Sinan Ateş davasından ayrılan dosya Ülkü Ocakları davasıyla birleştirildi
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi, Sinan Ateş'in öldürülmeden önce hakkındaki bazı bilgileri temin etmek suçlamasıyla yargılanan, aralarında eski Ülkü Ocakları yöneticilerinin de olduğu dava ile Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ateş'in öldürülmesine ilişkin MHP’li avukat Serdar Öktem ile eski Cinayet Büro Amiri’nin yargılandığı davanın birleştirilmesine karar verdi.
Suikaste kurban giden Eski Ülkü Ocakları Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş'e ilişkin bazı bilgileri öldürülmeden önce temin ettikleri, cinayetin ardından da olaya karışanların gizlenmesine yardımcı oldukları gerekçesiyle yargılanan eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Ankara İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu, eski Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat ve bir polisin de arasında bulunduğu 8 kişi hakkında açılan davada yeni bir gelişme yaşandı.
Ankara 34. Asliye Ceza Mahkemesi, davanın Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ana dosyadan ayrılan MHP’li avukat Serdar Öktem ile eski Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal hakkında devam eden dava ile birleştirilmesine karar vermişti.
Ancak daha önce Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirme talebini “arada fiili bir bağlantının olmadığı” gerekçesiyle reddettiği için dosya uyuşmazlığın çözümü için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi’ne gönderildi.
"DAVA DOSYALARI ARASINDA ŞAHSİ, HUKUKİ VE FİİLİ İRTİBAT BULUNUYOR"
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi ise dosyaları inceleyerek karar verdi.
Daire, “incelenen dosyaların içeriklerine, sanıkların üzerlerine atılı suçun niteliğine, iddianamelerde olayların anlatış biçimine ve suç tarihlerine göre, her iki mahkemenin dava dosyaları arasında şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunması” gerekçeleriyle iki dosyanın birleştirilmesine karar verdi.
Daire, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nin davaların birleştirilmemesine yönelik ara kararın kaldırılmasına ve sanıkların bu mahkemede yargılanmasına hükmetti.
SİNAN ATEŞ'İN KİŞİSEL BİLGİLERİNİN TEMİNİ DAVASINDA İSTENEN CEZALAR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Yardımcısı Suat Yılmazzobu ve eski Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat'ın “kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” suçundan 2'şer yıldan 4'er yıla kadar hapsi istendi.
Trafik Şube’de görevli komiser Talha Atalay hakkında ise aynı suçu “kamu görevlisi" olarak işlediği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla; cinayetin ardından "suçluyu kayırma" suçunu işledikleri ifade edilen sanıklar Fatih Küçükertutan, Gökhan Türkmen, Recep Küçükerturan ve Yunus Hasar'ın ise 6'şar aydan 5'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
ANKARA 32. AĞIR CEZA MAHKEMESI'NDEKİ DAVA
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in, Ankara Çukurambar'da 30 Aralık 2022'de öldürülmesine ilişkin aralarında tetikçi ve azmettiricilerin de bulunduğu 20 sanık hakkında çeşitli hapis cezaları vermiş, sanıklar Serdar Öktem ve Mustafa Ensar Aykal hakkında, "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım", Aykal hakkında ayrıca "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak" suçundan açılan dava dosyasının ise ayrılmasına karar verilmişti.
Buna gerekçe olarak, sanıkların cep telefonlarının incelenebilmesi için ABD'ye yazı yazılarak telefon şifrelerinin istenmesi gösterilmişti.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, 2 Ekim 2024'te Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan 20 sanıklı dosyaya ilişkin istinaf incelemesini tamamlayarak, kararı hukuka uygun bulmuştu.
AYŞE ATEŞ: KAMUOYU VİCDANINDA KABUL GÖRMEDİ
Karara ilişkin X hesabından yazılı açıklama yapan öldürülen Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, şunları kaydetti:
"Sinan’ı katletmek için aylar süren kapsamlı bir çalışma yürüttükleri apaçık ortadayken yalnızca suikastin olduğu an itibarıyla şüpheli arayışına girişilip adaletin kılıcı bir tek o yöne sallanarak 'arada fiilî bir bağlantı yok' denilmesi kamuoyu vicdanında kabul görmedi. Bundan sonra da görmeyecektir.
Tetiği çekenler biliniyor. Çektirenler dışarıda geziyor. Çakal çukal ayakçı takımı da en hafif ceza ile kurtulmaya çalışıyor. Sinan’ın Ankara’nın göbeğinde katledilmesi bir dönüm noktasıydı. Ne yazık ki alçakça bir yöntemle işlenen bu cinayet henüz aydınlatılamadı. Şüphesiz ki Sinan’ı katlettirenler eksiksiz bir şekilde adalet önüne çıkarılıp hak ettikleri cezayı aldıkları gün de adalet sistemimiz için bir başka dönüm noktası olacaktır."