Sürüş alışkanlıkları beyin sağlığını ele veriyor

Yeni bir araştırma, yaşlı yetişkinlerin GPS verileriyle takip edilen sürüş alışkanlıklarının, demans öncesi dönemdeki bilişsel bozulmaları yaklaşık %87 doğrulukla tespit edebildiğini ortaya koydu. Sürüş davranışlarındaki değişimler, hafif bilişsel bozukluk (MCI) evresinde bile yıllar öncesinden belirti verebiliyor.

Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Ganesh M. Babulal liderliğinde yürütülen çalışma, günlük yaşam davranışlarının – özellikle araç kullanmanın – yaşlı yetişkinlerde beyin sağlığındaki erken değişimleri ortaya çıkarabileceğini gösteriyor.

Karar verme, dikkat, hafıza, görsel algı ve motor yetenekleri aynı anda kullanan sürüşün, bilişsel sorunların ilk sinyallerini taşıdığı belirtiliyor. 2022’de ABD’de trafik kazalarında hayatını kaybeden sürücülerin yaklaşık beşte birini yaşlı sürücüler oluşturdu; bu da sorunun halk sağlığı açısından önemini artırıyor.

YAŞLI SÜRÜCÜLER 40 AYA KADAR İZLENDİ

Araştırmanın ana bölümünde 70’li yaşlarında, haftada en az bir kez araç kullanan 298 yaşlı yetişkinin araçlarına GPS cihazları yerleştirildi.

Bu sensörler 40 aya kadar yapılan tüm yolculukları takip etti; sürüş sıklığı, gidilen mesafeler ve yolculuk saatleri kaydedildi. Katılımcıların bilişsel yetenekleri, Klinik Demans Derecelendirme (CDR) ölçeği ve tekrar edilen dikkat, işlem hızı ve planlama becerisi testleriyle değerlendirildi.

Takip süresi boyunca bazı katılımcılar hafif bilişsel bozukluk (MCI) tanısı alırken, diğerleri bilişsel olarak normal kaldı. Araştırmacılar ayrıca Alzheimer riskini artıran APOE4 gen varyantının bulunup bulunmadığını da kaydetti.

DEĞİŞEN SÜRÜŞ DAVRANIŞLARI BİLİŞSEL RİSKİ ELE VERİYOR

Başlangıçta MCI grubundaki ve sağlıklı sürücülerdeki sürüş alışkanlıkları benzerdi. Ancak zamanla MCI grubunda belirgin farklar ortaya çıktı:

- Aylık yolculuk sayısı azaldı
- Gece sürüşleri keskin biçimde düştü
- Orta ve uzun mesafeli yolculuklar belirgin şekilde kısaldı
- Gidilen yerlerin çeşitliliği (entropi ölçümü) azaldı

Yalnızca sürüş özelliklerine dayanan algoritmalar MCI’yi %82 doğrulukla tespit etti. Yaş, test sonuçları ve Alzheimer genetik riski eklendiğinde doğruluk %87’ye yükseldi. Bu oran, yalnızca klinik ölçümlerin kullanıldığı %76’lık doğruluk seviyesinden çok daha yüksek.

Araştırmacılara göre bu bulgular, sürüş davranışlarını dijital bir biyobelirteç haline getiriyor. Daha önce yapılan çalışmalar da GPS tabanlı sürüş verilerinin, henüz belirti göstermeyen fakat Alzheimer’ın çok erken evrelerinde olan bireyleri tespit edebildiğini göstermişti.

Küçük ölçekli önceki araştırmalar, preklinik Alzheimer hastalarının daha az araç kullandığını, gece sürüşlerinden kaçındığını ve daha az ani manevra yaptığını ortaya koymuştu.

MAHREMİYET ENDİŞELERİ VE GELECEK ADIMLAR

Sürüş verilerinin sağlık göstergesi olarak kullanılması umut verse de, mahremiyet ve izleme sınırları konusunda tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Dr. Babulal, erken tespit için düşük maliyetli ve pratik yöntemler gerektiğini belirterek, araç içi verilerin “hiçbir ek çaba gerektirmeden” toplanabildiğini vurguluyor. Ancak çalışmanın çoğunlukla beyaz ve yüksek eğitimli katılımcılarla yapıldığı için farklı topluluklarda aynı sonuçların elde edilip edilemeyeceği henüz bilinmiyor.

Araştırmacılara göre bu teknoloji, doktorların bir hastanın sürüş alanını küçültmeye başladığını aile fark etmeden önce görmesine yardımcı olabilir. Aynı zamanda yaşlı sürücülere, kendi kontrollerinde kademeli bir sürüşten çekilme planı yapma imkânı sağlayabilir.

Çalışma, Neurology dergisinde yayımlandı.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber