Şans kapıyı çalınca

Frankfurt hezimeti sonrası genel olarak Galatasaray’ın Liverpool’dan fark yiyebileceği kanısı hakimdi futbol kamuoyunda. Gerçi TFF Başkanı Hacıosmanoğlu söylemişti, “Liverpool eski Liverpool değil” diye; haklı çıktı!

Slot, Chelsea maçını düşünmüş olacak ki kadroda revizyon yapmış, Salah’ı yedek kulübesine çekmişti. Szobozlai sağ bekteydi. Bunların üzerine bir de Alisson sakatlandı. Barış penaltı kazandırdı, Osimhen golünü attı. Bu kadar şans anca Galatasaray’a nasip olurdu...

Galatasaray'a bu sezon evinde yan bakılmayacak anlaşıldı. Avrupa’nın en iyi takımı olsa bile bu seyirciye ve baskıya dayanamaz. İlk yarıda Uğurcan, Singo, Sanchez ve Jakobs adeta etten duvar ördü. Lemina ve Toreira’nın son derece akıllı faulleri; Yunus, Barış ve İlkay’ın ofansif becerileri ve en önemlisi Osimhen korkusu Liverpool’un aklını aldı. Penaltı ise tuzu biberi oldu.

Öyle bir maç düşünün ki, karşılıklı bol gol izleyebilirdik ama Osimhen karşı karşıya kaçırınca, Ekitike etkisiz kalınca zaten stres içindeki teknik direktörleri tedbirli olmaya sevk etti.

Hakem Turpin maçı çok iyi yönetti. Son dakikada verdiği penaltı VAR marifetiyle iptal edilse de iyi yönetti. Galatasaray öyle bir galibiyet aldı ki, Muslera’yı unutturan Uğurcan’ı kazandı. İlkay’a alıştı. Derbi öncesi moral buldu. İyi de sen gel Frankfurt’tan 5 ye, Liverpool’u yen. Allah herkese Galatasaray şansı versin. Yolun açık olsun aslanım.