CHP daha ne desin?..
Türkiye’de barış tartışmaları yeniden alevlendi…
DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, CHP’ye seslenerek:
“Barıştan yana iseniz açık konuşun” dedi…
Bu çağrı kulağa hoş gelebilir ama ortada göz ardı edilen çok temel bir gerçek var:
CHP zaten açık konuşuyor… Hem de yıllardır…
CHP’nin söylediği çok basit bir cümle var:
“Barış evet; ama Öcalan üzerinden değil, meşru demokratik siyaset üzerinden…”.
Bu kadar net bir pozisyonu “muğlaklık” diye nitelemek siyasi bir haksızlık…
***
Bakırhan’ın atladığı asıl konu şu:
Sürecin yürütücüsü olarak gösterilen Öcalan’ın son dönemde devlet ve iktidar liderlerini açıkça tehdit eden açıklamaları, toplumda ciddi bir infial yaratıyor…
Sonunda Bahçeli bile dayanamayıp, “ok yaydan çıktı!” diye feryat etti…
Aynı şekilde KCK yöneticisi Bese Hozat’ın çıkışları, barışa değil; gerginliğe hizmet ediyor…
Ulusal onur dediğimiz şey öyle hafife alınacak bir mesele değildir…
Hele ki tehdit diliyle hiç değildir…
CHP de tam olarak bunun altını çiziyor…
***
Türkiye’de milyonların oy verdiği, demokratlığı uluslararası çevrelerde bile kabul görmüş bir figür varken, yani, Selahattin Demirtaş dururken…
Neden toplumda infial yaratan bir isimle süreç yürütülsün?..
Bu sorunun cevabını, olaya bu pencereden bakmak isteyen herkes biliyor ama:
Söylemek istemiyor…
Barışın meşruiyeti şeffaflıktır
Barış ancak: Meşru siyasetle, şeffaf süreçlerle, TBMM çatısı altında, halkın bilgi sahibi olduğu bir yöntemde kalıcı olur …
CHP’nin itirazı; sürecin gizli, şeffaf olmayan, kişilere endeksli bir mekanizmayla yürütülmesine…
Yoksa “barış” sözcüğü CHP için tabu değil…
Aksine demokrasi vizyonunun temel taşlarından biri…
***
Asıl Soru: CHP daha ne kadar açık konuşsun?..
Bakırhan’ın çağrısı bu açıdan yanlış adrese yapılmış bir çağrı...
CHP’nin pozisyonu ortada: barış evet, meşruiyet evet, demokrasi evet ve fakat:
Öcalan üzerinden tehdit diliyle yürüyen süreçlere hayır…
***
Bu kadar açık bir duruşa rağmen hâlâ “açık konuşun” denmesi…
CHP’den, Öcalan’ın toplumdaki algısını temizlemesini beklemek anlamına gelir...
Bu ise mümkün değildir…
SONUÇ
Barışın şartı şu iki ilkedir:
- Şiddetin siyaseti değil, siyasetin şiddeti sona erdirdiği bir düzen…
- Meşru demokratik aktörlerin muhatap alındığı bir süreç…
Bugün Türkiye’de bunu en net savunan parti CHP’dir…
Dolayısıyla asıl tartışılması gereken, CHP’nin “açık konuşup konuşmadığı” değil…
Öcalan’ın ve KCK’nın tehdit diliyle barışı nasıl ve neden zehirlediğidir…
Barış arıyor isek önce bu gerçeklikle yüzleşmek zorundayız…