Bugün önemli işleri onlara bırakıp, sıradan bir konuyu yazacağım
Adama, karısıyla işleri nasıl paylaştığını sormuşlar...
“Terörsüz Türkiye, ekonomik çözümler, uluslararası ilişkiler, dünya barışı, küreselleşme gibi önemli işlere ben bakarım” deyip devam etmiş; “Karım; çocukların hangi okula gideceği, nerede oturacağımız, ne yiyip ne içeceğimiz, tatilde nereye gideceğimiz gibi önemsiz ayrıntılarla ilgilenir…”.
Bugün önemli işleri Ahmet Hakan, Nedim Şener ve Abdülkadir Selvi’ye bırakıp, hepimizin ortak evi olan dünyanın geleceği hakkında bir şeyler yazacağım…
Çünkü dünyanın geleceği, sadece bilim insanlarının, liderlerin ya da teknoloji devlerinin değil, benim gibi sıradan yazarların da sorumluluğundadır...
***
Dünya büyük bir değişimden geçerken; iklim krizi, teknolojik devrim, sosyal eşitsizlikler, küresel salgınlar ve hızlı nüfus artışı gibi dinamikler, sadece bugünü değil yarını da şekillendiriyor...
Bu geleceği nasıl yaşayacağımız ise şu anda, politikacıların alacağı kararlarla doğrudan bağlantılı…
Öncelikle çevresel geleceğimiz büyük bir kırılma noktasında...
Gezegenimiz bizden yardım istiyor...
Okyanuslarımız plastikle boğuluyor… Ormanlarımız yanıyor… Buzullarımız eriyor...
Eğer politik liderler ve avenesi bu sesi duymazdan gelirse, gelecekte nefes almak için oksijen, içmek için su arayan bir medeniyet haline geleceğiz ama eğer bilimi, sürdürülebilirliği ve doğayla uyumu merkeze koyarsak: Bu kötü senaryoyu tersine çevirebiliriz…
Gelişmiş algoritma mı gelişmiş insan mı
Canlarım, teknolojinin geleceği artık hayal gücümüzün ötesine geçiyor… Yapay zekâ, biyoteknoloji, uzay çalışmaları ve benzeri gelişmeler hayranlık uyandırıyor ama şu soruyu sormadan da edemeyiz:
Teknolojiyi sadece ilerlemek için mi kullanacağız, yoksa insanlık için de mi geliştireceğiz?..
Robotlar dünyayı ele geçirecek mi bilmiyoruz ancak…
İnsanlığın kendi eliyle kendini unutmasına asla izin vermemeliyiz…
***
Bir diğer konu, insani değerlerin geleceği… Ne yazık ki, dijitalleşen dünyada insanlar arasındaki mesafe kısalmıyor, duygusal bağlar zayıflıyor… Eşitsizlikler artıyor, empati azalıyor...
Oysa geleceğin dünyasında en çok ihtiyaç duyacağımız şey; daha fazla yapay zekâ değil, daha fazla vicdan… Daha gelişmiş algoritmalar değil, daha gelişmiş insanlar olacak...
Hep birlikte inşa edelim
Peki, tüm bu değişimlerin ortasında biz ne yapabiliriz?..
Bizler; daha bilinçli bireyler olarak, daha cesur fikirler üreterek, doğayı koruyarak, bilimle ahlâkı birlikte düşünerek geleceğin mimarları olabiliriz…
Çocuklarımıza sadece bilgi değil, bilgelik de aktarabiliriz...
Bir tıkla ulaşabildiğimiz dünyaya, bir kalp atışı kadar yakın durabiliriz.
***
Unutmayalım: Gelecek, bize gelmez, biz geleceğe yürürüz...
Ve bu yürüyüş, korkuyla, bencillikle değil umutla, ortak iyilikle olmalı...
Yazımı, büyük düşünür Victor Hugo’nun şu sözüyle bitirmek isterim:
“Gelecek, güzelliğini hayal edenlerindir...”.
Haydi, o güzelliği hep birlikte inşa edelim.