Suudiler, istediği her şeyi aldı: İki talep hariç
ABD, Suudi Arabistan’ı “Önemli NATO Dışı Müttefik” ilan etti, F-35 satış sürecini ilerletti ve stratejik anlaşmalar imzaladı. Ancak Riyad’ın iki talebi Trump tarafından karşılık bulmadı...
Sadece üç yıl önce ABD, Suudi Arabistan’la ilişkilerini yeniden gözden geçiriyordu. Başkan Joe Biden, Suudi Arabistan’ın dışlanmış bir ülke olacağını ilan etmişti. Ancak bu hafta, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Washington ziyaretinde atmosfer bambaşkaydı.
ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin duyurduğu anlaşmalar, Selman'ın Washington’da önemli bir güç ve meşruiyet kazandığını gösteriyor.
En kritik kazanım, ABD’nin büyük savunma ve ticaret anlaşmalarını İsrail ile normalleşme şartına bağlama politikasından vazgeçmesi oldu.
Joe Biden döneminde, ABD-Suudi anlaşmalarının ancak İsrail’in Filistin devletine yönelik bir yol haritasına onay vermesiyle ilerleyebileceği belirtiliyordu. İsrail’in bu şartı reddetmesi ve Suudi Arabistan’ın geri adım atmaması süreci kilitlemişti.
Trump yönetimi ise bunları birbirinden ayırdı ve anlaşmalar Riyad’ın istediği şekilde ilerledi.
SUUDİ ARABİSTAN’A “ÖNEMLİ NATO DIŞI MÜTTEFİK” STATÜSÜ
Bu hafta açıklanan kararlarla;
- Suudi Arabistan “Önemli NATO Dışı Müttefik” ilan edildi,
- İsrail’in kullandıklarına “çok benzeyen” F-35 savaş uçağı satış
süreci başlatıldı,
- Yeni bir stratejik savunma anlaşması imzalandı,
- Ekonomik dönüşüm planına da destek verildi.
- ABD ile Riyad, yapay zekâ iş birliği çerçevesi oluşturdu, çip satışının önünü açtı, kritik madenler konusunda anlaşmaya vardı ve nükleer enerji alanında daha fazla iş birliği için kapı aralandı.
EKONOMİ VE NÜKLEER HEDEFLERDE SINIRLI KAZANIM
Tüm kazanımlara rağmen Riyad’ın iki önemli talebi karşılık bulmadı:
- Ülke içinde uranyum zenginleştirme hakkı,
- Sadece Trump dönemi için değil, daha uzun zamanlı bir savunma taahhüdü.
ABD, Suudi Arabistan’ın kendi topraklarında uranyum zenginleştirmesine temkinli yaklaşıyor. Enerji Bakanı Chris Wright, anlaşmada böyle bir madde bulunmadığını doğruladı.
Savunma alanında ise Katar hala Washington’un bölgedeki en güçlü ortaklarından biri. Katar, 2022’de NATO Dışı Müttefik ilan edilmiş ve bu yıl ABD tarafından açık bir güvenlik taahhüdü almıştı.
Riyad ise benzer bir kalıcı güvence talep ediyor. Suudi yetkililer, Trump sonrası da geçerli olacak Kongre onaylı bir savunma anlaşması istiyor. Ancak Beyaz Saray açıklamasında böyle bir taahhüdün izine rastlanmadı.
SUUDİ ARABİSTAN ALTERNATİF ARAYIŞLARINI SÜRDÜRÜYOR
ABD basınına göre, son yıllarda Suudi Arabistan, Washington’dan beklediği güvenlik garantilerini göremediği durumlarda başka ortaklıklar geliştirebileceğinin sinyallerini verdi.
2023’te Çin’in arabuluculuğuyla İran’la diplomatik yakınlaşma sağlandı. Riyad, “ilk tercih ABD olsa da başka seçenekleri de değerlendirdiğini” net biçimde gösterdi.
Bu yıl ise Pakistan ile karşılıklı savunma anlaşması imzalanarak ABD dışı güvenlik garantileri çeşitlendirildi.
ABD Kongresi’nde de bu eğilim göz ardı edilmiyor. Bazı isimler, Suudi Arabistan’ın Çin yerine ABD eksenine daha güçlü bağlanmasının Washington açısından olumlu olacağı görüşünde.
İSRAİL NORMALLEŞMESİ ARTIK BİR ŞART DEĞİL
Analistler, ABD-Suudi ilişkilerinin artık İsrail’le normalleşmeden ziyade büyük güç rekabeti tarafından şekillendiği görüşünde. Washington için Suudi Arabistan, Çin’e karşı stratejik rekabette kritik konumda görülüyor.
NETANYAHU: İSTEDİĞİ HER ŞEYİ ALAMADI
Bu sırada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu röportajda, ABD yönetiminin Suudi Arabistan'a F-35 satışı başta olmak üzere bölgesel meselelere ilişkin konuştu.
Netanyahu, "F-35 satışından önce bize sormadılar, ancak satış gerçekleştiğinde Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüştüm ve emin oldum. Muhammed Bin Selman, (ABD Başkanı Donald Trump’tan) istediği her şeyi alamadı." dedi.
Suudi Arabistan’la normalleşmeye ilişkin 'temkinli bir iyimserlik’ taşıdığını söyleyen Netanyahu, ancak bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermeyeceklerini ileri sürdü.