Samet Aybaba'dan Hasan Arat'a komisyon suçlaması: "Hakkımı helal etmiyorum"
Beşiktaş'ta istifa dalgası camiayı sarsarken, Samet Aybaba'nın ayrılığı ciddi tartışmalara yol açmıştı. Bugün bir basın toplantısı düzenleyen Aybaba, kulüpte yaşanan sıkıntılara değindi. Oldukça sert açıklamalarda bulunan Aybaba, Hasan Arat'ın kendisine komisyon teklif ettiğini öne sürerek, "Hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum!" dedi.
Beşiktaş’ta ayrılık buhranı yaşanıyor. Kulüp, Beşiktaş JK Futbol Takımları Genel Koordinatörü Samet Aybaba, Yönetim Kurulu Danışmanı Brad Friedel ve Medya ve İletişim Grubu Koordinatörü Okay Karacan’ın istifaları ile sarsılmıştı.
Ardından başkan Hasan Arat, ilk başta Futbol A.Ş’deki yönetim kurulu başkanlığını Hüseyin Yücel’e devretmiş, 3-1’lik Maccabi Tel Aviv yenilgisi sonrasında ise kulüp başkanlığından da istifa etmişti.
Siyah beyazlı kulüpte bir sonraki ‘Seçimli Olağan Genel Kurul’a kadar Hüseyin Yücel’in kulübe başkanlık edeceği açıklanmıştı.
Beşiktaş’ta çalkantılı süreç devam ederken, ayrılığı camia içinde tartışma yaratan Samet Aybaba, açıkladığı üzere bugün bir basın toplantısı düzenledi.
Aybaba, yaptığı açıklamalarında Hasan Arat’ı eleştirirken, kadrodaki birçok oyuncunun transfer edilmemesini istediği halde transferlerin gerçekleştirildiğini söyledi. Aybaba, Arat'ın kendisine komisyon teklif ettiğini iddia etti.
Aybaba, kendisinden habersiz transfer yapıldığını da belirti. Aybaba ayrıca, Kaan Şakul’u istifaya davet etti. Samet Aybaba’nın açıklamalarından satır başları şöyle:
"İnanılmaz dağılmış bir takım vardı. Hemen toparlamak için raporlar hazırladım. Görüşmeler yaptım. Bir hedefimiz kalmıştı, kupaydı. Kupayı almamız gerektiğini söyledim. Bir sürü şey yaptık. Verilen sözler vardı başkanımızın. Dünya kulüpleri, yıldızlar gibi. Burada sorunlar çıkmaya başlayınca çıkıp konuştum Beşiktaş lehine. Birkaç tane transfer olayı başladı devre arası. Sağ bekte çok büyük bir sorunumuz vardı. Tayfur ve Onur'la ilgili sorunlar vardı. Mutsuzlardı. İlk olarak sağ bek transferi yapalım dedim. Atal'a gittik ilk. 1 milyonun üzerinde konuşulurken menajeri 2.5 milyon Euro'lardan bahsedince vazgeçtik.
"BENİM HABERİM YOK NASIL TRANSFER YAPILIYOR DEDİM"
Adana Demirspor'dan ayrılan Svensson'la ilgilendik ve aldık. Svensson'u alırken finansal fairplay diye bir şey de vardı. Musrati, Renato Sanches ve William Carvalho gibi isimler geldi. Musrati'de karar aldık. Muçi'yle ilgili de rapor yazdık. Büyük maliyetlerle alınması uygun değildir diye raporumuz var. Aynı şekilde Musrati'yle ilgili de raporumuz var. Toplamda 24 milyon euro ödenmiş ve biz şok olduk. Birden böyle bir paranın çıkması bizleri şoke etti. Bir görüşmemizde Santos hoca Musrati iyi oyuncu, ben istedim ama nasıl bu kadar parayı verdiniz dedi. Joe Worrall'la ilgili olumsuz rapor verdik. Oyuncuyla ilgili yönetim ve hocadan baskı gelince bir daha izleyelim dedim. Rapor verdik. Benim haberim yok nasıl transfer yapılıyor dedim. Ben bu transferde yokum dedim. Sonrasında kiralık olarak almak istenildi. Biz de tamam dedik ve transferi kiralık olarak gerçekleştirdik. Sonradan öğreniyorum ki oyuncuyu ben onaylamışım gibi elektronik yolla imzamı kullanmışlar. Bunların hepsinin belgeleri var. 500 bin euro ve maaşını ödeyerek transfer ettik.
“FUTBOLU BİLMEDİĞİNİZ İÇİN…”
Yeni sezona girerken listelerimizi hazırladık ve yönetimin önüne koyduk. Transfer komitesi gibi bir şey oluşturulmaya çalışıldı. Strateji belirleyeceğiz, orada Kaan Şakul çalışma yapmış ve 37 milyon Euro'luk satış bekliyorum dedi. Yoksa oyuncu alamayız dedi. Futbolda böyle olmaz dedim. Sizin verdiğiniz listede Rafa Silva var dediler. 'Futbolu bilmediğiniz için konunun nereye gideceğini bilmiyorsunuz' dedim ve en ufak bir faktörde bu şansın bize doğabileceğini anlattım. Paulista'yı daha önce almaya çalıştık, Atletico Madrid'e gitti. Sonra bize geldi. Immobile'yle ilgili sordular, olumlu rapor verdik.
“SONRASINDA YAŞANANLAR TAM BİR KAOS”
Friedel göreve başladı. Yönetim kurulu danışmanı. Kulübe gelmeyecek, sadece satış yapacak şeklinde başladı. Sonrasında yaşananları biliyorsunuz. Kaan Şakul ve başkandan aldığı güçle oranın imparatoru gibi davranmaya başladı. Başkanla bu konuyu görüşmeye gittim ve sonunda bir mektup yazdım. Kulüpte çalışan personele komisyon mu veriyorsunuz dedim. 'Mustafa ve Semih'in satışından sana da verelim' dedi. Sonrasında yaşananlar tam bir kaos.
“FRIEDEL’İN BİZLERİN ÖNÜNE GEÇECEK NE ÖZELLİĞİ VARDI?”
Uçağa bindik Antep'ten dönüyoruz. Bizim çocuklar Semih, Salih, Mert orada oturuyorlar. Talihsiz bir gol yedik olur böyle dedim. Feyyaz hoca da gelsin dediler. O da konuştu. Aşağıya indim ortalık birbirine girdi. Biz toplantı yapmışız. Oyunculardan böyle bir şey isteme hakkımız yok mu? İçerideki Göztepe maçından sonra Feyyaz hocaya gidecekti. Ben de gelirim dedim. Kurgunun tamamını Brad Friedel yönetti. Hocayla taktik tahtasında çalışmalar yapıyorlardı. Biz bu konularda hiç müdahil olmadık. Feyyaz içeriye girince Friedel, Kaan Şakul ve hoca oturuyorlar. Kaan Şakul, Feyyaz'a 'Özel bir şey görüşüyoruz, 5 dakika sonra abi' diyor. Bütün bunları yaşadık. Hiçbir deneyimi olmayan bir arkadaşın (Friedel) bizlerin önüne geçecek ne özelliği vardı?
‘BAŞKANIN TEKLİFİNİN CİDDİ OLMADI’
Ben Gio hocanın yardımcılarının aldığı maaşının altında bir maaş alıyordum. Başkan, 'Üzülüyorum, Hüseyin beyle görüş.' dedi. Ben de bir sözleşme hazırladım, aradan 3.5 ay geçti. Beni ne aradı ne de konuştu. Başkanın teklifinin ciddi olmadığını anladım.
‘BİZ TAMAMEN KOPTUK’
Joao Mario, Ndour, Emirhan Topçu, Can Keleş ve Uduokakhi. Hepsine karşı çıktık. Beşiktaş genç oyuncu almaz dedik. Alırsa satın alma opsiyonuyla alır. Joao Mario'yla ilgili, kenar oyuncusu değil. Ağır, merkez orta saha oyuncusu gibi. Bizim takımımızın ihtiyacı yok diye rapor yazdık. Bir menajer arkadaş Felix'i teklif etti. Biz de izledik, baktık. Listemize yazmadık. 3 milyona alabiliriz dediler. Sonrasında daha büyük maliyetlere alındı. Colley vardı, en ucuz oyuncumuzdu. Onun yerine böyle büyük maliyetlere bir oyuncu alırsanız daha iyi olması lazım. Bu oyuncuları gönderirken üstüne para verdik. Can Keleş'le ilgili de raporumuzu verdik. Daha net bir oyuncuya ihtiyacımız var dedik. Maalesef o da alındı. Emirhan'la ilgili de fikirlerimizi söyledik. Başka oyuncularla ilgili de fikirler geldi. Tamamına olumsuz rapor verdik. Sonrasında biz tamamen koptuk, iletişimi kestiler. Sonraki süreci Briedel, Kaan Şakul, başkan ve Gio hocayla birlikte yönettiler. Bu konuda uyardım, söyledim. Başkan, 'Biz böyle devam edeceğiz’ dedi. Bana Samet Hoca her yerde konuştu diyorlar. Ben Beşiktaş’ın iyiliği için konuştum, uyardım. Ben, 4-6 tane iyi transfer yapalım. Büyük paralar harcamayalım, gerekirse tekrar feda dönemi gerçekleştirelim diye söyledim. Beşiktaş’ı Beşiktaşlılar yönetsin diye camiayı iyi tanıyan insanları altyapı takımlarının başına getirdim. Veli Kavlak’ı takımın başına getirdim, orada da bizi eleştirdiler. Şimdi kendisi çok heyecanlı ve başarılı. İnşallah A takıma yükselecek.
‘OYUNCULARA İYİ YAKLAŞILMADI’
Niye istifa etmedim. Beşiktaş'ın içine girmiş birisi, bir şeylerin kötü gittiğini görünce istifa eder mi? Durur, mücadele eder, savaşır, karşı çıkar. Her yerde konuştum. Teknik anlamda konuştum. Her yerde Samet hoca konuştu diyorlar. Aynı şeyleri hocaya kamp süreci bittiğinde anlattım. İki 6'yla ve Rafa Silva kenarda oynayamaz dedim. Kamp süreci çok hafif geçti diye birçok teknik konuları konuştuk. İzinlerle ilgili oyuncularının rahatsız olduğunu duyduk. Oyunculara iyi yaklaşılmadığıyla ilgili konuştuk.
"BEŞİKTAŞ'IN MENFAATLERİ İÇİN İSTİFA ETMELİ"
Başkan bana son olarak içinde bulunduğumuz durumla ilgili bir rapor istedi. Feyyaz ve Veli de rapor versin dedi. Bu süreci yöneten biz olmadığımız için raporu Brad Friedel, hoca ve Kaan Şakul'un vermesini istedim. Başkanım ben kimseyi yarı yolda bırakmam ama sizin bir tasaraffunuz varsa gereğini yapın dedim. Bir gün sonra da Beşiktaş'ın CEO'su beni aradı ve hocam ekonomik olarak isteğiniz var mı diye? Ben hiçbir zaman para konuşmadım. Kaan Şakul'u derhal istifaya davet ediyorum. Hiçbir konuda ben bu işleri yapmadım diyor, her şeyi biliyoruz. Beşiktaş'ın menfaatleri için istifa etmeli.
“DUYGULARIMIZIN FARKINDA DEĞİLLER”
“Hayatımız boyunca doğru olanın yanında durduk olmayanın karşısında durduk. Hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum. Yarın bana Ümraniye de tesislerinin kapısında nöbet tut deseler, Ben gider 10 gün nöbet tutarım. Bunlar kiminle karşı karşıya olduklarının farkında değiller. Süleyman Seba ile hayatımız birlikte geçti bir kere ismini kullanmadık. Şimdi herkes ağzından düşürmüyor. Bu gün milat olsun. Bunu artık malzeme olarak kullandırtmayın. Seçim malzemesi veya ön plana çıkmaya çalışan insanlara Süleyman Ağabey'in ismini kullandırtmayın.
"SEÇİM ÖNCESİNDE SERDAL ADALI’YI DA ARADIM"
Ben seçim öncesinde Serdal Adalı’yı da aradım. Gel, camia zor durumda dedim. Beşiktaş için bir şeyler yap dedim. Öncesinde düşünmediğini, Amerika’ya gideceğini söyledi. Sonrasında aday oldu ve bu süreçte rakip olduk. Kendisiyle muhabbetim daha farklı ve güçlüdür. Önemli olan Beşiktaş için birlikte beraberlik içinde bir şeyler yapmak. Süreç bu şekilde ilerledi.
“BAŞKAN, ‘BU RIZA’YI NE YAPACAĞIZ?’ DİYE SORDU”
Rıza Çalımbay benim kardeşim. Birlikte 10 sene oynadık. Seçim sonrası göreve geldiğimizde kulüpteydi. Başkan defalarca bu Rıza’yı ne yapacağız? Diye sordu. Bekleyelim, devre arasını bekleyelim dedim. Rıza Hoca’nın birkaç televizyon programında yaptığı açıklamalar sonrası Başkan beni çağırarak ‘Tamam artık ilişkimizi keselim’ dedi. Ben bunu yapamayacağımı, Feyyaz Uçar’ın da yapamayacağını söyledim. Sonradan gelişen olayları hepiniz biliyorsunuz zaten.
‘SERGEN’İ BEN İSTEDİM’
Sergen Yalçın'ı ben istedim. Tamam abi dedi. Başkan beni aradı, gittiğinde bir şey konuşma dedi. Sergen Yalçın'la konuşacaksam kulübümüzü sana teslim ediyoruz, nedir şartların diyecektik, takımdan bahsedecektim, biraz da ağlayacaktım kulüp tarafında olduğum için ekonomiden yakınarak. Sonra o da koşarak gelecekti.
"BU BÜYÜK BİR SAYGISIZLIK"
Feyyaz'la kulüpteyiz o gecenin (ayrılık açıklamasının yapıldığı gün) sabahı. Hüseyin başkan kulübü aramış, Brad Friedel Macaristan'a gelmeyecek demiş. Sonrasında bir gelişme olmuş, Samet de gelmeyecek demiş. 'Gerçekten mi?' dedim. Söyle ona basın toplantısı yapıp istifa ediyorum dedim. Feyyaz konuştu geldi, başkan 'ikisi de gidecek' dedi. Samet Aybaba artık gitmeyecek dedim. Bu büyük bir saygısızlık. Bu nasıl bir şeydir? Böyle şerefsizlik olur mu?”
BAŞKANDAN TEKLİF GELSE KABUL EDER Mİ?
Aybaba, “Hüseyin Yücel teknik direktörlük teklif etse kabul eder misiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Bu camianın içindeki insanları bir şeylere itmek için çok mücadele ettim. Artık tahammül kalmadı. Beşiktaş’ta her zaman görev kabul ederim ama şu an olmaz. Teknik direktörlük teklifi gelirse de konuşuruz. Ama sezon sonuna kadar bir kuruş para almam. Sözleşme de yapmam. İstifaya davet ettiğimiz bir arkadaş var. Onun yönetimde olduğu hiçbir yerde iş yapmam.”