Son karara tepki büyük: Kapı kapı dolaşıp arıyoruz iyi mi
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, yeşil mercimekte gümrük vergisinin yüzde 19.3'ten 10'a çekilmesine tepki gösterdi. Çömez "Mercimek çorbasında bile dışarıya bağımlı hale geldik. Kapı kapı dolaşıp yeşil mercimek arıyoruz iyi mi?" ifadesini kullandı.
Üretimindeki düşüş nedeniyle 'dışa bağımlılık' endişesine yol açan ve özellikle son dönemde siyasetçilerin zam beklentisiyle gündeme gelen mercimekle dikkati çeken bir gelişme yaşandı.
Resmi Gazete’de yayımlanan kararla yeşil mercimekte gümrük vergisi oranı yüzde 19.3'ten 10'a, yulafta ise yüzde 130'dan 30'a indirildi.
Gelişmeye tepki gösteren İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan
Çömez, sosyal medya hesabında mesajı yayınladı:
"Mercimek çorbasında bile dışarıya bağımlı hale geldik. Kapı kapı
dolaşıp yeşil mercimek arıyoruz iyi mi? Venezuela’da tarım yapıp
milletimizin karnını doyuracaktık sözde. Şimdi sıfır gümrükle ta
Venezuela’dan, Güney Amerika’dan mercimek getireceğiz. Dünya
lideriyiz ya belki de ondandır."
'DÜNYAYA TOHUMUNU BİZ VERDİK'
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de geçtiğimiz günlerde üretim ve ithalata ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş, "Dünyaya tohumunu biz verdik, şimdi dünyadan mercimek almaya muhtaç hale düştük" gibi ifadeler kullanmıştı:
"Kırmızı mercimek 2002 yılında Türkiye’de üretimi 500 bin tondu. 2023 yılında üretim 424 bin tona düştü. Bu dönemde kırmızı mercimekte yeterliliğimiz yüzde 91 olarak açıklanmıştı. 2024 yılında üretim 405 bin ton olarak kaydedildi.
2025 yılının ilk yarı tahmini mayıs ayında TÜİK tarafından açıklandığında 340 bin tondu. Geldiğimiz noktada ekimde TÜİK yaptığı açıklamada bitkisel üretimde mercimek rekoltesinin 230 bin tona gerileyeceğini öngördü.
2025 yılının ilk 9 ayında 343 bin 988 ton kırmızı mercimek ithalatı yapıldı. Bu ithalat karşılığında 205 milyon 509 bin 298 dolar yurt dışına ödeme gerçekleşti. Mercimek üretimimiz de 2002 yılının altında gerçekleşti.
'MERCİMEĞE DE ZAM GELECEK'
Mercimek, özellikle fakirin fukaranın kahvaltısında ya da lokantada ilk tercih ettiği ürün. Bu yıl mercimek üretimindeki düşme dışa bağımlılığımızı artıracak ve doğal olarak bunun bir tas çorbaya yansıması da gerçekleşecek.
Bir tas çorbada yağ, salça, işçilik, elektrik, kira derken mercimek fiyatlarında da ürünün azlığından dolayı doğal bir artış gerçekleşecek.
Ülkemizin mercimekte dışa bağımlılığının giderek artmasının birden çok nedeni de var. Bunun öncelikli sorunu planlama eksikliği, öngörü yetersizliği. TMO, mercimekte bir alıma giriyor, bir alımdan çıkıyor. 2022 yılında 14 liradan yaptığı alım var.
Geçen yıl alıma girmemiş, bu yılda girmemiş. Böyle olunca piyasa da tüccara kalmış. Belirlenen düşük alım fiyatı da üreticiyi üretimden uzaklaştırmış. Kuraklık ve don varsa mercimek üreticisine verdiğiniz destek var mı? Yok.
Eğer bunlardan etkileniyor olsaydı Bakanlık olarak ‘destek verdik’ diyebilirdiniz ama öyle bir durum da yok. Piyasayı tüccara bırakıp düşük alım fiyatıyla oluşan fiyatlardan dolayı çiftçi mercimek üretiminden uzaklaşıyor.
Kanada, Rusya, Moldova, Ukrayna ve Suriye’den bin 700 ton mercimek ithal etmişiz. Suriye’den mercimek ithal eder hale geldik. Ülkede tarımda uygulanan yanlış politikaların farklı ürünlere yansıması devam ediyor. 2025 yılının ilk 9 ayında 21 bin 11 ton yeşil mercimek ithalatı gerçekleşti ve yurt dışına 19 milyon 222 bin 285 dolar da ödeme yapıldı.
Raf fiyatları da örneğin kırmızı mercimekte Kanada 40 lirayken, farklı bir markette Kanada 52 liradan satılıyor. Türkiye’nin önemli sorunlarından biri de şu: İthal getirilenlerde geliş fiyatları birbiriyle aynı ürünler rafa girdiğinde önemli ölçüde fiyat farkları oluşuyor ve yerli ürünlerden daha pahalıya satılıyor.
İthal ürünün yerli üründen daha fazla fiyatla satılması alım gücü düşük olan vatandaşın daha da mağduriyetine yol açıyor. İthal ürünün yurt dışındaki fiyatına ve Türkiye’deki raf fiyatına bakıyoruz, yerli ürünün üretim maliyetine ve raf fiyatına bakıyoruz; yerli ürün üreticisi kazanmazken ithal ürünlerin fiyat artışıyla büyük bir vurgun vuruluyor.
Ticaret Bakanlığı, bu konuda Rekabet Kurulu’nu devreye sokup fiyat kontrolü yaptığını söylüyor ama fahiş fiyatın serbest piyasa ekonomisinde denetlenmesi, belirlenmesi olası olmadığından herkes kafasına göre fiyat uyduruyor ve bu fiyatla da birileri büyük ölçüde para kazanıyor. Yerli üreticinin üretimden uzaklaşmasına, onların çekilmesiyle ithale pazarın kalmasına yol açıyor."