraları', 'Sıfırladım babacağım' diyenler memleketin başında, Muhittin Başkan cezaevinde. Olmaz olsun bu düzen. Bir daireye tenezzül ettiğini söyleyenlere söylüyorum.
- Muhittin Böcek, her sene Antalya'nın 1'inci sıradaki hayırseveri. 16 dönüm arsayı okul için bağışlıyor. O arsayı müteahhite verip karşılığında daire alsa, oğlunun aldı dediği dairenin 200 katı. 200 katını devlete bağışlayacak, 1 daireye tenezzül edecek. Antalya'da buna inanan var mı? Muhittin Böcek, böyle bir şey yapar mı?
"ANTALYA, AK PARTİ'NİN KAYIRMACI, RANTÇI, RÜŞVETÇİ BELEDİYECİLİĞİNİ BİLİYOR"
- Muhittin Böcek, kendisi otobüs şoförlüğünden gelen bir yörük evladı. Alnının teriyle çalışan, 6 kere mazbata almış, Antalya'nın her seferinde daha çok güvenini kazanmış birisine bu lekeyi süremezsiniz. Antalya Muhittin Başkanı da bilir, AK Parti dönemini de bilir. Erdoğan, Antalya'da bir otele turizm ödülü veriyor. Bu otelin 44 odası kaçak çıktı. 'Kaçak yapılara ruhsat verip bağış alıyoruz' diyordu Erdoğan. Muhittin Başkan'da leke yok ama senin sabıkan çok Erdoğan.
- Konyaaltı sahil projesini AK Parti döneminde bir şirkete verdiler, usulsüzlükler yaptılar, suç üstü yakalandılar. 15 milyon TL zarara girdi dediler kamu. Muhittin Başkan geldi, projeyi durdurdu, şimdinin 120 milyon TL kamu zararı için müfettiş istedi, raporlar yazdı, suç duyurusunda bulundu ama AK Partili belediyeye hiçbir şey yapmadılar.
- Serik Belediyesi AK Parti'deyken, kendinden önceki AK Partili belediye başkanını sahil alanı işletmecilerinden 500 bin TL aldığını, bakanların önünde canlı yayında söyledi ama bir tane savcı işlem yapmadı, ceza almadı. Utanmaz adamlar. Bizden önce AK Partili Büyükşehir Belediyesi 180 milyon TL bütçeli EXPO'ya tam 1,7 milyar TL harcadı.
- Ne kadar yandaş varsa zengin edildi, sonra EXPO'dan 20 milyon TL gelir elde edildi. Bu konuda Antalya milletvekillerimiz bunu meclise taşıdılar, suç duyurularında bulundular ama kimseye bir şey olmadı. Antalya, AK Parti'nin kayırmacı, rantçı, rüşvetçi belediyeciliğini de biliyor. Muhittin Böcek gibi Toroslar'ın evladının tertemiz hizmetlerini de biliyor.
"KENDİNE GÜVENİYORSAN ÇIK KARŞIMIZA"
- Ey Erdoğan savcına güveniyorsan, kendine güveniyorsan çık karşımıza. Artık bu işin lamı cimi kalmadı. İstanbul'da iftira, Adana'da iftira, Adıyaman'da iftira, Antalya'da iftira. Kaçma, çık karşımıza hodri meydan, koyalım sandığı kararı millet versin. Hizmetleri aksatanlar, otoyolları yapmayanlar, tünelleri yarım bırakanlar, çevre yolunu tamamlamayanlar şimdi çıkmışlar hizmet etmedikleri, hizmette yarışamadıkları, seçimde yenemedikleri, kazanamadıkları Antalya'ya başka başka oyunlar planlıyorlar.
- Don vurur, Antalyalı çiftçi zarar görür, yanında yoksunuz. Dolar yükselir, euro yükselir, yanında yoksunuz. Mazot olur 55 TL, yanında yoksunuz. Faiz olmuş yüzde 70, yanında yoksunuz. Belediyeye çökmeye gelince hep birlikte coştunuz. Antalya'yı size teslim etmedik, etmeyeceğiz. Muhittin Böcek, belediyeyi bütün borçlarından temizledi. Bir kuruş borç yok. Muhittin Böcek ile uğraşanlara hesabını sormaya hazır Antalya.
"BAKLAVA KUTUSUNU BİR AY PLANLAMIŞLAR"
- Manavgat'ta hepimizin yüzünü öne eğen, canını sıkan görüntüler ortaya çıktı. Yalan yok, gördüm, 'montaj değilse tamamını atacağız partiden' dedim.
- İki tane muhakkik görevlendirdim. Gönderdim, çalıştı. Raporları geldi. Önümüzdeki günlerde raporun gereğini yapacağız. Ama şimdi bütün Türkiye öyle bir şey öğrenecek, öyle bir şey duyacak ki bunların ne olduğuna bir kez daha hepimiz dudağımızı ısıracağız, 'bu kadar da olmaz' diyeceğiz.
- Bakın, baklavacı var ya baklavacı. Polis geliyor, 'aç kutuyu' diyor, açıyor. Açarken eli bile titremiyor. Gayet sakin, hazırlıklı, kimi öyle diyor, kimi böyle diyor. O baklavacı var ya, bir ay önce polis onu almış, onu bir ay önce çevirmede kaçak içkiden ve şüpheli bir paketle -yüzde 99.9 uyuşturucuyla- yakalamış.
- O baklavacıyı bir ay boyunca eğitmişler. O baklavacıyı oraya, peşinden de çantacıyı yollamışlar. Elimizde 32 saatlik görüntü var. Dakika dakika planlamışlar. Bize hesabı sorulan baklava kutusunu bir aydır planlamışlar.
"AYAKKABI KUTUSU DA SİZİN, BAKLAVA KUTUSU DA SİZİN"
- Ayakkabı kutularının da baklava kutularının da Allah belasını versin. Milletin malına el uzatanın eli kırılsın, kolu kırılsın. Baklava kutusunu CHP'ye mal edenlere, baklava kutusunun üstüne Atamızın emaneti altı oku utanmadan nakşedenlere, baklava üstüne altı ok koyup CHP'ye laf edenlere bu meydandan sözüm şudur: Foyanız ortaya çıktı, ayakkabı kutusu da sizin, baklava kutusu da sizin, yazıklar olsun.
- İletişim Başkanlığı, baklava kutusunun çıktığı gün bütün milletvekillerine, bütün bakanlara üzerinde CHP yazan baklava resimleri yolladı. Ama geldik, inceledik, gördük ki baklavacı sizin iş birlikçiymiş, kaçak içki, uyuşturucu işiyle almışlar, 1 ay salmışlar, kumpası kurmuşlar. Baklavanın üzerinde altı ok yokmuş, konu aydınlanmış, baklavanın üstünde bir ampul yanmış, bir ampul yanmış. Altı okla baklava yan yana gelmez ama baklavanın üzerine ampul koyanlar foyanız ortaya çıktı, millet o ampulü patlatacak.
"AK PARTİ, UTANMADAN CHP'YE KARA ÇALMAKTADIR"
- 19 Mart'ta bunlar yolsuzluk var diye yola çıktılar. İBB'nin şoförlerini tutuklamışlar. Sebebi şu; diyormuş ki onlara, 'Arabada dururken sizin yanınızda konuştu mu?' 560 milyarlık yolsuzluk dediler, bir kör kuruşluk ispat bulamadılar. Dönüp Manavgat'taki baklavaya sarıldılar, baklavacının da kendi adamları olduğunu gizleyemediler, suç üstü yakalandılar.
- İki muhakkikin raporu var, Manavgat'ta baklavacı olmuş devletin adamı. Ajanmış. Ama Cumhuriyet Halk Partililerden de yanlış yapan, milleti zarara uğratan kim varsa, Özgür Özel sözü, ilk günden beri söylüyorum gözünün yaşına bakmayacağım, söz veriyorum. AK Parti siyaseti, paçasından pislik akmaktadır, bir de utanmadan CHP'ye kara çalmaktadır.
"GİDECEĞİNİ SÖYLERSE HERKES RAHATLAR"
- Yarın kampa gidiyorlar. Üç gün kampta kalacaklar. Erdoğan, yarın bir konuşma yapacak. ‘Tarihi açıklama, büyük sürpriz, büyük açıklama’ diye iletişim yapıyorlar. Sürpriz hazırlıyorlar. Bu millet hakkını istiyor. Yarın çık, ‘Asgari ücreti 30 bin lira yaptım’ de. Yarın çık, ‘Emekli maaşını asgari ücrete çıkardım’ de. Yarın çık, atanmayan öğretmenlerden özür dile, atamalarını yapacağını söyle. Çiftçilere, köylülere destek açıkla. Don mağdurlarının mağduriyetini gidereceğini açıkla. Staj mağdurlarını, emeklilikte yaşa takılanları, kademe bekleyenleri rahatlat.
- Bunları yaparsan ‘Diplomasız Erdoğan demeyeceğim’ diyeceğim ama o kadar da değil. Yarın bir müjde verilecekse, verilse emekliye, asgari ücretliye, çiftçiye, gence işsize. Ben ona müjde derim. Ama yarın bir karar alırsa, o zaman emeklinin de yüzü güler, asgari ücretlinin de gençlerin de işsizlerin de. Yarın vereceği müjde, erken seçim müjdesidir. Gideceğini söylerse herkes rahatlar."
MUHİTTİN BÖCEK’TEN MİTİNGE MESAJ
Muhittin Böcek, mitingine katılanlara gönderdiği mesajla seslendi. Muhittin Böcek mesajında şu ifadelere yer verdi:
- "Sayın Genel Başkanım, Antalya’yı adalet çığlıklarıyla inleten, demokrasi için mücadele eden cesur hemşehrilerim hoş geldiniz. Sizlere 8 m2’lik hücremden sesleniyorum. Bu hücrenin bir duvarında sizlerin yüzlerini görüyor sizleri duyuyorum, bir duvarında bir Türk bayrağının kim ne yaparsa yapsın şanla şerefle dalgalandığını görüyorum, bir duvarında benimle birlikte yol yürüyen belediyedeki ekip arkadaşlarımı görüyorum, dört duvarın son duvarında ise hiçbir şartta vazgeçmemeyi, yılmamayı, yorulmamayı öğrendiğim ‘Mavi Gözlü Dev’in gözlerini görüyorum. Bu duvarlar bizleri tutsak etmiş gibi gözükse de meydanlarda yüz binler, milyonlar olmamızı sağladı bunu da biliyorum.
- Ben Torosların, şu dağların, hemen yanı başınızdaki köylerinde doğmuş büyümüş bir Yörük çocuğuyum. Vatan diye ektiğim toprakta, Cumhuriyet sayesinde, milletin oylarıyla uzun yıllardır Antalya’da Belediye Başkanlığı yapıyorum. Çok zorlu dönemler gördüm, acıları, sıkıntıları hatta sizlerin dualarıyla sağ çıktığım COVİD dönemini yaşadım. Ama ben bugüne kadar hukukun ve vicdanların bu derece keyfi hale geldiğini ilk kez görüyorum. Bizler Belediye Başkanlarıyız, hesap vermenin bir vazife bir sorumluluk olduğunu biliriz. Çok şükür ne Antalya’ma, ne de vatanıma veremeyeceğim hiçbir hesabım yok.
- Ben tüm partilerin oyuyla desteğiyle seçilmiş altı kez mazbata almış olduğum için buradayım biliyorum. Türkiye’nin en borçlu belediyesini alıp, hiç bir bahaneye sığınmadan, ne devlete ne kurumlara ne de çalışanına borcu olmayan bir belediyeye dönüştürdüğüm için buradayım. Kendi ata toprağımı devletime milletime, eğitim için bağışladığım için buradayım. Akdeniz’i daha ileriye götürmek için çalışıp Akdeniz Belediyeler Birliği Başkanı seçildiğim için buradayım.
"BİR HÜCREDE DE OLSAM TOROSLAR GİBİ DİMDİK DURUYORUM"
- Biz hesap veririz kimse merak etmesin! Ama hesap sorma biçimi, şekli aslında tüm vatandaşlarımız adına bir tehlikeyi açıkça gösteriyor. Sözde itirafçı, özde iftiracıların yorum ve söylemleriyle buradayım ancak hiç kimsenin şüphesi olmasın tüm bu iftiracılar hukuk önünde adil şekilde yargılansınlar diye hayatım boyunca mücadele edeceğim. Ve yapılanları, yapanların yanına asla bırakmayacağım.
- Bu meydanda Genel Başkanımızın yanında durup, sizlere bakamamak, sizlere seslenememek bizlere reva görüldü ama inanıyorum ki bu meydan biz olup, dolup taştıkça bu zulüm, bu yok etme mantığı bitecek. Antalya’yı sizlerin takdiriyle namus saydığım oylarınızla iki kez üst üste kazanmış başkanınız olarak, bir hücrede de olsam Toroslar gibi dimdik duruyorum, sizlerin kalpleriyle kalbimi iyileştiriyorum.
- Bugün suçlandığım şeyler olsa olsa hep birlikte gördüğümüz ve güzel yarınlara uyanacağımız bir kabustan ibarettir. Ve bu kötü rüya bitip uyandığımızda yeniden umuda, yeniden yarınlara, yeniden vatandaş için aralıksız çalışmaya döneceğiz hep birlikte.
- Buradan Antalyama, güzel şehrimizdeki her bir vatandaşımıza selamlarımı iletiyor, Genel Başkanımızı benim yokluğumda sizlere emanet ediyorum. Sevgiyle kalın, adaletle kalın, Cumhuriyet’le kalın, Atatürk’le kalın…”
"BİR DAHA ASLA SEÇİM KAZANAMAYACAK OLAN BİR AVUÇ İNSAN..."
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun yolladığı mektubu CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı okudu. İmamoğlu'nun mesajında şu ifadeler yer aldı:
- "Sevgili Antalyalılar, cesur kardeşlerim… Bir daha asla seçim kazanamayacak olan bir avuç insan, koltuklarını korumak için, yargı eliyle siyaseti şekillendirmeye, bu milleti dize getirmeye çalışıyor. Milletimiz, kendi iradesine yönelik bu darbe girişimine meydan meydan direndikçe, onlar da çaresizlik içinde, korku ve telaşla daha da saldırganlaşıyorlar.
- Değerli yol arkadaşım, sevgili dostum Muhittin Böcek Başkanımıza reva görülen bu haksız, hukuksuz muamele de çaresizliklerinin bir ifadesidir. Çeyrek asırdır bu şehirde belediye başkanlığı yapan, şehre nice değerler kazandıran Muhittin Başkan’ın bir kitabı var. Adı; ‘Ben bu şehre aşığım.’
- Antalyalı da bu sevgiyi karşılıksız bırakmamış, Muhittin Başkanımızı, Antalya tarihinde üst üste iki kez seçilen ilk belediye başkanı yapmış. İşte halkın bu sevgisine, bu takdirine katlanamıyorlar. Kendileri milletin gözünden düştü, düzmece davalarla bizleri de milletin gözünden düşürebileceklerini zannediyorlar.
"ELBET BU MİLLET, ADALETSİZLİKLERİN, HAKSIZLIKLARIN HESABINI KESECEK"
- Başaramayacaklar. Saraydaki hesap çarşıya uymayacak. Bizleri bu milletin gönlünden söküp alamayacaklar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Türkiye’yi birleştiren gücünü yok edemeyecekler. Bu ülkenin Atatürkçülerine, demokratlarına, cumhuriyetçilerine boyun eğdiremeyecekler. Elbet seçim sandığı milletin önüne gelecek. Elbet bu millet, adaletsizliklerin, haksızlıkların hesabını kesecek. Yoksulluğun, işsizliğin, çaresizliğin hesabını kesecek.
- Bir avuç insanın kirli, bozuk düzeni tarihe gömülecek. Adaletin ve hürriyetin devri başlayacak. Biz başarıya, onlar ise yenilmeye mahkum. Çünkü biz haklıyız, çünkü millet bizimle. Ne demişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk: ‘Milli egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taçlar, tahtlar yanar, yok olur.’ Yine öyle olacak. Milletimizin iradesi ülkemizi, geleceğimizi aydınlatacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu."
"BAŞKANIMIZ EN KISA SÜREDE GÖREVİNİN BAŞINA DÖNECEKTİR"
Miting öncesi konuşan Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili seçilen Özdemir, şunları söyledi:
- "Cumartesi gününden bu yana yaşadıklarımız ortada. Başkanımıza doğrudan yöneltilen bir suçlama dahi yok. Karanlık günlerden geçiyoruz. Siyasi günlerden geçiyoruz. Canımız acıyor ve bir süreç geçiriyoruz. Başkanımız başı dik, alnı açık bir şekilde demir parmaklıklar ardında tutsak. Biz de bugün onun iradesini temsil etmek üzere buradayız. Maalesef sürecin getirdiği üzere bugün bir başkan vekilliği seçimi yapmak zorundaydık.
- Diğer siyasi parti gruplarımızın da desteğiyle, ilk turda seçimi tamamladık. Bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’mıza, Antalya İl Başkanı’mız Sayın Nail Kamacı nezdince tüm il örgütümüze, makamın asıl sahibi Sayın Muhittin Böcek Başkan’ımıza ve meclis üyelerimize çok çok teşekkür ediyorum. Çok onurlu, çok gururlu ve çok buruk bir şekilde devraldığım bir görev olacak.
- Bu makamın asıl sahibi Muhittin Böcek’tir. Antalya halkının iradesi Muhittin Böcek’tir. Biz bu iradenin, bu emanetin geçici bir süre, çok kısa olmasını umut ettiğimiz bir süre emanetçisiyiz. Antalya halkı hiç merak etmesin, Başkan’ımız suçsuzdur. En kısa sürede görevinin başına dönecektir. Bugüne kadar Antalya’da, onun hayal ettiği, aşık olduğu kentte hiçbir hizmet aksamayacaktır. Onun iradesi benimle ve tüm meclis üyelerimizle birlikte burada hayata geçecektir.”
"2028’DE SEÇİLMEYİ DÜŞÜNÜYOR, O YÜZDEN DE BÜTÜN CHP’LİLERİ YOK ETMEK İSTİYOR AMA EDEMEYECEK"
Vatandaşlar, Muhittin Böcek’in tutuklanmasına, şu sözlerle tepki gösterdi:
- "Yanlış buluyorum, üzülüyorum. Demokratik bulmuyorum. Onu desteklemek için buradayım."
- "Haksızlık, yanlış buluyorum. Başkanımızın arkasındayız, her zaman."
- "Bence bu adaletsizlik çünkü sadece CHP’li belediyelerde mi yolsuzluk var, diğerlerinde yok mu? Ben buna inanmıyorum. Her şeyin adil olması gerek."
- "Ben bunların hukuki değil, siyasi olduğuna inanıyorum. Bugün burada Muhittin Başkanımız için ve haksızlığa ses çıkarmak için buradayız. Mücadelemizi sadece Muhittin Başkanımız için değil, haksızlığa uğrayan herkes için sürdüreceğiz."
- "Muhittin Başkanımız, Torosların evladıdır. Ona desteğimiz sonsuz. Onun suç işlediğine, böyle bir şey olduğuna inanmıyorum. Türk mahkemeleri, Anayasa’mızda da söylediği gibi Türk milleti adına karar verir. Ama şu andaki mahkemelerin Türk milleti adına karar verdiğini düşünmüyorum. Düşünmüyorum kısmının da altını çizmek istiyorum, başıma bir şey gelmesin diye. Bu durumdayım. O yüzden buradayım. Umarım kurtulacak, umarım tekrar Büyükşehir Belediyesi’nin başına gelecek. Sonuna kadar arkasındayız."
"SUÇSUZ YERE TUTUKLADILAR, GÜNAHI OLMAYAN İNSANLARI TOPLUYORLAR"
- "İyi yapmadılar aslında, kötü bir durum oldu. Bizim için de acı bir durum. İnşallah başaracağız. Bütün belediye başkanlarımız çıkacak."
- "Suçsuz yere tutukladılar, günahı olmayan insanları topluyorlar. Ne diyeceğimizi bilmiyoruz artık nasıl konuşacağımızı da bilmiyoruz. Düşünerek konuşmak gerekiyor herhalde ki artık nasıl olur bilmiyorum."
- "Adaletsizlik… Hukuk mu var adalet mi var? Bütün CHP’lileri topluyorlar. Neden acaba? Kendisini getirmek için başa… Çünkü 2028’de seçilmeyi düşünüyor, o yüzden de bütün CHP’lileri yok etmek istiyor ama edemeyecek. Bu sistem, bu düzen böyle gitmeyecek. Çünkü çocuklarımızın geleceklerini aldı, emeğini aldı. Üniversitede okuyorlar, mezun oluyorlar iş yok.
- Zamanında oğlum KPSS'den 98 alırken, Dışişleri Bakanlığı’nda 2011’de ‘Arada dayının dosyası yok mu’ dediler. Emeğini çaldılar. Ben kimin için savaşıyorum? Ülkemiz için… Ama nerede? Ben yaşımı almışım, çocuğumun geleceği, torunumun geleceği nerede? Ben bir emekçiyim, fındıkçıyım. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz.
- İşçinin parası dünya kadar olmuş, gübre dünya kadar olmuş, mazot dünya kadar olmuş. Nerede bunlar? Niye duymuyorlar? Çay kaşığı kadar verdiler, kazan kadar geri aldılar. Türkiye’de mazot 58 liraya çıkar mı, 1 dolar 40 liraya çıktı. Hangi ülkede yaşıyoruz biz? Hangi hükümette yaşatıyor bizi? Ben anlamıyorum… Hakkımı haram ediyorum. Ben 25 sene çalıştım emekli oldum ama hakkımı haram ediyorum. Bu dünyada değil, öteki dünyada da yatmasın yerinde."