Sürücüsüz araçlar milyonlarca kişiyi işsiz bırakacak
Hızla gelişen otonom sürüş teknolojisi, milyonlarca şoför ve kuryenin işini tehdit ediyor. Çin'de hızlanan gelişmeler, daha geniş bir dönüşümün habercisi.
Çin’in birçok kentinde hızla yaygınlaşan otonom taksiler, ulaşımda devrim niteliğinde bir gelişme olarak sunulsa da milyonlarca sürücünün geleceğine dair ciddi kaygıları da beraberinde getiriyor. Beş dakika önce bir uygulama üzerinden çağrılan taksi, Şanghay’daki küçük bir McDonald’s’ın önüne geliyor. Ancak kapıyı açan bir sürücü yok. Aracın arka kapısındaki panele şifre giriliyor, koltuğa oturuluyor ve araçtaki yapay ses emniyet kemerinin takılması gerektiğini hatırlatıyor. Ardından taksi kendi kendine trafikte akıyor.
İngiliz Financial Times gazetesinde yer alan habere göre, bir bilim kurgu sahnesini andıran bu deneyim artık Çin’in 20 şehrinde gerçek. Shenzhen, Guangzhou ve Pekin gibi büyük merkezlerde sınırlı bölgelerde robotaksi denemeleri yürütülüyor. Bu ölçekte teknolojiye sahip olan tek diğer ülke ABD.
ÇALIŞMA HAYATINDA ZORLU DÖNÜŞÜM
HSBC’nin eylül ayında yayımladığı rapora göre robotaksiler, Çin’de birçok şehirde sorunsuz şekilde çalışıyor. Daha ucuz sensörler, gelişmiş işlem gücü ve geniş veri setleri algoritmaları iyileştirirken, düzenleyici desteğin sürmesi sektörün ölçeğini büyütüyor.
Çin’in sürücüsüz araç teknolojisindeki hızlı ilerleyişi, ülkenin ABD ile rekabet ettiği stratejik teknoloji alanlarında önemli bir avantaj yaratıyor. Ancak bu büyüme, robotların insan işgücünü kalıcı olarak ikame etme ihtimalini gündeme getirerek çalışma hayatında zorlu bir dönüşümün sinyalini veriyor.
HIZLI VE GERİ DÖNÜLMEZ YÜKSELİŞ
HSBC ve Goldman Sachs, sürücüsüz araçların hızla ve geri dönülmez biçimde yükseleceğini öngörüyor. Bu senaryo, başta DiDi’nin (Çin’in Uber’i) istihdam ettiği yaklaşık 7,5 milyon yolculuk hizmeti sürücüsü olmak üzere, ülkenin dev e-ticaret ve lojistik sektöründe motosikletli, kamyonet ve kamyon sürücüsü olarak çalışan milyonlarca kişiyi tehdit ediyor.
Caixin’in aktardığına göre yalnızca Meituan ve Ele.me bünyesindeki teslimat sürücülerinin toplamı 11 milyonu aşıyor. Bu çalışanların çoğu, beyaz yakalılar ya da kamu çalışanlarıyla aynı sosyal güvenceye sahip olmayan göçmen işçiler.
2035'TE SÜRÜCÜSÜZ TAKSİ PAYI YÜZDE 25'E ULAŞACAK
Goldman Sachs’a göre henüz emekleme döneminde olan Çin robotaksi pazarının, bu yılki 54 milyon dolardan 2035’te 47 milyar dolara çıkması bekleniyor. Sürücüsüz taksi filosu, 2035’e kadar 1,9 milyona ulaşarak taksi pazarının yüzde 25’ini oluşturacak. Bu oran, mevcut 4 bin araçlık ve yüzde 0,1’lik payın çok üzerinde.
Sektörün erken döneminde kullanıcıları çekmek için yoğun indirimler uygulanıyor. Örneğin Şanghay’daki yolculuk ücretsizdi. HSBC, robotaksi filosunun iki yıl içinde on kat büyüyebileceğini ve zamanla robotaksilerin geleneksel taksilere göre yüzde 20’ye varan indirim sunacağını öngörüyor.
Ekonomist Pan Helin, Caixin’deki köşe yazısında robotların insan emeğinin yerini alma sürecini hem “acı verici” hem de “kaçınılmaz” olarak nitelendiriyor. Düşük nitelik gerektiren ve tekrara dayalı işlerde çalışanların daha önce etkileneceğini belirten Pan, “Eğer otonom sürüş gerçekten daha verimli ve güvenliyse, insanların yerini alması sadece zaman meselesi. Bu fabrika işçileri, yemek kuryeleri ve teslimatçılar için de geçerli” diyor.
"İNSANLAR HÂLÂ MAKİNELERDEN UCUZ"
Ancak Pan, bu dönüşümde “acımasız ama basit” bir yavaşlatıcı etken olduğunu da belirtiyor: İnsanların hâlâ makinelerden daha ucuz olması.
Pekin yönetimi, 1,4 milyarlık nüfusu için sosyal refahı artırma sözü verirken, gelecek yıl açıklanacak beş yıllık ekonomik planda bu dönüşümün nasıl yönetileceğine ilişkin ayrıntılar hâlâ belirsiz.
Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi’nden Shen Xinyi, hükümetin bu uzun sürece yayılacak dönüşümde haneleri desteklemek için temel sosyal yardımları artıracağını öngörüyor. Ancak farklı sektörlerdeki çalışanların beceri ve deneyim çeşitliliği nedeniyle sorunsuz bir geçişin zor olacağını vurguluyor.
TAŞIMACILIK VE LOJİSTİK SEKTÖRÜ OTOMASYONA YÖNELİYOR
Eurasia Group’tan Dan Wang da Çinli yetkililerle görüşmelerine dayanarak, yeni teknolojilerin genellikle işgücünü tamamlamaktan ziyade ikame ettiğini söylüyor. Çin’deki yüksek konut sahipliği ve hane halkı tasarruf oranlarının hükümetin bu süreci yönetirken en büyük tamponu olacağını belirtiyor.
Kısa vadede ise taşımacılık ve lojistik sektörleri otomasyona hızla yöneliyor. Alibaba’nın lojistik birimi Cainiao, on yıl bitmeden 200 binden fazla insansız aracın sahaya çıkacağını öngörüyor. Şirket, geçen yılın sonunda sürücüsüz araçlarla 40 milyon teslimat yaptığını açıkladı.
Baidu’nun robotaksi birimi Apollo Go ise 14 milyon yolculuğu aştığını ve yalnızca ikinci çeyrekte 2,2 milyon tamamen sürücüsüz seyahat gerçekleştirdiğini belirtiyor. Şirket, otonom araç ekosisteminin izleme, test, bakım ve veri etiketleme gibi alanlarda yeni iş fırsatları yaratacağını savunuyor.
"DEVLET BANA BAKAR"
Şanghay sokaklarında çalışan 44 yaşındaki taksi şoförü Qin ise uzmanların karamsar öngörülerini pek umursamıyor. Qin, halkın hâlâ sürücüsüz araçlara temkinli yaklaştığını ve olası kazaların büyük tepki doğurabileceğini söylüyor. Bu yılın başlarında yarı otonom bir Xiaomi aracının karıştığı ve üç kişinin öldüğü kazaya yönelik öfkeyi örnek gösteriyor. Kazanın ardından Pekin, yüksek otonomi seviyesine sahip araçlara yönelik denetimleri sıkılaştırma sürecine girmişti.
Teknolojinin bir gün kendisini işsiz bırakacağı ihtimali sorulduğunda ise Qin kaygılanmadığını söylüyor: “Bu çok uzun yıllar alır. Devlet bana bakar.”
Çin’in bu büyük işgücü dönüşümünü nasıl yöneteceği küresel ölçekte izlenecek. Zira Apollo Go ve diğer Çinli ya da yabancı rakipler, Asya’dan Avrupa’ya, ABD’den Orta Doğu’ya robotaksi hizmetlerini hızla genişletmeye hazırlanıyor. Bu da yalnızca Çin’de değil, dünya genelinde milyonlarca sürücü için benzer riskler anlamına geliyor.